En çok bu yıl dadandık sana, Olivia Colman

Rol aldığı komedi dizileriyle İngiltere’nin pek sevdiği Olivia Colman’ı neyse ki tüm dünya tanıdı sonunda. Hem The Favourite’taki performansının da kıymeti bilinecek belli ki.

Aslında her şey the Favourite’ı izleyince başladı.

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nde, insanın iliklerine kadar işleyen soğuğa rağmen, titremekten boynum tutulsa da milim kıpırdamadan izlemiştim the Favourite’i. (Tabii kıpırdayamamamda soğuktan uyuşmuş olmamın da bir parça payı vardır, itiraf ediyorum.) Burada uzun uzun anlatmıştık, her bir detayına vurulduğumuz filmin üç başrol oyuncusu da kusursuzca döktürüyor ama benim aklım en çok Olivia Colman’da kalmıştı. Uçlarda gezen karakterini abartısızca, tüm duyguyu bakışlarına taşıyarak canlandırıyordu. Hem de öyle büyük mimikler yapmadan. Sıradanlığın aslında bir karakteri bütünlüklü olarak yansıtabilmek için ne kadar önemli olduğunu biliyor; bunu performansının her anında, konuşmasa da, arkası dönük olsa da izleyiciye hissettirmeyi başarıyordu.

olivia-colman-the-favourite

The Favourite’ten önce yine bir Yorgos Lanthimos filmi olan The Lobster’da yollarım kesişmişti kendisiyle ama tanışıklığımız bu kadardı. Yazık… “Sen bir de Broadchurch’te gör” dedikleri için, buram buram İngilizlik kokan bu polisiyeye daldım. Öyle bir kasabada insan niye cinayet işler hiç anlamasam da (ben insanlığı hiç anlamamışım resmen) paçamı fena kaptırdım. David Tennant ile Olivia Colman karşılıklı, oyunculuk şov yapıyorlar resmen. Biri yaralı ve aksi, diğeri ise yaralı ve her şeye rağmen hâlâ iyimser. Naif karakteri Ellie Miller’da da yine aşırıya kaçmadan canlandırıyordu Olivia Colman. Küçük bir güney İngiltere kasabasında yaşayan, iyiliğe olan inancını yitirmeyen bir polis.

olivia-colman-broadchurch-david-tennant

Evet, The Favourite’ta kraliçeyi canlandıran kadının ta kendisiydi ama bir taraftan da onunla hiç ilgisi yok gibiydi. Yine tüm sıradanlığı ve doğallığıyla Ellie karakterini taşıyordu ekrana. Hikaye bu kadar iyi olmasa bile, sırf onun için izlemeye değerdi. Ki bir de hikaye de gayet iyiydi bence.

Evet, Broadchurch’teki Olivia Colman’dan etkilenmiştim ama tüm filmografisini hatmetmek gibi bir niyetim yoktu. Demek ki karşılaşacağımız varmış, ne izleyeceğimi şaşırdığım günlerden birinde etraftakilerden sürekli duyduğum bir diziyi açtım: Night Manager. Hugh Laurie var diye sarmıştım (Tom Hiddleston’ı çok sıkıcı buluyorum, sanırım aşşşırı yakışıklı olduğu için) ama o da neymiş, Olivia Colman da buradaymış.

olivia-colman-night-manager

Sonra o da bitince, yine izlemekte çok geç kaldığım Fleabag’e dadandım. Açıkçası, bunda Olivia Colman’ın olduğunu biliyordum fakat yine şaşırdım. Night Manager’da ve Broadchurch’teki karakterleri arasında çok fazla fark yoktu; ikisi de kötülüğü birinci elden görmüş, dünyayı daha iyi bir yere getirmeye kararlı karakterlerdi. Fleabag’deki üvey anne karakteri ise… Vov! Londra’da yaşayan, etrafındaki erkeklerin penislerinin kalıplarını çıkarak sergileyen (İngiliz usulü aşırı komik bir modern sanat eleştirisi vardı o sahnelerde), kocasını ince ince manipüle edip kızlarından bile uzaklaştırmayı başaran, masallardaki kadar kötü gerçek bir üvey anne… Ama tabii, onu bile aşırılara kaçmadan, canlandırıyor Olivia Colman, küçük ironik bir gülüş, hırslı bir bakış…

Neyse ki sonunda tüm dünya tanıdı Olivia Colman’ı.

Rol aldığı komedi dizileriyle İngiltere’nin pek sevdiği Olivia Colman’ı neyse ki tüm dünya tanıdı sonunda. Hem The Favourite’taki performansının da kıymeti bilinecek belli ki. 75. Venedik Film Festivali’nde kadın oyuncu ödülünü aldıktan sonra Altın Küre’de de aday gösterildi. Bunun yolu Oscar’a doğru gidecek gibi gözüküyor.

olivia-colman-the-crown

Bir de tabii İngiliz kraliyet sarayının ta içine giren The Crown’un üçüncü ve dördüncü sezonlarında Kraliçe Elizabeth rolünü Claire Foy’dan teslim alacak. Dizi hızlı ilerlediği için, yaşlanan karakterlere ayak uydurmak adına, oyuncuları da iki sezonda bir değiştireceğini açıklamıştı The Crown’un yapımcıları. Kraliçe’nin “orta yaşlı” halinin de Olivia Colma tarafından canlandırılacağı söylenmişti.

Setten fotoğraflar gelmeye başladı bile, biz de bi’ heyecanlandık falan… Koskoca bir fangirl olmuşum, haberim yok.

Eğer Oscar’a da aday olursa Olivia Colman tişörtü bastırıp ona özel bir de tezahürat besteleyeceğim.

(Tezahürat bestelenen bir şey miydi ya?)