
İkili garezlerin ve dostlukların dizisi: Game of Thrones
Bir garip nostalji…
Bu dizi hakkında söylenmeyen bir söz kalmadı muhtemelen ama iki hafta önce yayınlanmaya başlayan son sezon, geçen sekiz senenin bir film şeridi gibi gözümüzün önünden akmasına sebep oluyor; kendimize hakim olamıyoruz. Özellikle izleyiciye garip bir duygu seli yaşatmaya and içmiş olan ilk iki bölüm, bize bu dizinin iflah olmaz dostluklarını, garezlerini hatırlattı ve yine yeniden şu sonuca bağlandı: Aslında her şey ikili ilişkiler üzerine kurulu. Gerisi de bu ilişkiler yüzünden dallanıp budaklanan olaylar silsilesi… Madem dizinin yapımcıları bize çılgın nostaljiler yaşatmak istiyor, biz de sonuna kadar gidelim, bu diziyle efsaneleşen dostlukları, romansları, hardkor düşmanlıkları analım istedik. Neticede, beraber yürüdük biz bu yollarda…
— Bundan sonrası feci şekilde spoiler içerir. —
Jaime & Cersei Lannister
Aslında tüm hikaye bu iki kardeşin yasak aşkıyla başlamadı mı? Ned Stark durumu keşfeder; Jaime, Bran’i kaleden aşağı iter, Kuzey paramparça olur ve olaylar gelişir. Jaime ve Cersei’nin mezara kadar süreceğine inandığımız aşkı, Jaime abimizin Cersei’nin zalimliklerine daha fazla tahammül edemeyip ortamları terk etmesiyle son bulur gibi oluyor ama geleceğin neler getireceği belli olmaz bu diziye.
Jaime Lannister & Brienne of Tarth
Dizinin en sağlam dostluğu… Hatta son bölümde Brienne of Tarth’a yaptığı büyük kıyağıyla kalbimizdeki yerini daha da pekiştirdi koca yürekli Jaime Lannister. İkili, çok da dostane hislerle başlamamışlardı yollarına. Catelyn Stark’ın ‘bir ricası’ üzerine (yine de hâlâ spoiler vermeme çabalarımız…) Jaime’yi tutsak alarak yollara koyulan Brienne, başlarda aşırı nefret ettiği bu adamın ne kadar onurlu ve yüce bir insan olduğunu gördükçe Jaime hakkındaki fikirlerini de değiştirmeye başlar. Aynı şey Jaime için de geçerli… Konuyu sulandırıp ”Acaba öpüşürler mi” diyerek diziyi izleyenler var aramızda ama konu bu değil.
Son hafta yaşanan duygu dolu sahneler aklımıza kötü kötü şeyler getiriyor. Sana bir şey olmasın Brienne.
Jaime Lannister & Bronn
Jaime Lannister, dediğimiz gibi koca yürekli bir adam olduğu için, yoluna çıkan herkesle gıpta edilesi dostluklar kuruyor. Bronn’la olan bromance’i ise elbette Brienne’le olandan çok farklı. Cersei’nin kızı (tabii Jamie’nin de) Myrcella’yı Dorne’dan kurtarmak için birlikte yola koyulan Jaime ve Bronn’un ilişkisi, özellikle iki taraf da her an her türlü pisliği yapmaya müsait olduğu için ayrıca saygı gerektiriyor çünkü ikisi de birbirine her daim ölçülü ve gerçek bir şövalye gibi davranıyor. Her türlü pislik kapasitelerine rağmen… Mangal yürekli iki adam var karşımızda çünkü. (bkz. ‘arabesk’)
Tyrion Lannister & Bronn
Bakın, bu da çok iyi bir kankalık örneğiydi. Hem Tyrion ve Bronn’un kafaları (!) aynı şekillerde çalıştığı için, çok da iyi geçinirlerdi. Karşılıklı zeka ve espri yarıştıran bu ikilinin ilişkisi aslında bir dostluk değil de, işveren-çalışan gibi başlamıştı. Sonra gözümüzün önünde evrilip şekillenmiş, tarafların birbirlerine büyük iyilikler yapmasıyla kankalık mertebesine yükselmişti. Özledik gerçekten o günleri…
Hound & Arya
Yine yolda kurulan tarifi zor bir ilişki… Kesinlikle dostluk değil. Arya’nın insanın kanını donduran intikam listesinde Hound da var hatta. Ama Hound içten içe Arya’ya üzülüyor, onu koruyup kolluyor. (Hatırlarsanız bazı bölümlerde Sansa’yı da kollayıp gözetlerdi.) Arya ise kafayı haklı olarak sağlam kırdığı için Hound’u ilk fırsatta gebertip yoluna devam etmek istiyor fakat elbette, çok da içinden gelmiyor çünkü Hound’un iyi kalpli bir adam olduğuna dair belli ki o da güçlü hislere sahip. Sonra Hound’u ölüme terk edip gidiyor ama suçlusu o değil, biliyoruz. Hem son bölümde gördük, Hound’da onu affetmiş gibi. Hatta birlikte oturup içki içiyorlar. Arya kalkınca da ”Dur daha oturuyorduk, nereye gidiyorsun” falan diyor. Bu garip ilişkinin neler getireceğini belki ilerleyen bölümlerde de biraz görürüz.
