
John F. Donovan ve kafa karışıklığımız
Xavier Dolan’ın The Death and Life of John F. Donovan adlı ilk İngilizce filminden bir fragman geldi. Kafalar karışık.
Tom Gilliam’ın yönettiği Don Kişot’u Öldüren Adam filminin çekilememe hikayesini hatırladım bir an. Çekimleri yirmi yılı aşkın bir süreye yayılan filmin bu bir türlü çekilememe serüveninden bir belgesel bile çıkmıştı, Lost in La Mancha adında. Xavier Dolan’ın The Death and Life of John F. Donovan filmiyle ilgili de benzer şeyleri yaşayacağımıza dair hislere kapılmaya başlamıştım.
Filmle ilgili ilk haberleri ta 2014 yılında duymuştuk. 2016’da çekimler başlamıştı. 2017’de hâlâ çekimler devam ediyordu, oyuncu kadrosuna yeni isimler ekleniyordu. 2018’de Xavier Dolan’ın çekeceği başka filmlerine dair haberler gelmeye başlayınca (ve daha henüz fragman bile paylaşılmamışken) bir umutsuzluk sardı bizi. Belli olmaz, çekimler tamamlansa da, belki de daha uzun yıllar beklemek gerekecekti… Kit Harrington’lı, Jessica Chastain’li promo fotoğrafları dışında elimizde pek bir şey yoktu. (Ki biliyorsunuz, Jessica Chastain’i de çıkardılar sonra kadrodan, esas işler orada ters gitmeye başladı sanırım.)
Film geçtiğimiz Eylül ayında Toronto Film Festivali’nde prömiyerini yapınca artık daha fazla endişelenmeye de gerek kalmadı. Bir kere belli ki filmin hikayesinden ibretlik bir belgesel çıkmayacaktı birkaç aya vizyondaydı ama eleştirmenlerden tokat gibi yorumlar aldığı için zaten pek de fark etmiyordu artık. Yani tüm gün oturup eleştirmenler bakalım ne demiş diye kafa yoran bir insan olmasam da Xavier Dolan’ın bu ilk İngilizce filmi hakkında söylenenler gerçekten çok acımasızcaydı. Kariyerinin en kötü filmi olduğu hakkında çoğunluk hemfikirdi 🙁
Acaba Xavier’cik de bunun farkında olduğu için mi erteledi de erteledi… (Nasıl bir empati duydum belli değil. “cik” ne?) Ben de arada filmi unuttum. Fragmanına bile kaç gün sonra ilk kez baktım. (Abartmışım, fragman çıkalı iki gün olmuş sadece.)
Öncelikle şunu söylemek isterim ki, artık Natalie Portman’ı endişeli yüz ifadesiyle görmekten çok bıktım. Diğer taraftan da, Kathy Bates’i her haliyle çok seviyorum, onu defalarca her türlü yüz ifadesiyle görmeye varım. Burada da insanı ters yüz etmeye muktedir bir menajer rolünde.
Kit Harrington’ın başrolde olduğu film, gerçek bir “yıldızlar geçidi” maşallah. Thandie Newton’la açılan fragman da her sahnede başka bir ünlüyle şov yapıyor.
Kit Harrington’ın olduğu sahneleri şöyle göz ucuyla görebildik zaten, fragman da hikayenin kendisi gibi, Jacob Tremblay’in karakteri Rupert’ın gözünden anlatıldığı için olsa gerek. (Jacob Tremblay ne tatlı bir çocuk, tüm güzellikler onu bulsun.) Yine de Kit Harrington’ın canlandırdığı ve filme adını veren John F. Donovan’ın tekinsiz şeyler yaşadığı ortada.
Hikayenin ilerleyen kısmında ise neler olduğunu anlamak mümkün değil. Natalie Portman endişeli yüz ifadesiyle bir yerlere koşuyor, kağıtlar uçuşuyor, Kit Harrington deliriyor. Devreler yanıyor… Arada Susan Sarandon’ı da görür gibi olduk ama anlamak zaman aldı. Hiç bu kadar yaşlı görünmemişti gözüme…
Gerçekten fragmandaki gibi iç içe geçmiş bir şekilde anlatılmışsa hikaye, “kötü” eleştiri almasına da çok şaşırmamak gerek belki de, bilmiyorum.
Meraktan ve o kadro için mutlaka izleyeceğimi ayrıca söylememe de gerek yoktur herhalde. Xavier’nin yanındayız. Bir de vizyon tarihini öğrenebilsek…