
İstanbul caz sahnesinin en genci: Jazz It Up!
”Her müziğin cazı” mottosuyla yola çıkan PSM Caz Festivali, bu yıl 25 Nisan’da başlayan ve 1 Haziran’a kadar sürecek olan üçüncü programında genç işi bir projeye de yer veriyor: Jazz It Up! (Sonundaki ünlemi ayrıca sevdik!)
İlk kez geçtiğimiz yılki festival kapsamında düzenlenen Jazz It Up!, caz sahnesinin genç isimlerine yer veren bir proje. Bu kapsamda çoğu müzisyen ve grup ilk kez izleyiciyle buluşuyor veya sesini daha da geniş bir kitleye ulaştırma şansı yakalıyor.

Gizem Nur Dal Quartet
Jazz It Up!’ın bu yılki programı ayrıca güzel çünkü programda sadece kadınlar tarafından kurulmuş topluluklar var. Gizem Nur Dal Quartet, Elif Seven Trio geçtiğimiz haftalarda PSM Amfi’de izleyiciyle buluştu.
”Hiç de geç kalmadık” diyerek, Jazz It Up’ın bu haftaki diğer konukları Elif Çohaz Quintet, aytenbando ve Gizem Gündoğdu Septet’le caz üzerine yollarımızı kesiştirdik; Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas’la projenin ortaya çıkış hikayesini ve geleceğini konuştuk.
Bu arada 24 Mayıs Cuma 19.00’da aytenbando’yu, 1 Haziran Cumartesi 19.00’da da Gizem Gündoğdu Septet’i Zorlu PSM Amfi’de (evet, o püfür püfür basamaklarda) dinleyebilirsiniz.
CAZIN EN KISIRLI HALİ: aytenbando
Ruhu ‘ayten’ olanların ortak özelliği nedir?
Her duyduğuna inanması, 11’de uykusunun gelmesi, ellerini göbeğinin altında buluşturup öyle beklemesi, hayat okulunu bitirmesi, torunlarından öğrendiği her yeni şeyi hayatının odak noktasına koyması, provalarında en az bir tane “gün yemeği” bulundurması, mutlaka sırtına bir şey alması; malum, hava serin olabilir…
Peki cazın en çok hangi halini severler bu kişiler?
Kafa yormayanını, samimi olanını, çok konuşan ama boş yapmayanını, caz yapan halini sever.
Kimlerden oluşur aytenbando? Yolları nasıl kesişti?
aytenbando, konuk sistemi ile oluşumunu tamamlamış yepisyeni bir platform. Her yeni bir etkinlikte, çevresindeki “ayten” ruhlu dostlarını sahnesinde ağırlıyor. PSM Caz Festivali Jazz It Up!’ta gerçekleşecek ilk konserinde, aytenbando’nun toplam 6 konuğu var. Geri vokalde Bartu Süer, gitarda Can Özyurt, klavyede İlyas Seçkin, davulda Gamze Yılmazel; benim (Yaren Özhuy) liseden arkadaşlarım olur. Biz aslına bakarsanız, ilk konserimizi veriyormuş gibi gözüksek de lisemizin düzenlediği bütün müzik gecelerini Zorlu PSM’nin Turkcell Sahnesi’nde geçirdik ve burası evimiz oldu. Şimdi PSM Caz Festivali’nde ilk konserimizi verebilecek olduğumuzu duyunca hemen toplandık, zamanında birlikte çalıştığım arkadaşım Yiğit Soner’i (saksafon); Bartu, Can ve Gamze’nin de içinde bulunduğu ÇatıKatı adlı grupta bas gitar çalan Ada Güney Ak’ı hemen ikna ettik. Böylece aytenbando ilk konserine hazır oldu.
Stüdyoda kayıt yapmak mı, yoksa sahnede izleyiciye çalıp söylemek mi? aytenbando hangisini tercih eder?
Sahnenin büyüsü, heyecanı, samimiyeti her zaman farklı olur ama her canlı performansı geri izlediğimizde; “keşke” faktörü insanı yiyip bitiriyor. Bu nedenle stüdyoyu da tercih edebiliriz. Ama stüdyodaki ruh hali de çok iç sıkıcı yahu. Bilemedim ben…
Caza en iyi ne gider?
