
Bir İngiliz’e dadandık
“Korkmasaydım ne yapardım?”
Oturup manyak gibi İngiliz dizisi izlemek en büyük hobim. Telefonlarımı açmam ve hiçbir şey dikkatimi dağıtamaz. Üstüne bir de araştırma kısmı başlar ve didik didik incelediğim dizilerin trivia sayfalarında kendimi kaybederim. Fleabag, 2016 yılında kendimi kaybetmemi sağlayan ve bitirdiğim günden beri de aklımdan çıkmayan bir dizi. Ancak bir kadın perspektifinden çıkabilecek detaylar ve hikâyeler var. Bir de İngilizlerin zeka dolu hareketlerinden genelde medeniyetin ulaşabileceği en yüksek yerde olduklarını görüyorum. Bu da bana çok iyi geliyor. (Belki de kendi ulaştığım medeniyet seviyesidir)
Phoebe Waller-Bridge bu yazının kahramanı. Birçok BBC dizisinin senaristliği yapıyor. Tiyatrolarda oyunları oynanıyor, kendisi de sahneye ve kamera karşısına geçiyor. Hatta Fleabag rolüyle Bafta kazandı.
Hep beraber Killing Eve!
Phoebe Waller-Bridge yakın zamanda çok daha fazla duyacağınız bir isim olacak çünkü BBCAmerica için “Killing Eve” adını taşıyan ve neredeyse tüm ülkelerden oyuncular barındıran bir Ajan dizisi yazıyor. Başrolünde Sandra Oh (ne de sevilen ama asla hakkında konuşulmayan bir kadın!) ve Jodie Comer (yenilerden) yer alan dizi, aslında “Codename Villanelle” adını taşıyan Luke Jennings kitabı. Uluslararası bir kiralık katil olan Villanelle ile MI6 analisti Eve arasındaki kapışmayı izliyoruz.
Killing Eve kadın işi olup “seksapellik” perdesinin arkasına saklanmıyor. İnsanlar izlesin diye “Kadın işi hehe” gibi bir duruşla pazarlanmıyor. Kadınlar oturup yapmışlar, izleyen herkes de hayran kalmış. Kısaca çok tatava yok. Lezzeti basmışlar geçmişler. “Başrolde kadınlar var ama bak izle bence seversin” konuşmalarını da yapmanıza gerek kalmaz bu dizide.
Bana ne oldu da bu kadar övüyorum?
Bir kere dizinin açılış sahneleri gördüğüm en harika karakter girişlerini (intro) barındırıyor. Villanelle’in bol sırıtma dolu ve sürpriz sonlu introsu, Sandra Oh’un acı bağırışlarının kahkaha ile son buluşu gibi daha önce hiçbir yerde görmediğim karakter tanıtımlarıyla açılıyor dizi.
Bir de dizinin ürkütücü olması gereken karakteri Villanelle, sıradan bir kiralık katil değil. Aşırı karanlık şakalar yapmayı seviyor. Bu da karakterin her hamlesini biraz daha merak etmemizi sağlıyor.
Phoebe Waller-Bridge, “Bir şey iyiye gidiyorsa hemen çalışmaya dönüyorum ve yaptığım şeye devam ediyorum” dedi. İyi ki böyle yapıyor da işler kötüye sarmadan finalle buluşuyoruz.