Dayanışma için güçler birliği: Dayanışma Sahnesi konserini İhtiyaç Haritası kurucularından İlksen Başarır anlatıyor

6 Şubat depremlerinin ardından günlük rutinlere dönme hali, depremi ve yaşananları unuttuğumuz anlamına  gelmiyor. Zira yaşanılan büyük yıkım ve koordinasyon eksikleri devam ederken dayanışmayı büyütmek ve sürekliliğini sağlamak hala en önemli gündemimiz olmak zorunda. 

Kültür sanat endüstrisi de bu süreçte dayanışmayı büyütüyor. Bunlardan biri de DasDas, İhtiyaç Haritası, Zorlu PSM’nin güçlerini birleştirerek ev sahipliği yapacağı “Dayanışma Sahnesi.”  30 Mart akşamı gerçekleşecek bu konserden elde edilecek tüm gelir öğrencilerin eğitim desteği için kullanılacak. “1 Bilet, 1 Öğrenciye Destek sağlayacak” mottosuyla planlanan etkinlikle hedef, 2200 öğrenciye kaynak oluşturmak. Ayrıca, Robotel Derneği iş birliğiyle depremden bedensel olarak zarar gören en az yüz çocuğa da destek olunacak. 

Antakya Medeniyetler Korosu, Adamlar, Athena, Aylin Aslım, Bedük, BEGE, Büyük Ev Ablukada, Can Bonomo, Ceren Gündoğdu, Deniz Tekin, Duman, Ersay Üner, Evdeki Saat, Gazapizm, Gökhan Türkmen, Hayko Cepkin, Kenan Doğulu, Koray Candemir, Korhan Futacı, Mengene, Mert Demir, mor ve ötesi, Nova Norda, Özge Fışkın, Pentagram, Sertab Erener, Şevval Sam, Zuhal Olcay’ı dinleyeceğimiz bu gecede, sahneye çıkacak müzisyenlerin yanı sıra pek çok oyuncu, gecenin ev sahipliğini üstlenecek.

Dayanışma Sahnesi konseri, YouTube ve online platformlarda da yayınlanacak. Konser için geri sayımı başlatırken, İhtiyaç Haritası kurucularından yönetmen ve senarist İlksen Başarır’dan Dayanışma Sahnesi’nin ve gecenin detaylarını öğrendik.

Dayanışma Sahnesi projesi ortaya nasıl çıktı?

İhtiyaç Haritası’nın kurucularından biri olarak ben ve DasDas ekibi kriz anlarında hareket etme konusunda çok hazırlıklı ve tecrübeliyiz. Eğitimimiz de bunun üzerine. Dolayısıyla, böylesi anlarda ekibimizle beraber verdiğimiz ilk reaksiyon, “Şimdi hangi adımları atıyoruz?” oluyor. İzmir ve Erzurum depremlerinde de, orman yangınlarında da bunu deneyimledik. Kendi içimizde çok hızlı organize olup harekete geçiyoruz. Tabii ki ilk aşamada “Haydi hemen bir etkinlik düşünelim” demek imkansızdı hepimiz için. Biz de DasDas olarak ilk önce mekanlarımızı koordinasyon merkezine dönüştürüp sahadan gelen bilgilerle koordine olup harekete geçtik.

Tüm Türkiye’de hayat durmalıydı; durdu, hatta daha da durmalıydı bence. Elbette kültür sanat sektörü de durdu. Biz de insani ilk yardımlar ve dayanışmanın ardından yaklaşık bir ay, günlük olarak işe gidip gelmeye başladığımız andan sonra kendi alanlarımızda neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Türkiye’deki kültür sanat kurumları birbirleriyle hep iletişim içerisinde. Dolayısıyla ortak bir şey yapabilir miyiz, bunu nasıl büyütebilir biz diye konuşurken ortaya çıktı bu proje.

