Aşırı yetenekli (ve bizce çok kişilikli) bir oyuncu: Tatiana Maslany

Şimdilerde Destroyer filmiyle gündemde Tatiana Maslany. Ama bizim onunla olan sıkı ilişkimiz çooook daha öncesine dayanıyor. 

Televizyonun en sağlam distopyalarından biriydi Orphan Black. Gelecekte muhtemelen gerçek olacak bir konu hakkında düşündürdüğü gibi; sevgi, dostluk ve dayanışma gibi konularda verdiği alt mesajlarla da izleyenin içini ısıtıyor, mizahi anlatımıyla izleyeni daha da bağlıyordu hikayesine. Yine de, bu dizide öyle bir faktör var ki, o olmasaydı belki de içi boş kalacaktı; bir-iki sezonluk tatlı bir rüzgar olarak gelip geçecekti. Evet, başlıktan da gördüğünüz üzere, o “faktör” Tatiana Maslany…

Jon Hamm’siz Mad Men, James Gandolfini’siz Sopranos, Sarah Jessica Parker’sız Sex and the City ne kadar tatsız tuzsuz olacaksa (bu arada bu liste sabaha kadar gider), Tatiana Maslany’siz Orphan Black de öyle olurdu. Üstüne üstlük, dizi yayınlandığı sıralarda henüz 28-29 yaşlarında olan Tatiana, bu saydıklarımızın on katı bir iş başarıyor Orphan Black’te. Klonlanmış bir düzine kadını canlandırıyor çünkü. Temelde fiziksel olarak benzeseler bambaşka karakterlere sahip, hiçbir şekilde birbirini andırmayan bir düzine kadın… Hatta tarzlarından ve kişiliklerinden ötürü bazen fiziksel görünüşleri de gözleri dışında pek benzemiyor…

Kendisini daha da takdir etmeye başladığınızı hissediyorum. “Tek bir dizide ondan fazla karakteri canlandırmak, evet zor” diyorsunuz. Ama Tatiana Maslany’nin esas başarısı, tüm bu karakterlerin tek bir oyuncu tarafından oynandığını unutturması. Mesela Rus rahiplerin elinden kaçan sayko killer Helena ile banliyö leydisi Alison arasında çağrışım yapacak tek bir benzerlik bile yok.

alison_orphan black_gif

Alison da devreleri yakacak sonunda.

Helena’nın ne kadar ruh hastası olduğunu anlamanız adına bir de şu videoyu iliştirelim. Filmin ana karakteri Sarah Manning’le (onu da tabii ki Tatiana Maslany canlandırıyor) çok doğru bir anda gerçekleşen kanlı bir buluşması…

Neyse ki Tatiana Maslany’yi tek takdir eden biz değiliz. Kendisi Orphan Black’teki performanslıyla 2016’da Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. (Daha önce de aday gösterilmişti ama rakipleri arasında How to Get Away with Murder’la Viola Davis de vardı 🙂 Ayrıca pek çok kez Altın Küre ve Screen Actors Guild adaylıkları da kaptı.

Orphan Black’teki performansı epik olduğu için Tatiana’dan bahsederken konuyu oradan açmak gerekiyor. Oysa kendisinin beyazperdedeki başarıları da, her ne kadar televizyondakine göre daha ağır ağır ilerlese de, hiç fena değil. Orphan Black öncesi küçük küçük rollerle beyazperde de arz-ı endam eden Tatiana, geçen sene vizyona giren Stronger’da, Jake Gyllenhaal’le birlikte sağlam döktürmüş, biz hayranlarının kalbini gururla doldurmuştu. (Of şu Jake de ne kadar çok çalışsa da kıramadı şu zincirlerini…)

Tatiana’cığımız, şu sıralarda da Karyn Kusama’nın yönettiği ve Nicole Kidman’ın başrolde olduğu Destroyer filmiyle gündemde. Nicole Kidman yine fiziksel görünüşünü komple değiştirerek Oscar’a doğru koşmaya çalışıyor bu filmde. (Özellikle bu filmde bence biraz Charlize Theron’un Monster’daki halini hatırlatıyor.) Film şimdilik sadece festivallerde gösterildi. O yüzden çok fazla yorum yok hakkında ama Rotten Tomatoes iyi puanlamış.

Screen Shot 2018-09-21 at 13.54.31

Ay evet, aşırı inandırıcı bir makyaj.

Bizim için zaten puanlamasından ziyade, filmin Tatiana Maslany’nin beyazperde çıkışını hızlandırması. Bu yeteneği daha çok görmek istiyor bu gözler. Yaptıkları yapacaklarının garantisi çünkü…