
“Ağla, ağla açılırsın” kuşağında bugün Pharrell Williams vs. Atilla Taş
Yazı: Nazlı Sönmez (@nozali)
Geçtiğimiz yılın tartışmasız en ünlü şarkısı olan Happy’nin sahibi Pharrell diyor ki; “İnsanlar kendi videolarını çekmeye başladıklarında artık şarkı benim şarkım değildi.”
Hani derler ya, “Dünya vatandaşı” diye, Happy de birden bire dünya şarkısı oldu. Pharrell’in bu ani yükselişine mutluluk ve şaşkınlık ile şahit olan bizler, şarkıyı her duyduğumuzda sırıtmayı da ihmal etmedik. Sanmıyorum ki “Ay kapat kapat, sinirlerimi bozuyor bu şarkı!” diyen birini bulabilelim.
Oprah’ın prime bilmem ne programına konuk olan Pharrell, dünya çapında çekilen Happy videolarından oluşan bir kolajı izlerken resmen foşurt diye ağlamaya başlıyor. Yani, birden bire o kadar hızlı bir göz kızarması olamaz! Bunu gören Oprah durur mu, basıyor duygu sömürüsünü, basıyor “Yooooğk, yooooğk” yumuşaklığını… (şarkıyı seven, Pharrell’i seven bünyeler de kesin ağlayacak uyarımızı yapalım!)
Anlayamıyorum. Türk halkı olarak büyük bir hastalığa sahibiz; ekranda gördüklerimizin ve bir şekilde “ünlü” dediklerimizin çişini söylediği günden, karşımızda durduğu ana kadar her anını öğrenme isteğiyle yanıp tutuşuyoruz. “Anlat anne! Korkma!” diye bağıran Atilla Taş, tüyler ürpertici bir atmosfere alıyor izleyicileri. Özellikle annesine ne anlatması gerektiğini vurgulayan sözleri kan donduruyor.
Bir an Atilla Taş olduğunu unutuyoruz. Ama o büyülü an geliyor ve Atilla Taş, o zamanlar çok dinlenen Eminem şarkısı Cleaning Out My Closet’dan alıntı yapıyor. İşte herkesin %5 beyin hücresi ölümüne neden olan o ağlama… Rahatsız edici. Çok.
Televizyonun çöp olduğunu, iğrenç bir kutu olduğunu, her şeye rağmen bön bön baktığımızı kabul ettiğimiz için. Siyanür verseler içeriz!