İhtiyaç Haritası depremin ilk günlerinden itibaren ihtiyaçların sağlanması konusunda organizasyonlara dayanışma çağrıları yaptı. Dayanışma Sahnesi’ne geçmeden önce, İhtiyaç Haritası’nın çalışma sisteminin de nasıl ilerlediğini sormak isteriz…

İhtiyaç haritası 2015’te kuruldu ve o zamandan bu yana kriz ve afet anlarında koordinasyon öncelikli olarak destek vermeye çalıştı, çalışmaya devam ediyor. Teknoloji odaklı bir yapıyız. Ayrıca rahatlıkla söyleyebilirim ki saha ekibimiz çok güçlü. Bütün sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışıyoruz. Çünkü kurduğumuz harita bazlı sistemde Türkiye’deki ihtiyaç sahipleri, ihtiyaçlarını giriyorlar ve bunu karşılamak isteyenler de yine aynı şekilde bu sistemden ihtiyaçları karşılıyorlar. Ve bu sadece bireysel değil, aynı zaman da sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu bir sistem. Dolayısıyla bir ortak çalışma alanı gibi düşünmemiz lazım.

6 Şubat depremleri sürecinde İhtiyaç Haritası neler yaptı?

Deprem sabahı hemen yola çıkıldı, bütün ekipler gittiler. Ertesi gün de depomuzda toplanan malzemeleri deprem bölgelerine gidecek tırlara yüklemeye başladık. Ama ilk hafta tabii ki çok korkunç geçti; malzemeleri bulmak, tırları yüklemek ve tırları bölgelere göndermek o ilk hafta, en az üç gün alan bir süreçti. Hepimiz için çok acı ve zor bir haftaydı. İhtiyaç Haritası dört bölgede depolar kurdu; o depolara malzemeler gönderildi, Buradan gönüllülerimiz gitti. Hâlâ da çalışmaya devam ediyoruz. Şimdi Adıyaman, Maraş ve Hatay’da konteynırlı yaşam alanları kuruluyor. Önümüzdeki günlerde bayram ve 23 Nisan’ı kapsayan projeler de olacak, çalışmaya devam ediyoruz.

Böylesi büyük ve yıkıcı kriz anlarında herkesin bireysel sorumluluklarını bilip dayanışmanın bir parçası olması ne kadar önemli bir kere daha gördük. Siz kültür sanat dünyasının bu dönemdeki ilk refleksini nasıl değerlendirirsiniz?

Deprem öylesine büyük bir yıkımdı ki hepimizin öncelikleri değişmeliydi; değişti de. Hepimizin düşündüğü ilk şey, “ne yapabilirim?” oluyor. Sahip olduğumuz tüm kimlikleri bırakıp ya alana gittik ya da bulunduğunuz yerden yardım etmeye çalıştık. Kim olduğumuzu, yaptığımız işi her şeyi bir kenara bırakıp elimizden geleni yapmaya çalıştık. O nedenle, kültür sanat dünyasında da herkesin zaten bu süreçte elinden gelen her şeyi yaptığını düşünüyorum. Sonuçta verdiğiniz desteği, orada geçirdiğiniz zamanı kimseyle bağırarak paylaşmak zorunda değilsiniz. Birçok isim sessizce destek verdi.

Elbette sonrasında, kendi alanlarımızda neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Biz de bu soruları sorarak konuşmaya başladık, ortaya da 30 Mart Dayanışma Sahnesi konserleri çıktı. Müzisyen arkadaşlarımız, teknik ekipler, oyuncu dostlarımız… Hepsi “Biz ne yapabiliriz?” diyerek destek oldular. Kendi alanlarımızda bir araya gelerek hep beraber bir şey yapalım isteğinin bir çıktısı bu Dayanışma Sahnesi de.

Dayanışma Sahnesi’nin duyurularının ardından konserin, afet toplama alanıyken imar izniyle şimdiki halini almış Zorlu PSM de gerçekleşecek olması ve bilet fiyatlarına yönelik eleştiriler de geldi sosyal medyadan. Takip edebildiğim kadarıyla, konserin online olarak sosyal medya hesaplarından da yayınlanacağı sonradan duyuruldu. Bu karar, en başından beri planlanmış mıydı? Fiyat politikasını nasıl belirlediniz?

Aslında en başından itibaren zaten canlı yayınların olacağı belliydi. Yayın yapacak kurumlarla yazışmalar devam ediyordu ve yayın için onayların gelmesini bekliyorduk. “Bir tepki aldık, o zaman canlı da yayınlayalım” demedik. Daha fazla beklemek istemediğimiz için ilk duyuruyu çıkmak istedik. Çünkü zaten amacımız belli. Bilet fiyatlarına gelince; yaptığımız şey bir konser değil. Amacımız en başından belliydi: Bir öğrenciye o koltuğun bedeli tutarındaki eğitim desteğini vermek. Bilet fiyatlarını da bir öğrencinin eğitim masrafları için gerekli tüm bileşenleri hesap ederek belirledik. Tüm bu bileşenlerin farkındayız ekip olarak. Keşke daha fazlasını yapabilseydik. Bölgeye gittiğinizde, oradaki ihtiyaçları kendi gözünüzle gördüğünüzde yapacağınız hiçbir destek yeterli görünmüyor insanın gözüne.

