
Açın Tom Hardy’nin önünü!
Tom Hardy’nin büyük çıkışı biraz geç oldu belki ama kesinlikle muhteşem oldu. Black Hawk Down, Star Trek: Nemesis ve Marie Antoinette gibi filmlerde irili ufaklı rollerde oynamış, en deli yönetmenlerden biri olan Nicolas Winding Refn’in Bronson filminde harikalar yaratmış ve tiyatroda epey ter dökmüş olmasına rağmen ancak yolları Christopher Nolan’la kesiştikten sonra Hollywood’daki büyük çıkışını tamamlayabildi. Hardy’i önceden fark etmemiş olan seyirci de artık onu Inception’daki Eames olarak tanımış oldu.
Inception’ı The Dark Night Rises, Mad Max: Fury Road ve The Revenant gibi filmler takip etti ve The Revenant’la aday olduğu Oscar’ı alamamış olması, bence o senenin en büyük ödül sezonu ayıbıydı. Daha kariyerinde uzun yıllar var, yine aday olur yine alırsın Hardy üzülme demek istiyorum ama bu sene Venom’la olmaz o iş. Filmi aslında sevdim çünkü son derece sıradan bir Marvel anti-hero hikayesi. Yarattığı beklentiyi tam karşılayan bir film. Garantili formüller uygulandığından ne kötü olabilecek ne de yılın en iyi filmi olabilecek türden ama herkesin de izlenebilir bulabileceği, tipik bir yüksek bütçeli film. Ancak Hardy’nin filmografisinin gidişatıyla biraz alakasız kaldığını düşünüyorum.
Beni esas üzen nokta ise, filmin bir kısmında yine Tom Hardy niyetine uzaylı bir yaratık görüyor olmamız. Bu adamın filmlerinde yüzünü göstermekle ilgili bir derdi var sanırım. Dark Knight’ta Bane karakteri için geçirdi yüzüne maskeyi, Mad Max, Dunkirk derken öyle gidiyor. Yüzünü görmek için Taboo’yu bile izledim. Orada da karanlık çekimler, şapkalar bir şeyler… Kendisini daha çok The Revenant gibi işlerde ve rollerde görmek istiyoruz. Tom Hardy’nin önünü de, yüzünü de açın!