Bran & Night King
Burada da ikili husumet söz konusu. Night King’in fena biçimde Bran’e kafayı taktığını biliyoruz. Sebebini biraz açıkladı zaten Bran. Ama hayran teorileri ortalığı karıştırmaya devam ediyor; Night King’in Bran’i takip etmesinin arkasında başka sebepler yattığını söyleyenler de var, malum. Bu yazıda sayıp dökeceğimiz tüm diğer ikili ilişkilerden çok daha farklı bir tarafı var Bran ve Night King’in arasındakinin. Çünkü belli ki tüm hikaye burada çözülecek.
Daenerys Targaryen & Jon Snow
Of çok fena… Yani aralarındaki akrabalık derecesini bile bile o sahneleri görmek zorunda kaldık ya… Hem zavallı Jon Snow belli ki ”Halama çok yanlış şekillerde yaklaştım” diye üzülürken gözünü taht hırsı bürümüş olan Daenerys, ”Erkek bir Targaryen mi, taht elimden gidecek” diye hırslandı, celallendi. Burada çok fazla bir şey söyleyemiyoruz çünkü biz de konunun yenisiyiz. Bakalım taraflar ne kararlar verecek.
Ser Davos & Shireen
Shireen’i her düşündüğümde ”Allah belanı versin, sen nasıl bir babasın Stannis” diye haykırasım geliyor. Ser Davos bu dizinin en yüce karakteri bence. Hiçbir zaman bir yamuğunu görmedik. Her daim asil ve iyi kalpli. Eğer bu dizide onun başına bir şey gelirse HBO’nun kapısının önünde yatıp, her gün zil çalıp Shame diye bağırırım.
Ser Davos iyi kalpli bir adam olduğu için, hastalığından ötürü itilip kakılan Shireen’e sahip çıkan tek insandı. Onunla güzel bir dostluk geliştirmişti. Shireen, Ser Davos’a okuma yazma öğretir, Ser Davos da Shireen’e atraksiyonlu hikayeler anlatırdı. Ama hepsi geçmişte kaldı. 🙁
Jon Snow & Samwell Tarly
Alemin gözü bromance görsün. Bu dizide başına bir şey gelmesin diye totemler yaptığımız Sam’in kalbinde zaten tüm dünyalara (kurgu veya gerçek) yetecek kadar çok sevgi var. Eh, Jon Snow’u zaten biliyoruz… ”Hala”sıyla ilgili gerçekleri öğrenince, ”Hayır, Sam sallıyorsun” demedi. Bir an bile. Çünkü biliyor ki Sam asla yalan söylemez. Şimdi itiraf edin: kaçınızın körü körüne inanıp güvenebileceği böyle bir dostu var?
Bu dostluk üzerine ayrıca bir yazı hatta kitap yazmak isteriz.
Tyrion Lannister & Daenerys Targaryen
Dünya üzerinde her şeyi bildiğini iddia eden Daenerys’in karşısına tokat gibi çıkmıştı Tyrion. Bu dürüst ve sözlerinden zeka fışkıran, Lannister ailesinin istenmeyen üyesi, kısa zamanda Daenerys’in sağ kolu olmuş, zekasıyla ona yol göstermişti. Gerçi neredeyse naif kararlarıyla son zamanlarda Daenerys’i fena kızdırdı ama Tyrion’ın zekasından şüphe etmek ne mümkün.