Ayrıca biliyoruz ki kültür sanat dünyasında hiçbir kurumun, başka bir kuruma ihtiyacı yok aslında. Herkes normal zamanlarda kendi programıyla, kendi içeriğiyle ilerliyor. Ama böyle zamanlarda, daima kendi aramızda iletişimde olan, dayanışma sergileyen ekipleriz. Dayanışma Sahnesi’nde de güçlerimizi, ilişkilerimizi, yapabileceklerimizi ve insan gücünü birleştirmek istedik. Herkes bir arada bu sahnede. Katılmak isteyen herkes de dahil oldu.

Yayın ekibi, çekim ekibi, teknik ekipler, prodüksiyon ekipleri, sanatçılar herkes burada gönüllü olarak var.

Dayanışma Sahnesi, birçok ismi bir araya getiriyor. Sanatçılarla organize olma ve bu isimlerin bir araya gelme süreci nasıldı?

Bizi arayıp ulaşan çok isim oldu. İlk başlarda müzisyen arkadaşlarımızla konuşmaya başladık zaten. Sonra duyurduğumuz zaman, yine herkes “Biz ne yapabiliriz, nasıl destek olabiliriz?” diye sormaya başladı. Sadece müzisyenler değil; teknik ekipler, firmalar, kültür sanat endüstrisinin farklı tüm bileşenleri dayanışma için bir araya geldi. Böyle zamanlar insanları bir araya getiriyor, öğretiyor da.

Konser programı belli mi? Nasıl bir gece olacak?

Şu an program neredeyse belli. Repertuar, akış ve diğer teknik konular üzerinde çalışmalar sürüyor. Sahne alacak müzisyenler dışında, geceye ve dayanışmaya destek vermek için gelen oyuncular da olacak. Onlar da tüm gece bu dayanışmaya nasıl destek olunabileceğini, gecenin hedeflerini anlatacaklar, duyurulmasına yardımcı olacaklar. Bunun yanı sıra 30 Mart Dayanışma Sahnesi’nin bir de belgeseli olacak. Onu da ayrıca YouTube’a yükleyip desteklerin bu video üzerinden sürdürülmesini sağlayacağız.

Konserden elde edilecek gelirin tamamı İhtiyaç Haritası’na aktarılacak. Ayrıca Robotel Derneği iş birliğiyle depremden bedensel olarak zarar gören çocuklara destek olunacak. Konser kadar, sonraki süreci de merak ediyoruz. Bu etkinlikle ulaşmak istediğiniz bir hedef var mı? İzleyiciler ve bağışçılar sonraki süreci nasıl takip edebilecek?

İhtiyaç Haritası en başından beri şeffaflığa çok önem veriyor. Zaten günlük olarak denetlenen bir ekibiz. O yüzden herkes her şeyi görebilecek. Gecenin sonunda da ne yaptığımızı, hedeflerimizin ne kadar gerçekleştiğini duyuracağız. Ayrıca bilet desteğinin yanı sıra canlı da yayınlanacak YouTube yayını üzerinden de bağış toplayacağız. Dolayısıyla destek bileti adını verdiğimiz, biletler de satışta olmaya devam edecek. Böylece uzun vadede devam eden, sürekliliği olan bir dayanışma sağlanacak. Bu biletlere ek olarak tasarımlar yapıldı, onlar da Ağustos ayına kadar satışta kalmaya devam edecek.

2200 koltuk satıldığında, biz 2200 öğrenci diye belirlediğimiz tutarda eğitim desteğini sağlamış olacağız. Şunu da eklemek istiyorum: online eğitime geçildi ama zannedilmesin ki deprem bölgesindee online eğitim uygulanabiliyor. Orada bilgisayarı bırakın telefonu dahi yok insanların. Dolayısıyla eğitim alınamıyor. Biz bir an önce bu desteği hemen ulaştırmak istiyoruz. 2200 öğrenci hedefi de zaten 2200 koltuktan geliyor.

