Hayal kırıklıkları ve büyüme sancıları: Olivia Rodrigo’nun yeni albümü Guts’ı konuşuyoruz

Olivia Rodrigo, yaklaşık üç senelik bir aradan sonra ikinci albümünü geçtiğimiz hafta yayınladı. Kendisini özlediğimizi söylersem yalan olur. Ancak çıkış yaptığı ilk günlerde hoşlanmadığım, dinledikçe sevdiğim bu kızı yakından takip ettiğim için ikinci albümünü de heyecanla bekledim. Albümün en havalı şarkısı ‘‘vampire’’ birkaç hafta önce yayımlandığında nasıl bir şeyle karşılaşacağımı az çok tahmin etmiştim. Beklentinizi düşük, başınızı dik tutun ve gelin birlikte ‘‘Guts’’ albümüne dadanalım. 

Olivia Rodrigo’nun ikinci stüdyo albümü ‘‘Guts’’, şimdilerde çok uzakta kalan eski bir lise anısını canlandırıyor. Hava sıcak, okulun son günleri, zil çalıyor. Lise üçüncü sınıftaki tüm aksilikleri bir kenara bırakıyorum çünkü yenilerine hazırım. Okuldan çıkarken hoşlandığım çocuğa rastlıyorum. Müdürün ofisinden çıkıyor, birbirimizi görmezden geliyoruz. Aklımdan jet hızıyla isyan etmek geçiyor. Hayatının aşkı değil miydim? Bana aşık olduğunu söylememiş miydin? Baktığın her yerde yok muydum? Bunu bana nasıl yaparsın? Albümün romantizmi yaşatan tek şarkısı ‘‘logical’’, lise üçüncü sınıfı tamamlamış Janset’i kucaklıyor ve uzman manipülator eski bir sevgiliye sesleniyor. Şimdilerde 35 yaşında Euphoria’nın üçüncü sezonunu bekleyen seyirciyi de yakalamayı başarıyor.

Olivia Rodrigo, pop-punk ikilisini harmanladığı ilk albümünü bir kenara atmıyor. Aradan geçen yıllarda, kendine yeni bir tarz bulacağını ya da albümün sallantıda kalıp başarısız olacağını düşünenlere meydan okuyor. Çünkü ‘‘Guts’’ı daha önce bir yerde duymuştunuz değil mi? 10 Things I Hate About You’da mesela. Lindsay Lohan’ın hayali rock grubu, buna benzer şarkıları Freaky Friday’de çalmamış mıydı? Rodrigo, doğru bilineni söylemekten şaşmıyor, şaşırtmıyor. Albümde her şey olması gerektiği gibi. Dramatik bir lise öğrencisinin, dramatik isyanları. Daha önce çok kez dinlediğimiz bir müziği neden sevmeyelim ki? Bu kadar güvenli bir sahada müzik yapmanın, Rodrigo için anlamını merak ediyorum. Üçüncü albümünde yeni bir şey denemeye cesareti olacak mı? Ama görünüşe göre biz de pek yeni bir tecrübe edinmiyoruz.

Mesela, güzellik algısı hâlâ aynı

Aramızdaki yedi yaşlık farka rağmen aynı dönemde lisede okumuşçasına, 2003 doğumlu Rodrigo’nun söylediklerine karşı empati kuruyorum. Her şey hala aynı demek ki. 30 yaşına geri sayım yapmaya başladığım şu günlerde, kendimi zaman zaman diğer kadınlarla karşılaştırırken buluyorum. Burnunun güzelliğini kıskanıyorum, ellerindeki ojenin benimkinden daha iyi durmasına takılıyorum. Özgüvensizliklerimi yaşatmaya ve yaşamaya devam ediyorum. Albümün en iyi şarkısı olduğuna inandığım ‘‘all american bitch’’ söyleminin geçenlerde benim için de söylendiğini duydum. Rodrigo da bize taze ve yeni bir albüm sunmuyor, çünkü hayatımızda taze olan bir şey yok. Dönüp dolaşıp aynı hikayeleri yaşıyoruz sanki. Hayat her yeni doğan için benzer döngüde ilerliyor. Şarkılar sıra dışı bir hikaye anlatmıyor; varsa yoksa aşk, isyan, keder. ‘‘bad idea right?’’ eski sevgiliye dönmek isteyen Rodrigo’nun içini rahatlama çabasını anlatıyor. Rodrigo’nun aklından ‘‘Bir şans daha mı versem acaba?’’ düşüncesi geçiyor. Eski sevgilisinden yenisini yaratamayacağının farkında ama bazen aklınız da geçmişe kaçabilir. Bu inadını ‘‘get him back’’ şarkısında sürdürüyor. Acı çekeceğini biliyor ama intikamın tatlılığına da karşı koyamıyor.

Albüm, aynı tema üzerinde kısıtlı bir hareket yeteneğine sahip. ‘‘pretty isn’t pretty’’, Grammy sahnesine çıkan bir yıldızın bile anksiyete içinde yüzebileceğini kanıtlar nitelikte. Aradan yıllar geçse de güzel vücut imgesi kırılmıyor. Makyaj ama daha fazla fondöten. Yamuk burun kemiği ama estetik o kadar da acıtmıyor gibi. Kaş ama microblading olmazsa olmaz. Daha fazlası, çok daha iyisi, ta ki yeterince tatmin hissedene kadar. Ama Rodrigo’ya göre, hiçbir şey yeterli değil. Güzel görünmek için gerçekten de güzel hissetmeniz gerekiyor. Ben söylemiyorum, Olivia söylüyor!

Erkekler, ah erkekler…

Albümün çıkış şarkısı ‘‘vampire’’ hakkında ne söyleyebilirim ki? Manipülatör erkekler kapatılsın artık. Bırakın bu çocukları, yalnızca filmlerde yaşasınlar. Çünkü bir şekilde yaşayacaklar. Erkek temsili yakın bir zamanda değişmeyecek. Hiç değilse, gerçek yaşamın içinde bizden uzak dursunlar. Rodrigo’nun zamanla değişecek öykülerinin habercisi ‘‘teenage dream’’ ise şöhretin içinde kaybolmaya hazır yönünü ortaya çıkarıyor. Şöhret istiyor ama normal bir hayatın hayalini de kendine yakın tutuyor.

Migren hastaları uzak durabilir

Avril Lavigne, Hayley Williams, Letters to Cleo esintilerinin eşlik ettiği albümde Billie Joe Armstrong’un ilhamı yankılanıyor. Rodrigo ne zaman büyür bilmiyorum. Büyümek zorunda da değil. Kariyerinin son yıllarına kadar ergenlik sancıları hakkında yazabilir. 2023’te doğmuş çocuklar da bir gün ergenlikle tanışacak ve herkesin ilk kalp kırıklığında dinleyeceği bir şarkı olmalı. Bu açığı benim için yukarıda saydığım isimler doldurdu. Bazı arkadaşlarım içinse Taylor Swift. Kimisi de Murat Boz’un ‘‘Özledim’’ şarkısına takıldı. Rodrigo, ikinci albümünde dünyaları yerinden oynatmasa da başarılı bir kariyerin onu beklediğinin sinyallerini veriyor. Albüm herkese göre değil. Gün boyu dinlemeyi düşünenlerin migren hastası olmamasını tavsiye ederim. Rodrigo, halefleri kadar iz bırakabilecek mi?

Ama Rodrigo’yu diğerleriyle karşılaştırmak, onu albümde bahsettiği dertlerin kıskacında bırakmak olur. Özgür olsun, denenmişi denesin.