Bildiğiniz Sabrina’yı unutun

Bildiğiniz Sabrina’yı unutun. Karanlıklar prensesi yeni Sabrina’yla tanışın. 

90’ların ikinci yarısında tanışmıştık televizyondaki Sabrina’yla. Artık Nickelodeon’ın klasiklerinden sayılan Clarissa’yla evimizin başköşesine yerleşen Melissa Joan Hart canlandırıyordu Sabrina’yı. Archie Comics’in çıkardığı Sabrina the Teenage Witch adlı çizgi romandan aynı adla uyarlanan bu ilk versiyon, 90’lardaki sitcom akımının peşinden giderek, komedi tadında çıkmıştı karşımıza.

Haliyle, Sabrina’nın bildiğimiz dünyası, tabiri caizse, hep minnoşluklar üzerine kuruluydu. Konuşan kedi Salem, kendi halalarımız gibi sevdiğimiz Zelda ve Hilda, dünyadan bihaber Harvey, çatlak okul müdürü ve hatta Sabrina’nın hayatını zorlaştıran tüm kötücül yaratıklar bile bu minnoşluğu daha da pekiştirmek üzere kendilerine düşen görevi layığıyla yerine getiriyorlardı.

Netflix, Archie Comics’in bu çizgi romanını yeniden televizyona uyarlayacağını açıkladığında 90’lardaki versiyondan farklı bir şeyler beklememiz gerektiğini tahmin etmiştik ama ilk fragmanla yaşadığımız çarpışma biraz ağır oldu. Chilling Adventures of Sabrina adıyla çekilen bu yeni serüvende minnoşluğa yer olmadığı gibi, yürek sıkıştıran karanlık bir aleme doğru sürüklenecek gibiydik.

Haklıymışız da.

Karakterler ve karakterlerin adları dışında, iki uyarlama arasında hiçbir benzerlik yok. Şikayetçi miyiz? Hayır. Evet başlangıçta, ilk versiyonla vaktiyle sağlam bir ilişki kurduğumuzdan, kıyaslama yapmaya kalkıştık ama karşımızda öncekinin tam zıttı bir yere düşen kapkaranlık bir dünya ve insanın tüylerini ürperten bir hikaye var. O kıyaslama hevesceğizi, birkaç sahne sonra silinip gidiyor.

Bakın gösterelim:

Cadı mı? Yok artık!

90’ların minnoş Sabrina’sı, cadı olduğunu 16. yaş gününe kadar bilmiyor. Oysa Netflix’in Sabrina’sı çoktan bunu bildiği gibi, kara büyüde de uzman olmuş. Esas farklılık da buradan başlıyor zaten.

Ayrıca 90’lardaki Sabrina’dan, bu yeni hikayedeki gibi, hayatıyla ilgili keskin kararlar alması da beklenmiyor. Evet, onun da cadılar alemine kendini kabul ettirmesi gerekiyordu ama Chilling Adventures’daki gibi bir kimlik meselesine dönüşmüyordu. (Evet, 2000’lerin politik dalgası burayı da vurdu.)

Konuşan kedi Salem

Sabrina’ya dair en güzel detaylardan biri Salem. Konuşuyordu. Ve robottu! Dünyaya ele geçirmeye çalıştığı için cezalandırılan ve kapkara bir kediye dönüştürülen, talihsiz bir cadıydı aslında Salem. Vecizeleri hepimize hayat dersi verecek kadar güçlüydü (!). Delilikti.

Yeni Sabrina’nın Salem’i gerçek bir kara kedi. O da biraz deli deli bakıyor ama pek sempatik değil. Ayrıca ilk versiyondaki gibi insandan dönüşmediği için konuşmuyor da. Sabrina’nın koruyuculuğunu üstlenen bir ruh aslında bu Salem. (Detaylar için diziyi izleyin.) Neyse ki doğru anda, doğru yerden çıkarak Sabrina’yı, en olmadık durumlardan bile kurtarabiliyor. O yüzden sevdik kendisini.

Halalar, halalarımız

Demiştik; ilk versiyondaki halalar birer minnoşluk abidesi. Evet, birbirlerine zıt iki karakterdiler: Zelda mantığın, Hilda da duygularının peşinden gidiyordu. Ama buna rağmen çok iyi geçiniyorlardı. Hilda biraz safça davransa da Zelda’yla asla ters düşmüyordu.

