5 maddede dadandık: Haftalık popüler kültür raporu (7-14 Ağustos)
Geçtiğimiz hafta boyunca dadandığımız ama çok tembel olduğumuz için yazmaya üşendiğimiz birkaç popüler kültür haberi…
1- Speechless…
Ara ara kafayı yiyen Kanye West, Trump’ı ve politikalarını ne kadar tuttuğunu açıklayınca Amerika’da Trump karşıtlarının hışımına uğramıştı. En ağır darbe ise talk show programına konuk olduğu Jimmy Kimmel’dan geldi.
Tabiri caizse Jimmy Kimmel, Kanye’yi sözleriyle dövdü. Sonrasında Kanye, “Hayır, hiç de afallamadım” diye açıklama yapmak zorunda kaldıysa da Jimmy Abimizin sözleri karşısında sersemler gibi olduğu anların videosu var elimizde.
10. dakika, 45. saniyeden itibaren izleyebilirsiniz.
2- Sen ağlama, dayanamam…
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir konser kaydıyla efelerin efesi Eddie Vedder, yüreğimizi dağladı.
10 Ağustos Cuma akşamı Seattle’daki bir Pearl Jam konserinde çekilen videoda, Tom Petty şarkısı I Won’t Back Down’ı cover’lamak için gitarı eline alan Eddie Vedder, “Bu gece dostlarımızla bir aradayız ama maalesef bazıları burada değil. Tom Petty’yi en son geçen yaz, burada görmüştüm” diyerek 2017 Ekim ayında hayatını yitiren efsane müzisyene bir selam gönderiyor. “Umarım bir şekilde buralarda bir yerdedir. Sadece ilgisini çekmeye çalışıyorum, onu ne kadar özlediğimi söyleyebilmek için…” diye ekledikten sonra da gözyaşlarına boğuluyor.
Koca yürekli adam…
3- Elba, Idris Elba
Yıllara yayılan “Bir sonraki James Bond, Idris Elba mı olacak” mevzusu geçtiğimiz hafta yeniden canlandı. Hatta konunun sağlam birer bekçisi olarak biz de dadanmıştık burada. Kısa bir özet geçelim; serinin prodüktörlerinden Barbara Broccoli, “Artık James Bond’u siyahi bir oyuncunun canlandırma vakti geldi” demiş, Idris Elba için sinyali çakmıştı. Tabii henüz resmi bir açıklama yapılmadığı için ve 2019’da vizyona gerecek yeni James Bond filminde ünlü ajanı yine Daniel Craig canlandıracağı için şimdilik kesin bir şey söylemek mümkün değil.
Ama Idris Elba durur mu, yapıştırmış tweet’i.
Bize akıl oyunları oynama be adam!
4- Tek adam
Foo Fighters’ın “beyin adamı” Dave Grohl hakkında bir belgesel yayınlandı. Evet, aklınızda bol Nirvana soslu, Foo Fighters’la epikleşen bir belgesel canlandı, biliyoruz. Zira biz de ilk başta öyle bir şey sandık ama fena yanıldık.
Play adlı bu yarım saatlik belgeselde Grohl bir stüdyoya giriyor tek başına nelere muktedir olduğunu kanıtlamak istercesine tüm enstrümanları kendisinin çaldığı bir kayıt yapıyor. Gitar, bateri; tüm enstrümanlar tek tek kaydedilmiş ve sonrasında özel bir editle bir araya getirilmiş.
Dave Grohl hayranları üzerimize taş atmasın ama bunun nesi belgesel anlayamadık. Sene olmuş 2018. Böyle müzik kaydeden bir sürü müzisyen var. Hatta onlara ecnebiler “multi-intrumentalist” diyor.
Neyse bize düşmez, adamların bir bildiği var herhalde…
5- “So it goes…”
Savaş karşıtı yazılmış en iyi romanlardan biri Slaughterhouse-Five.
Amerikalı yazar Kurt Vonnegut’ın İkinci Dünya Savaşı hakkında, kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı bu yarı otobiyografik kitabın bir dizi olarak televizyona uyarlanacağı açıklandı.
Kitabın ana karakteri Billy Pilgrim gibi İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan ordusunda asker olarak Avrupa’ya giden Vonnegut, burada Almanlara esir düşmüş ve Dresden’e götürülmüştü. Büyük Dresden bombardımanı sırasında şehirde olan Vonnegut, 25 bin küsur kişinin öldüğü ve şehri dümdüz eden bu bombardımandan yerin birkaç kat altındaki bir mezbahaya saklanarak kurtulabilmişti.
Kara mizahı edebiyatının başköşesine taşıyan Vonnegut’ın en ünlü romanlarından Slaughterhouse-Five. Vaktiyle sinemaya da uyanlanan eseri televizyona taşıma işini Universal Cable Studios üstleniyor. Epix’te yayınlanacak dizinin yönetmeni ise The Handmaid’s Tale ile Emmy adaylığı kapan Kari Skogland.
Sevdiğim kitapların uyarlamaları konusunda hiç iyimser olmadım, belki de bu yüzden hiç hayalkırıklığına uğramadım. Bilmem anlatabildim mi?