Tormund Giantsbane & Brienne of Tarth
Geçen diziyi izlerken bir arkadaşım, ”Kanal D dizisine çevirdiler koskoca Game of Thrones’u” dediler. O cümleyi bu ikilinin altına bırakmak istiyorum. Ne gerek vardı şimdi böyle bir münasebete… Ama komik gerçekten, kabul edelim. Hele Tormund çapkın çapkın gözlerini süzmüyor mu…
Catelyn Stark & Little Finger
Pezevenk bakışlı Little Finger yani Petyr Baelish… Little Finger Catelyn’e olan karşılıksız aşkıyla yanıp tutuşmuş, etrafındakileri de yakmıştı. Sonra bir de gidip Sansa’ya hallendi, o zavallının da başını yaktı. Aslında fark etmesek de Jaime ve Cersei’nin ikili ilişkisi kadar hikayede belirleyici bir rolü var bu karşılıksız aşkın.
Jaime’nin de dediği gibi; ”Aşk için yaptıklarımız…”
Daenerys Targaryen & Ser Jorah
Ah be Ser Jorah… Koca yürekliliği ve arabesk hisleriyle bizi onulmaz dertlere sürükleyen bir adam kendisi. Daenerys’e olan aşkı, sadakati ve inancı o kadar pür ki, bu dizide böyle şeylere çok alışık olmadığımız için her seferinde bizi ters köşeye yatırmayı başarabiliyor. Neyse ki iyileşti, Daenerys de kendisini affetti. Dünyalar bizim oldu. Son birkaç bölümde sapasağlam ayakta kalmasını diliyoruz.
Melisandre & Stannis Baratheon
Lüzumsuz bir adamdı gerçekten Stannis. İktidar hırsına ve uçkuruna yenik düştüğü için yaptı ne yaptıysa. Melisandre’nin kötü kötü fikirlerle doldurduğu Stannis, öz kızını bile ateşlere attı. Melisandre’nin kötücül bir projesiydi Stannis. Daha da başarılı olabilirdi ama Melissandre’nin hesaba katmadığı bir şeyler (!) olduğu muhakkak. Yakında görmedik kendisini, bir-iki bölümde çıkar karşımıza kesin.
Jon Snow & Ygritte
Hayattaki en büyük tesellilerimden biri. Jon Snow ve Ygritte’in gerçek hayatta evlenmiş olması. Çünkü Jon Snow’un kollarında biten bu yasak aşkın kalbimi dağlamasına daha fazla katlanamayacaktım. Ygritte’in çatallı sesiyle kulaklarımızda çınlayan ”You know nothing Jon Snow” repliğiyle zihinlere kazınan bu aşk, aslında birbirine düşman tarafların, belli bir amaç peşinde bir araya gelebileceğinin ilk sinyallerini veriyordu.
Hey gidi Ygritte, sana nasıl kıydılar.
Bran & Hodor
Bu dizinin daha en baştan kaybeden, en talihsiz karakterlerinden biri Hodor. Hikayesini öğrendiğimiz o bölümde yüreğimiz parçalanıp, sonraki birkaç günü burnumuzu çeke çeke (hayır, gözümüze bir şey kaçtı), ”Hold the door” diye diye geçirmiştik. Bran’i türlü belalardan koruyan bu can dostu, sadık hizmetkar, yine Bran’in hayatını kurtarabilmek için canını vermişti. Seni hiç unutmayacağız koca adam!
Tyrion Lannister & Varys
Zekalarıyla dünyayı yerinden sarsmaya muktedir iki adam, Tyrion ve Varys. Her türlü entrikanın arksından çıkan Varys, Tyrion’la yan yana gelince zekasını çok daha hayırlı şeyler için kullanmaya başlıyor tabii. Varys’in iş bitiriciliği sayesinde hayatı kurtulan Tyrion, sonrasında ona ne kadar müteşekkir olduğunu yine zeka dolu jestlerle kanıtladı ve ikili daha da sağlam bir ilişki kurdu. Bu ikisinin zekasının önüne kim çıkabilir ki?!
Son söz: Sekiz sene içerisinde hafızamız silikleşmiş olabilir. Eğer atladığımız başka ikililer varsa bize en acilinden hatırlatın!