Dayanışma sahnelerde büyümeye devam ediyor

Gelirleri deprem bölgelerine ve orada bulunan kurumlara aktarılacak etkinlikler de devam ediyor. “Bunları da gözden kaçırmayalım” dediğimiz etkinlik ve dayanışma planlarından bazıları şöyle:

Babylon’da dayanışma konserleri

23 Mart – 15 Nisan tarihleri arasında Babylon’da gerçekleşecek “Dayanışma İçin Müzik” konserlerinin bilet gelirlerinin tamamını 6 Şubat’ta yaşanılan depremden etkilenenlere yardım amacıyla bağışlanacak. Programda yer alan sanatçılarında da destekleriyle hayata geçen bu dayanışma konserlerinin bilet gelirleri, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın başlattığı “Deprem Bölgesi Enstrüman Destek Fonu”na katkıda bulunacak. Konser programı aşağıda, detaylar burada.

Hey! Douglas – 30 Mart 2023 Perşembe – 21:30

Nightmares On Wax presented by Selectist – 31 Mart 2023 Cuma – 22:00

Radyo Eksen Gecesi, Konuk: maNga – 1 Nisan 2023 Cumartesi – 21:00

Jakuzi – 6 Nisan 2023 Perşembe – 21:30

Elektro Hafız, Öncesi: Grup Ses – 7 Nisan 2023 Cuma – 21:30

Yüzyüzeyken Konuşuruz – 8 Nisan 2023 Cumartesi – 22:00

Yedinci Ev – 13 Nisan 2023 Perşembe – 21:30

Cemiyette Pişiyorum, Öncesi: Deli Gömleği – 14 Nisan 2023 Cuma – 21:30

Aga B – 15 Nisan 2023 Cumartesi – 22:00

Beats By Girlz Türkiye’den ‘Benim Şehrim Benim Sesim’ projesi

Beats By Girlz Türkiye ve British Council’ın güçlerini birleştirdiği ’Benim Şehrim Benim Sesim’ projesi, ikinci edisyonuyla bir kere daha karşımızda. Proje yeni katılımcılarla, farklı şehirlere ulaşarak birbirinden farklı sesleri bir araya getirecek. Proje kapsamında gerçekleşecek konserlerin gelirleri ise deprem bölgesine destek veren Hatay Defne Kooperatifi’ne aktarılacak. Konserler, 3 Nisan’da İzmir Originn’de ve 5 Nisan’da İstanbul Babylon’da gerçekleşecek.

İKSV’den süreklilik merkezli bir dayanışma planı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, 2023 bütçesinde, deprem bölgesinde kültür-sanat alanındaki çalışmalar için kullanılmak üzere kaynak ayırdığını duyurdu. Bu alandaki çalışmalardan biri de Enstrüman Destek Fonu. Bu fon, depremden etkilenen müzik öğrencilerine ve eğitmenlerine enstrüman temin etmek için kullanılacak. Başvurular 28 Şubat 2023 tarihinden itibaren, 30 Mayıs 2023 tarihine kadar devam ediyor. Başvuru için detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Enstrüman Destek Fonu’nun yanı sıra tiyatro alanında üretimi destekleyen Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü de rotasını deprem bölgesine çeviriyor. Bölgedeki tiyatro toplulukları, yazarlar, yönetmenler ve oyunculara toplam 300.000 TL tutarında destek sağlanacağı duyuruldu. İKSV’nin açıkladığı dayanışma planının bir diğer adımı ise İstanbul Bienali çerçevesinde gerçekleşecek. Daha önce İstanbul Bienali’ne katılmış sanatçıların özel olarak ürettiği eserlerin sınırlı sayıdaki baskıları, önümüzdeki günlerde, geliri deprem bölgesinde kullanılmak üzere özel bir müzayedede yer alacak.

Dirsek Teması Dayanışma Konserleri

Moda Sahnesi, Dirsek Teması Dayanışma Konserleri’ne ev sahipliği yapıyor. Aralarında Ari Barokas, Seda Erciyes ve Burakbey’in de bulunduğu müzisyenler, 21-22-23 Nisan tarihlerinde dayanışma için sahnede olacak. Elde edilen bilet geliri, depremden etkilenen bölgelerdeki iyileştirme faaliyetlerine aktarılacak.