Şemsiye Akademisi

Evet, bir çizgi roman uyarlaması daha. İyi anlamda. 

Jessica Jones’a veda ettiğimiz bugünlerde, kırık kalplerimize merhem etkisi yaratan bir uyarlama Şemsiye Akademisi, nam-ı diğer Umbrella Academy. Bir hafta sonuna sığan bu diziye başlamadan önce, sokakta gördüğümüz posterlerden daha fazlasına hakim değildik. İlk bölümün ardından, yeni açılmış taze çekirdek etkisi yaratan dizinin, ikinci bölümüne başlamamız an meselesiydi. Öyle de oldu… 

Yedi karakterin etrafında şekillenen bir hikayenin ortasına düşüverdik. Pek de sürprizlerle dolu olmayan bir olaylar kurgusunu izleyecek olsanız da hikayenin işleniş şekli sayesinde, bu akışın tam da olması gerektiği kıvamda aktarıldığını hissedeceksiniz.

Ailenin içine sızmaya hazırsanız, sizi tek tek karakterlerle tanıştıralım. Tabii yüzeysel bir tanıştırma. Onlar hakkında ne düşündüğünüzü diziyi izledikten sonra konuşuruz.

Bir Numara: Luther Hargreeves / Spaceboy

Bir numara olmasından da anlaşılacağı üzere Şemsiye Akademsi’nin lideri. Dört yıl boyunca Ay’da yaşayan Luther (siz ona Bir Numara da diyebilirsiniz.) insan üstü güçlere sahip. Boğazlı kazağının ve eldivenlerinin altında ne saklı olduğunuysa birkaç bölümün sonunda öğreneceksiniz.

İki Numara: Diego Hargreeves / The Kraken

Süper kahraman ismini, İskandinav masallarındaki deniz yaratığından alan Diego, grubun asi üyesi.  Onu gördüyseniz bir şeylerin ters gideceğinden emin olabilirsiniz.

Üç Numara: Allison Hargreeves / The Rumor

Allison sizinle bir dedikodu paylaşmak isterse koşarak uzaklaşın. Bu konuda bize güvenmelisiniz. 

Dört Numara: Klaus Hargreeves / The Seance

Ölülerle iletişime geçseydiniz siz de madde bağımlısı olabilirdiniz. Lütfen, Klaus’u yargılamadan önce hikayesini bekleyin. Gerçi… Onun yerinde siz olsaydınız çok daha farklı şekilde de davranabilirdiniz. 

Beş Numara: The Boy 

Bebeto da diyebilirsiniz. 10 yaşındaki bir çocuğun bedeninde yaşayan 58 yaşındaki bir adam olmak nasıl bir duygu? Numara Beş’le tanıştığınızda ona da sorabilirsiniz. Ama pek de hoş olmadığını şimdiden söyleyebiliriz. 

Altı Numara: Ben Hargreeves / The Horror

Ben, bir görevde hayatını kaybetti. Ölülerle konuşabilen üvey erkek kardeşi Klaus sayesinde görebildiğimiz Altı Numara’nın yeri geldiğinde altıdan fazla kolu olduğunu belirtelim. Bu ne mi demek? Ben’in başka boyutlardan canavarlarla arası bir hayli sıkı desek kafi. 

Yedi Numara: Vanya Hargreeves / The White Violin

Ona, hayatı boyunca ne kadar da sıradan olduğu söylendi. Boşlukları doldurmak için diziyi izleyin. 

Siz, kahramanlarımızı isimleri ve numaraları ile tanıyacaksınız. Süper kahraman isimleriyse başka bir sezonun hikayesi olarak karşımıza çıkacak diye düşünüyoruz. 

Ah, Cha Cha ve Hazel! Onları nasıl unutabiliriz? Televizyon dizisinde kötülüğün görünen yüzü, iki baş belası olarak karşımıza çıkıyor. Cha Cha’ya karşı daha negatif olsak da Hazel konusunda kafamız karışık. Yine de hayvan suratlı maskelerini taktıklarında onlardan korkmak yerine, onlara gülmeyi tercih etmek bizim elimizde. 

SPOILER: Uyarması Bizden.

“İkinci sezonda ne olacak” sorusunu aklınıza atıp size veda eden televizyon dizisinin, çizgi romandan ayrıştığı yerlere de kısaca değinelim. 

Televizyon dizisinde rastlayacağınız Dedektif Eudora Patch, aslında ihtiyar bir dedektif. Gerçek adı Lupo. 

Kötü adamların ana kanyağı olarak bize sunulan Komisyon, çizgi romanda çok daha gizemli ve gerçek adı Temps Aeternalis. Zaman çizgisini değiştiren herkesi öldürmek üzerine kurulan bu organizasyonun yoluna çıkmamanızı tavsiye ederiz.

Klaus’un Vietnam hikayesinde de farklılıklar var. Çizgi romanda Luther, Klaus ve Diego zamanda yolculuk yapmaya çalışırken kendilerini Vietnam Savaşı’nın ortasında buluyorlar. 

Hazel ve Cha Cha ile tanıştığınızda onları komik kötü adamlar göreceksiniz. Çizgi romanda ise durum çok daha farklı. Gerçekte iki sosyopat ile karşı karşıya olduğunuzu söyleyelim. 

Klaus öldükten sonra öteki hayata geçer. Bu kısım aynı kalsa da çizgi roman ve televizyon dizisindeki işlenişi farklıdır. 

SPOILER BİTTİ: Artık güvendesiniz.

Size veda etmeden önce ufak bir sorumuz olacaktı;

My Chemical Romance’in vokali, Gerard Way’in yazdığını biliyor muydunuz?