İç sesini dinle: “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”

İstanbul’da yaşayan üç farklı kuşaktan kadının diyemediklerini –belki de bizim de diyemediklerimizi– iç sesleri aracılığıyla haykırmalarına, zamanla İstanbul gibi kendi hikayelerinin de değişimine ve kadınlık hallerine tanık olduğumuz bir oyun: “Sen İstanbul’dan daha Güzelsin”

Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, İstanbul kadar güzel bir oyun. (Evet, şiir yazmadım ama İstanbul’u hâlâ çok sevenlerdenim.) Başrolde üç farklı kuşaktan üç kadın; anneanne Ayfer, kızı Başak, torunu Melis ve İstanbul var. Yan rolde ise, göremesek de kadınların hikayesindeki gizli özne erkekler; Mehmet, Fehmi, Okan.

Screen Shot 2019-01-02 at 15.09.19

Bu üç kadın, belki İstanbul kadar parçalanmış, bu şehir kadar hikaye, dert ve sır sahibi ama İstanbul’dan daha güzeller.

Oyunu izlediğim günden beri ara ara açıp dinlediğim hatta şimdi yazarken de fonda çalan bu şarkıyı dinleyerek, okumaya devam etmenizi öneririm.

Manyak bu kadınlar ya!

Yan yana üç sandalye. Aynı renk kıyafetler. Bazı yerlerden yırtılmış, üstünde İstanbul çizimi olan bir bez. (Yazar ve yönetmen olan Mahmutyazıcıoğlu’nun çizimiymiş.) Üç yetenekli kadın. Bunların yanı sıra Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kendini ispat etmiş kaleminden çıkan iyi bir metin. Ve iki şarkı…

Oyunu izlediğimden günden beri herkese tek tek tavsiye etme işini, caaanım Dadanizm çatısı altında toplamaya karar verdim. Umuyorum ki bu yazıdan sonra hemen bilet almak istersiniz ve BAM’ın bu yıl sahnelenen bir diğer oyununa da dadanırsınız.

Oyuna dönecek olursam… Ailedeki bu farklı kuşaklardan kadınların birbirlerini görmeden, gözetmeden, anneden kıza aktarımla birbirlerinin hayatlarına nasıl dokunduklarını; göz göze bile gelmeden, sadece monologlarla, kendi bakış açılarıyla anlattıkları hikayeler üzerinden izliyoruz.

Oyuncular gerçekten rollerinin hakkını veriyor! Yaklaşık 80 dakika boyunca sandalyelerden hiç kalmadan, ritmi hiç kaçırmadan, seyirciyi sürekli oyunda tutabilen bir performans sergiliyorlar. Ben şahsen üç oyuncuya da ayrı ayrı bayıldım. En çok etkilendiğim oyunculuk ise anneanneyi canlandıran Ayfer’in peruk veya yaşlı gösteren makyaj olmadan, sesini, mimiğini, duruşunu kullanarak 90 yaşındaki kadını bizlere yaşatması oldu. Gençlik anılarını anlatırken hikayedeki zaman akışında kaybolmadan, iyice bunamış yaşlı bir kadından genç Ayfer’e dönüşebiliyor, şarkı söylerken de yine yavaş yavaş yaşlanıyordu. Tiyatronun güzelliği tam da bu değil mi zaten?

Oyuncuların hareket alanı sınırlı bu oyunda: sandalyelerinden hiç kalkmadan hikayelerini, sırlarını, dertlerini direkt seyirciye anlatıyorlar. Ayrıca bu düzende monologlar da hızlı hızlı ve birbirlerinin içine girerek akıyor ama buna rağmen üç kadın da aynı hikayeyi farklı açılardan, hiç de kopmadan anlatmayı başarabiliyor.

Demedim. Dese miydim? Diyemedim tabii…  

Oyun hem güldürüyor hem de kalbimizde bir burukluk hissetmemize sebep oluyor. Tatlı atışmaların, çekişmelerin arasında sık sık duyduğumuz “demedim tabii, diyemedim tabii” ler bir noktadan sonra güldürmeye başlasa da yüreğimizin en çok sızladığı yerler de yine bunlar oldu. O kadar çok “diyemediklerimiz”le doluyuz ki… Bir de tabii birbirlerini anlatırken “Manyak kadın ya” demeleri… Anne-kız ilişkilerinin vazgeçilmezleri…

Screen Shot 2019-01-02 at 15.10.40

Kendine bir adım mesafeden

Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, naif ve güzel anlatımıyla yeni olmayan, hepimizin bildiği bir hikayeyi dinlemenin, izlemenin hâlâ insana iyi geldiğini hatırlatıyor.

BAM İstanbul, oyun ekibinin kurduğu bir tiyatro topluluğu. İsmi de oyuncuların kendi isimlerinin baş harflerinden alıyor. Yani Başak Kıvılcım Ertanoğlu, Ayfer Dönmez, Melis Öz. Oyunda da kendi ismini kullanan oyuncular, “Kendilerine bir adım mesafeden” oynamak, hikaye anlatmak için yola çıkıyorlar. 2016 yılından beri sahnelenen oyun, seyircinin sevgisini ilgisini kazandığı gibi, 21. Yapı Kredi Afife Jale Ödüllerinde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü ve Tiyatro Eleştirmenler Birliği (TEB) 2017 Yılın Yerli Oyun Yazarı ödülünü de kazanmış.

Eee hadi, yürüyün gidiyoruz, Sen İstanbul’dan daha güzelsin! BAM İstanbul’un ismiyle bile kendine çekmeyi başaran bu oyunu Ocak ayında sadece üç kere sahnede olacak: 6 Ocak Toy İstanbul’da, 18 Ocak’ta Bursa Podyumsanatmahal’de, 24 Ocak’ta DasDas’ta izleyebilirsiniz.