Yeni versiyonda en çok halalara alışmakta zorlandım ben. Bir kere birbirlerine dünyayı zindan etmek için var güçleriyle çabalıyorlar. Yeni Zelda çok kötü bir kadın. Gerçek hayatta görsek nefret ederiz. Hilda yine yumuşacık, kalbinin peşinden gitmeyi bırakamıyor. Tam da bu yüzden Zelda’yı çıldırtıyor. Hatta Zelda bir noktada kardeşini öldürüp toprağa gömüyor. (Merak etmeyin cadılar ölümsüz.)

Yeni Zelda’ya bir tane patlatmadan rahat edemeyeceğim galiba.

Ambrose

İkinci uyarlamada, Sabrina’nın bir de kuzeni var: Ambrose. Sabrina’nın akıl hocası. Aslında 75 yaşında ama çok yakışıklı bir delikanlı bedeninde.

Ambrose olmasa, bu karanlıklar diyarında fena çuvallardı Sabrina.

Eh evet, Ambrose da Hilda gibi Zelda’nın aşşşırı mantıklı hareketlerinden uzak durduğu için bazen Sabrina’nın başına ufak tefek sıkıntılar çıkarsa da bunların çoğu iyiye hizmet ediyor sonunda.

Bu arada lafı açılmışken söyleyelim; Chilling Adventures of Sabrina karakterleri üzerinden birkaç ayrı hikayeye bölünen bir dizi. Ambrose’unki de benim en sevdiklerimden biri oldu.

Harvey

İzlerken yaşım küçüktü diye herhalde, ilk versiyondaki Sabrina’nın erkek arkadaşı Harvey bu kadar çocuksu gelmemişti gözüme. Hem daha karizmatikti. Tam Amerikan dizilerindeki liseli golden boy’du. Yeni Harvey de çok hoş bir genç ama geçmişi hasarlı. Zaafları var. 90’lardaki versiyonuna göre daha “gerçek” bir karakter. Ailesiyle kurduğu ilişkiyi de görünce (abisi Tommy adam gibi adam hakikaten) kendisiyle empati kurmadan edemiyoruz. Güzel şeyler hep onu bulsun. (Diyeceğiz ama hayatında Sabrina var, işler karışmaya mahkum.)

Liselim

Chilling Adventures’da Sabrina’nın arkadaşları adlarıyla da karakterleriyle de ilk versiyondakinden çok çok farklı. (İlk versiyonun ilk bölümünde Sabrina okulun popüler kızı Libby’yi ananasa çeviriyordu, aşırı matraktı.)

Aslında o dönemden bu yana ABD’deki politik dalga da komple değiştiği için, bu dizide kimlik konusunda pek çok farklı açıdan vurgular yapılıyor. Feminizm ve LGBTİ savunuculuğu her hikayede ön planda.

Kadınlar, binlerce yıllık geleneği arkalarına alarak dünyayı birbirlerine dar etmeye çabalıyor (hatta bu uğurda birbirlerini yiyorlar, gerçek anlamda) ama yine aynı şekilde, kadınlar bu dizide birbirlerinin en büyük destekçisi. Ve din kavramı üzerinden bunu o kadar iyi anlatıyor ki bu yeni dizi (çünkü cadılık burada tek tanrılı dinlerden birine dönüşmüş durumda) gerçek hayatla olan benzerliği ürkütüyor insanı. Abartılı olan sahneler bile sembolik olmaktan çıkıyor çoğu noktada.

Sabrina’nın kankaları Roz ve Susie ise herkesin hayatında olmasını isteyeceği cinsten dostluk sergiliyorlar. Sabrina’nın cadılar okulunda tanıştığı yaşıtı diğer kadın cadılar ise düşmanımızın bile yoluna çıkmasını istemeyeceğimiz karakterler.

Burada daha fazla detaya girmiyoruz, spoiler’lar yüzünden lanetlenmeyelim diye… Zira yazarken kendimize daha fazla hakim olamayacağız, olmayacak detayları patlatıvereceğiz.