10 maddede dadandık: Haftalık popüler kültür raporu (4 – 10 Şubat)

Geçtiğimiz hafta boyunca dadandığımız ama çok tembel olduğumuz için yazmaya üşendiğimiz birkaç popüler kültür haberi… 

1- Sex and the City and Samantha

Bu tarafta işler pisleşti. Hatta dizide Samantha rolünü canlandıran Kim Cattrall’un paylaştığı son Instagram post’unu aşağıya iliştirelim.

Fena, değil mi?

Oysa daha iki gün önce, kardeşinin ölümünün ardından kendisine destek olan rol arkadaşlarına teşekkür ediyordu!

Durumlar biraz karışık. Her şey aslında Sex and the City’nin üçüncü filminin çekileceğine dair dönen muhabbetlerle başladı. Cattrall, artık 61 yaşında olduğunu ve böyle bir filmle ilgilenmediğini söyledi önce. Sonra tüm rol arkadaşlarını teker teker topa tuttu. Bir rivayete göre de Cattrall, Samantha rolünü tekrar oynaması için kendisine önerilen parayı beğenmemiş. Neyse, Cattrall tarafı gürültülü olsa da diğer üç aktris sessizliğini koruyor.

Bitmesi gereken hikayeleri sakıza çevirince böyle oluyor işte.

kuinsi

2- Quincy Jones’tan dünyayı ekseninden kaydıran açıklamalar

Hem de ne açıklamalar! Efsanevi müzisyen, Michael Jackson’dan Marlon Brando’ya, Trump’tan Ringo Starr’a, yakın tarihe damgasını vuran herkesi teker teker sıradan geçiriyor.

Bu yıl 85. yaşını kutlayan Quincy Jones şerefine Netflix tarafından bir belgesel hazırlanıyor. Ayrıca başrolde Donald Glover’ın olacağı 10 bölümlük biyografik bir dizi çekilecekmiş. Ha bir de elbette Oprah’nın sunacağı ve ünlü yıldızların şenlendireceği özel bir program CBS ekranlarında olacak.

Yani anlayacağınız bu yıl Quincy Jones’un yılı… Ve kendisinin söyleyecek çok sözü var. Birkaç tanesini biz sizin için seçtik ama gerisini Vulture’da yayınlanan, müziğe, hayata ve her şeye dair döktürdüğü röportajında okuyun.

– “…Michael Jackson çok fazla şarkı arakladı. Donna Summer’ın State of Independence’ını dinleyin, sonra da Billie Jean’i… Notalar yalan söylemez dostum.”

– “The Beatles’la ilk karşılaştığımda dünyanın en kötü müzisyenleri olduğunu düşünmüştüm. Paul dinlediğim en kötü bas gitaristiydi. Ringo? Ondan bahsetmeyelim bile…”

– (Irkçılık konusunda) “Amerika’nın güneyi her zaman boktan bir haldeydi zaten. Kimin ne tarafta olduğunu açıkça görebilirsiniz orada. Kuzeydeki ırkçılık ise ‘gizli’ ırkçılık. Tam da bu yüzden, son günlerde yaşananalar iyi oldu; eskiden ırkçı olduğunu saklayanlar açıkça söylüyorlar artık.”

– “Kulağı müziğe göre eğitmek gerekir. Eğer hep aynı melodiyi dinlerse, bir süre sonra kulak diğer seslere kapalı hale gelir. Bu bakımdan müzik çok garip bir şey. Kulağını sürekli meşgul tutmalısın.”

– (Günümüzde kimleri beğendiği sorulunca) “Bruno Mars, Chance the Rapper, Kendrick Lamar. Lamar’ın bulunduğu kafayı çok seviyorum. Yere sağlam basıyor. Chance de öyle. Ed Sheeran’ın albümü harikaydı. Sam Smith -gay olduğunu açıkça ifade ediyor. Bu açıdan çok seviyorum. Mark Ranson, prodüktörlüğü çok iyi bilen biri.”

3- Kylie Jenner’dan rekor (ama neden?)

20 yaşında anne olan Kardashian/Jenner hanedanlığının en genç üyesi Kylie Jenner, dokuz ay boyunca hamileliğini saklamış, geçtiğimiz günlerde ise bebeğinin elinin bir fotoğrafını Instagram’da paylaşmıştı. Ve tabii, rekor kırmıştı. Bu minnoş fotoğraf, Instagram tarihinin en çok ‘layklanan’ paylaşımı oldu.

https://www.instagram.com/p/Be3rTNplCHf/?hl=en

4- Solo. Han Solo.