Kısır iyi gidebilir bak evlatçım. Bir şey daha…Yüz maskesi takıp kısır yemek. Oh mis. Zaten bildiğin gibi konserimize de yüz maskenizi alıp öyle geleceksiniz. En sonunda hep birlikte yüz maskemizi takıp hatıra fotoğrafı çekeceğiz seyircilerimizle. Yay çoluk çocuğa bunu. Bak “vörd of maut” diye bir şey duydum büyük torundan, çok önemliymiş. Anneanne diyor, bunu yaparsan patlarsın diyor alem çocuk.
DİNGİNLİK ÖMÜR BOYU: Elif Çohaz Quintet
Baştan sona sözlerini ezberlediğin ilk şarkı neydi?
Dört yaşındayken “Sakın bir söz söyleme” adlı Türk Sanat Müziği eserini çok severek söylüyormuşum, sanırım baştan sona ezberlediğim ilk şarkı bu 🙂 Ezberlediğim ilk caz şarkısı ise “All of me”.
Cazın seni en çok heyecanlandırdığı an hangisiydi? Şimdilerde seni en çok ne heyecanlandırıyor?
Cazın beni en çok heyecanlandırdığı an, cazla tanıştığım ilk an olsa gerek. Çünkü daha önce hiç bana bu kadar hitap eden ve bu kadar iyi hissettiren bir müzik duymamıştım. Şimdilerde beni en çok heyecanlandıran şey ise bu müziğin Türkiye’deki duayenleri ile çalışıyor olmak.
Hangisini tercih ediyorsun: Doğaçlama ilerlemeyi mi, her şeyi sırasıyla, kurallarına göre yapmayı mı?
Caz müziğindeki doğaçlama tam anlamıyla bir kuralsızlık anlamına gelmiyor aslında. Belli kurallar içerisinde gerçekleşen bir doğaçlama söz konusu. Ben de bu doğrultuda, sırasına ve kuralına göre doğaçlamayı tercih ediyorum diyebilirim.
Sahnedeyken zihnine neler doluşuyor? Konserlerdeki en yoğun hissettiğin duygu nedir?
Konserlerde en yoğun hissettiğim duygu kesinlikle heyecan. Konser esnasında o an çalınan şarkı dışındaki düşüncelerin zihne doluşmasına izin vermemek gerekli, bu yüzden tamamen şarkının anlattığı hikayeye odaklanmaya çalışıyorum.
Şu anda bu soruları cevaplamadan evvel, en son dinlediğin şarkı neydi?
Bu soruları cevaplamadan önce en son dinlediğim şarkı Melody Gardot – Don’t Talk
CAZIN TÜM SESLERİ: Gizem Gündoğdu Septet
Seni en çok etkileyen albüm hangisi? ‘Bir albüm dinledim, hayatım değişti’ dedirten cinsten…
Nirvana ‘Nevermind’. Daha ilkokuldaydım, ağabeyim müzik dinlerken ben de onunla Guns N’Roses, Iron Maiden, Pearl Jam gibi gruplarla tanışmıştım ama Nirvana’nın üzerimde yarattığı etki bambaşka olmuştu 🙂
Bu şehirde en çok hangi sesler sana ilham veriyor?
İlk aklıma gelen tabii ki çok değerli hocam Sibel Köse. Birsen Tezer, Jülide Özçelik, Elif Çağlar bana ilham veren diğer önemli vokalistler.
Cazla ilgili, kalbindeki o ilk ateşi yakan neydi? Her şey nasıl başladı?
Aslında ilk ateşi yakan, gittiğim bir caz festivalindeki canlı performansın yarattığı anda kaybolma hissiydi. Şu müzisyeni dinledim ve caz sevmeye başladım gibi olmadı yani. Konserlere gittikçe ve bu beklenmedik, sürprizlerle dolu dünyayı keşfettikçe daha da fazla kaptırdım kendimi bu büyüye.
Söylemeyi en sevdiğin caz şarkısı nedir?
”Song For My Father” -Horace Silver (Seneler önce bir caz festivalinde Dee Dee Bridgewater’dan canlı dinlememin etkisi var diye düşünüyorum :))
Dinlemeyi en sevdiğin caz şarkısı nedir?
”A Night In Tunisia” – Dizzy Gillespie
Cazın yıllara dayanan gücü sence nereden geliyor?
