2021’in ödül sezonu başlıyor: 73. Primetime Emmy Ödülleri adayları ve tahminlerimiz

Dizi severlere, yeni nesil Netflix’çilere, kırmızı halı geçidini dört gözle bekleyen moda tutkunlarına müjde! Ödül sezonuna fulfors giriş yapıyoruz; 73. Primetime Emmy Ödülleri 19 Eylül gecesi sahiplerini bulacak. Hem geride bıraktığımız zorlu 2020’nin hem de bu senenin severek izlediğimiz, bizi kah ağlatan kah güldüren ama en önemlisi de sahiciliğiyle sarsan birçok yapımın yer aldığı adaylık listesinde bizi heyecanlandıran birçok isim var. 24 adaylıkla en fazla adaylığa sahip olan The Crown ve The Mandalorian spot ışıklarını hemen üzerlerine çekseler de Mare of Easttown, Pose, The Handmaid’s Tale, WandaVision gibi dadanmaktan bıkmadığımız çeşitli dizilerin ödül sezonunu nasıl açacaklarını da merakla bekliyoruz aslında. Adaylıklara daha yakınmak bakmak ve de tahminlerimizi sizinle paylaşmak için yine masa başındayız biz de.

Geçtiğimiz sene anlamlandıramadığımız birçok ana sahip, çevrimiçi ve acayip bir törenle sahiplerini bulan Primetime Emmy ödülleri bu sene 73. defa Los Angeles’taki Microsoft Theatre’de kanlı canlı, kırmızı halılı bir törenle gerçekleşecek. Sunuculuğunu Cedric the Entertainer sahne adıyla tanıdığımız Amerikalı komedyen/aktör Cedric Antonio Kyles’ın gerçekleştireceği töreni 19 Eylül’de TSİ 03:00’de izleyeceğiz. Biraz teknik bilgilerle sizi aydınlattıktan sonra, hızlıca bizi heyecanlandıran adaylıklara yani işin eğlenceli kısmına geçelim.

Sürprizi bol dramalar

Adaylara şöyle bir göz gezdirdiğimizde bile yaklaşık dört yıldır tüm televizyon ödüllerine damga vuran Netflix dizisi The Crown’un 24 adaylıkla yine, yeniden ağırlığını koyduğunu görüyoruz. The Crown, geçtiğimiz seneki Emmy adaylıklarından eli boş dönse de Altın Küre’de ödülleri silip süpürmüştü. Ve bu defa, daha önce kazanamadığı En İyi Drama Dizisi dalında BridgertonPose, Lovecraft Country, The Boys, The Mandalorian, The Handmaid’s Tale, This Is Us gibi adayların arasından sıyrılıp, bu büyük ödülü de künyesine ekleyeceğini düşünüyoruz. Ama 18 adaylığa sahip The Handmaid’s Tale de yine güçlü bir sezonla, birbirinden nefis oyunculuklarla bu kategorideki yarışta zirveyi zorlayabilir. Ya da tıpkı The Crown gibi 24 adaylığa sahip Disney+ dizisi The Mandalorian geçen sene gerçekleştirdiği sükse sebebiyle bir sürpriz yapabilir.

Drama dalındaki kadın oyunculara baktığımızda ise gönlümüzün Emmy’sini Elisabeth Moss’a versek de gerçek Emmy’nin bu defa kendisine gitmeyeceğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz sene bu kategorideki ödülün, en matrak (?!) ödül kabullerinden birini gerçekleştiren ve bu dalda ödül kazanan en genç oyuncu olan Zendaya’ya gittiğini hatırlarsınız. Bu seneki ödülün de The Crown’daki Prenses Diana rolüyle kalbimizde taht kuran (ve bize yeniden şiirler yazdıran) Emma Corrin’e gideceğini tahmin ediyoruz.

Bu onun ilk adaylığı ve Emmy ödüllerinin son yıllarda birçok kategoride tercihini genelde kariyerinin başında olan ve popüler yapımlarda yer alan yetenekli oyunculardan yana kullandığını düşünecek olursak tahminlerimiz doğru çıkabilir.