Uzayın bıçkın delikanlısı Han Solo’nun hayatını anlatacak yeni Star Wars filminin fragmanı yayınlandı. Biz seni Harrison Ford’la sevmiştik, Han’cığımız, Solo’cuğumuz. Yine de filmin fragmanı, kalp atışlarını hızlandırıyor. Bünye alıştı bir kere.

5- Tarkan baba oluyor

Valla oluyor. Tarkan, yayınladığı bir Instagram videosuyla tüm hayranlarına duyurdu bu haberi. Tarkan seni çok seviyoruz ama bu videoda iç gıdıklayan birşeyler var. (Mimikler)

john mahoney

6- Güle güle, Marty!

Televizyonun en sevdiğimiz adamlarından John Mahoney, 77 yaşında hayatını kaybetti. Fraiser’daki Martin Crane rolüyle kalbimizin tam ortasına yerleşen ünlü aktörü, bilgelik dolu ve gülmeye her an hazır ifadesiyle hatırlayacağız. (Biraz acıklı oldu ama kalbimiz kırık.)

00-promo-drag-race-all-stars

7- Motorları çalıştırın: RuPaul’s Drag Race All Stars

Aslında RuPaul’s Drag Race’e uzun uzun, şöyle sağlam bi’ dadanasımız var ama en başta demiştik, serde tembellik var. Bir de RuPaul ve drag race öyle kolayca yazılacak konular değil; ne yazsak eksik kalacağını düşündüğümüzden biraz çekingen davranıyoruz mevzuyla ilgili.

Neyse…

Şu aralar üçüncü sezonu yayınlanan RuPaul’s Drag Race All Stars’ta, yarışmanın önceki sezonlardaki en sevilen ‘star’ queen’leri bir kez daha kozlarını paylaşıyor. Bu sezonun en çetin yarışmacıları ise kutudan fırlayıp duran Shangela ve bir önceki yarışmada elenince kalbimizde buruk bir his bırakan varyete güzeli BenDeLaCreme. Yayınlandığı her hafta popüler kültür gündemine renk katan All Stars’ın üçüncü sezonu, en son üçüncü bölümüyle ekranlardaydı. Tadını kaçırmamak adına neler olduğuyla ilgili detaylara girmiyoruz. Yalnız şu ara, her yerde RuPaul’un queen’lerini görebilirsiniz. Yetenekleri ve kişilikleriyle dünyanın dört yanından hayranlarını peşine takın queen’ler, haliyle dünyanın önde gelen yayınlarının da odağında.

Dünyayı RuPaul’un ve queen’lerinin kurtaracağına dair inancımız giderek daha da artıyor.

8- Sabrina’nın yeni Salem’iyle tanışın

Bizim kuşağın hayatında acayip bir yer edinen Sabrina the Teenage Witch, yeniden çekiliyor. Mad Men’de izlediğimiz Kiernan Shipka’nın Sabrina’yı canlandıracağı bu Netflix yapımında, hikayenin can alıcı karakterine ait ilk fotoğraf da paylaşıldı.

Ve karşınızda yeni Salem!

9- Spice Girls yeniden bir araya gelir mi?

90’lı yıllar bu hafta iyi gündem yaptı.

Malumunuz geçen hafta Spice Girls elemanları bir araya gelmiş, çektirdikleri fotoğraflarla Instagram alemini karıştırmışlardı.

“Yeniden bir araya mı geliyorlar yoksa” sorusunu ise Victoria Beckham cevaplıyor: “Hayır. Ne benim ne de kızların turneye çıkmak gibi bir niyeti yok.”

Yani zaten, ne gerek var?

10- Ve sıra Uma Thurman’da

Hollywood kadınları seslerini yükseltmeye devam ediyor. Taciz hikayelerinin ardından Uma Thurman’dan da üzücü bir açıklama geldi.

Geçtiğimiz hafta New York Times’ta yayınlanan yazısında, Kill Bill’in çekimleri sırasında filmin yönetmeni Quentin Tarantino’nun, çölde geçen araba sahnesini dublörsüz çekmesi için kendisini zorladığını ve sonrasında bu sahne çekilirken kaza yaparak yaralandığını söylemişti Uma Thurman. Hatta kazanın görüntülerini Instagram hesabından paylaşmıştı:

Quentin Tarantino elbette sessiz kalmadı ama bi’ garip açıklamayla bizi baş başa bıraktı: “Dublör gerektiren bir çekim olacağını tahmin etmemiştik. Hem bağıra çağıra, zorla arabaya oturtmadık ki kendisini…”

Falan filan.

Kadın oyuncuların, Hollywood’un yakasını bırakmaya hiç niyetleri yok anlayacağınız.