En önemlisi müzisyenlere tanıdığı ‘özgürlük’ bence. Yaratıcılık konusunda açtığı alan, sürekli kendini geliştiren ve yenileyen yapısı, içinde barındırdığı çeşitlilik ve türlerinin zenginliği bu gücü yaratıyor diye düşünüyorum.
”Jazz it Up!’ı bir oluşum olarak geliştirerek devam ettirmeyi istiyoruz. Bizim gibi sektörde oyuncu olan büyük firmaların genç sanatçılarımıza her zaman alan açması, söz söyleme hakkı vermesi gerekir.”
Murat Abbas
Jazz It Up!, PSM Caz Festivali kapsamında yolunu genç müzisyenlerle kesiştiren bir proje. Peki nasıl bir ihtiyaç veya istekle ortaya çıktı?
Üç yıl önce PSM Caz Festivali’ni tasarlarken, program içeriğinde çeşitlilik yaratmak, yeni tarzları keşfetmek, sevilen / değerli isimleri programa dahil etmek ve yeni seslere imkan yaratmak önceliklerimiz arasındaydı. Ülkemizde, cazın ve cazın bugün ulaştığı yeni türlerin gelecekteki temsilcisi olarak yetişen pek çok keşfe açık müzisyenimiz var. Bu gençlerimizin önünü açmak ve PSM gibi bir yerde sahne alarak, dinleyicileriyle buluşmasını sağlamak bizler için çok önemli. Belki hatırlarsınız, ilk sezonumuda başlattığımız “Şehir Sahnesi” de genç ve amatör sanatçıların kendilerine alan bulmaları için tasarlanmış bir projeydi. Biz PSM olarak bu olguyu, her etkinliğimizin, festivalimizin içeriğine taşıyarak, genele yaymayı ilke edindik. Çeşitli üniversitelerin caz bölümlerinden öğrencileri; bazen sadece doğal yetenek ve hevesleriyle müzik yapan gençlerimizi Jazz it Up’ta ağırlıyor, Amfi alanımızda festival dinleyicisiyle buluşturuyoruz. Önümüzdeki festivallerde de bu projeyi geliştirerek sürdürmek istiyoruz.
Bu yılki seçki, kadın kurucuları olan müzik gruplarından oluşuyor. Bu özel seçkide nasıl karar kıldınız? Neler belirleyici oldu sizin için?
“Özellikle kadınlardan oluşan bir seçki yapalım” diye düşünmedik. Caz sahnesinin uzun süredir kadın müzisyen ve vokal ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı karşılayan çok değerli isimler artık sahnelerde; genç arkadaşlarımızın da bu değerli sanatçıların izini takip etmesi çok doğal. Belirleyici kriterimiz ise, canlı performans yapmaya aday, genç ve hevesli genç olmaları…
Jazz It Up! ilerleyen yıllarda PSM Caz Festivali kapsamı dışında, kendi başına bir etkinlik ya da gençler için bir sahne alma fırsatı olarak yoluna devam edebilir mi?
Neden olmasın?… Az önce de belirttiğim gibi Jazz it Up!’ı bir oluşum olarak geliştirerek devam ettirmeyi istiyoruz. Bizim gibi sektörde oyuncu olan büyük firmaların genç sanatçılarımıza her zaman alan açması, söz söyleme hakkı vermesi gerekir.
İstanbul caz sahnesi, özellikle genç müzisyenler açısından en üretken yıllarını yaşıyor belki de. Siz bu hareketliliği nasıl görüyorsunuz? Nedir sizce cazın etki alanını genişleten?
Kilit olan şey paylaşımın artması… Deneyim, müzik, yeni teknolojiler, türler, bunların hepsi her an paylaşılabilir durumda. Dünyanın bir ucunda olup biten her şeyden burada haberdar olup takip edebiliyoruz. Gençler, bu paylaşım süreçlerinin sırasında içine doğuyor; hayatlarının bir parçası haline geliyor. Bu da doğal olarak, zihni açıyor; yaratıcılığı ve sonuç olarak üretkenliği beraberinde getiriyor. Bir de şunu görüyorum; genç sanatçıların kendilerini ifade etme ve var olma şekli caza ve türevi müzik türlerine çok uygun. Emprovizenin yani doğaçlamanın ruhunda olduğu bir müzik türüyle her şeyi yapabilirsiniz.