Yine Drama Dalındaki En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde bizi duygudan duyguya sürükleyen, kadrosunda en fazla trans oyuncu bulunduran dizi olarak tarih yazan ve üçüncü sezonuyla final yapan Pose dizisinin başrolü MJ Rodriguez ile müthiş bir sürpriz de gelebilir. Bu arada Rodriguez ödülü kazanamasa bile şimdiden tarih yazdı; bu adaylıkla büyük bir oyunculuk ödülüne aday gösterilen ilk trans kadın oyuncu oldu. Hazır Pose’dan bahsetmişken Drama Dalındaki En İyi Erkek Oyuncu ödülü için tahminimizi de söyleyelim; Billy Porter. Pose’da nefis bir iş çıkaran Porter’ın performansının ödüllendirileceğini düşünsek de, gözümüzü Josh O’Conner’dan almakta bir hayli zorlanıyoruz. Kendisini de yine güçlü adaylar arasında görüyoruz, beğeniyoruz, severek izliyoruz…

Mini mini diziler

Mini dizi adaylıklarına geldiğimizde ise, Marvel’a ilk Emmy adaylıklarını (hem de 23 tane) kazandıran WandaVision dizisini burada görmekten gayet mutlu olduğumuzu belirterek başlamak isteriz. Dizinin kendisi En İyi Mini Dizi kategorisinde adayken; Elisabeth Olsen, Paul Bettany ve Kathryn Hahn da oyuncu adaylıklarında yer alıyorlar. Saydığımız bu oyuncuların hepsi de aday oldukları kategorilerde ödüle yakın olarak görülen isimler üstelik.

En iyi mini dizi kategorisinde hem favorimizin hem de tahminimizin Mare of Easttown olduğunu da söyleyelim hemen. Mare’in en güçlü rakibinin de Netflix’in şu ana kadar en çok izlenen dizisi The Queen’s Gambit muhtemelen. Hatta Emmy ödüllerinin ön ayağı olan ve -adı üstünde- kreatif kategorilerde verilen Creative Arts Emmy Ödülleri’nde en çok ödül kazanan yapımlardan biri oldu The Queen’s Gambit. Tıpkı geçen seneki ödüllerde olduğu gibi bu sene de epey iddialı anlayacağınız. Mini dizi kategorisinin kadın ve erkek oyuncu adaylıkları ise yine birer “şampiyonlar ligi”; Altın Küre’lerde hak ettiği değeri ve övgüleri almadığı düşünülen I May Destroy You’nun yaratıcısı ve başrolü Michaela Coel, “artık bizi daha fazla şaşırtamaz” dediğimizde bile şaşırtıp kendine yeniden hayran bırakan Kate Winslet ve elbette en genç adaylardan biri olmasına rağmen ödülün favorilerinden biri gösterilen Anya Taylor-Joy… Yine bir The Queen’s Gambit- Mare of Easttown çekişmesi sezdiğimiz bu kategoride bizim yıldızımız Kate Winslet. Hamilton dizisinden iki aday gördüğümüz erkek oyuncu kategorisine baktığımızda ise bir başka efsanevi oyuncu Hugh Grant’ın The Undoing’indeki rolüyle favori olduğunu inkar edemeyiz.

Merhaba, Ted Lasso!

Son olarak komedi kategorisi hakkında da biraz laflayalım. Adaylar arasındaki Emily in Paris yine yüzümüzü ekşitmemize neden olmuştu burada. Ve Primetime Creative Arts Emmy Ödülleri’ndeki adaylıkları da dahil 20 adaylığa sahip Apple TV+ dizisi Ted Lasso, ödül tarihinde en çok aday gösterilen komedi dizisi olarak bir rekor kırmıştı. Bu rekorunu En İyi Komedi Dizisi ödülü ile (ve birkaç ödülle daha) taçlandıracağını düşünüyoruz Jason Sudeikis’in hayat verdiği Ted Lasso’nun. Ve yine geçtiğimiz Altın Küre’lerde Komedi Dalındaki En İyi Erkek Oyuncu ödülünü hoodie’siyle kabul eden Sudeikis de öyle. Komedi dalındaki en iyi kadın oyuncu ödülü ise Shrill dizisiyle oldukça beğenilen Aidy Bryant’ın olacak gibi.

Son yıllarda diğer büyük ödül mecralarında olduğu gibi iyice gözümüze batan haksızlıkları, ırk ve cinsiyet ayrımcılıkları gibi nedenlerle Emmy’ler prestijini biraz kaybetse de hakkında konuşmaktan, tahminde bulunmaktan kendimizi alamıyoruz. Yılların alışkanlığı diyelim… Bu nedenle yarın gece, hatta sabaha karşı, yine tatlı bir heyecanla takip edeceğiz kendilerini. Adaylıkları toplu bir halde hatırlamak isteyenler buradan göz atabilir. Biz de törene kadar biraz enerji toplayalım…