
Sen de az süper değilsin Moringa
”Süper besin” denince gözümüzün önüne hep Süpermen peleriniyle uçan goji berry’ler, chia’lar, kinoa’lar, kale’ler geliyor; tabii ıspanak, muz, havuç, zerdeçal, zencefil sizleri de unutmayalım.
Ne güçlüsünüz hepiniz! Son zamanlarda bu ekibe yeni biri daha katıldı. Üstelik matcha çayınn tahtını sallayacağını düşündüğümüz bir süper besin: Moringa.
Nepal, Pakistan, Hindistan’da yetiştirilen bu şifalı bitkinin tam adı Moringa Oleifera. Kuru ve kumlu topraklarda iyi yetiştiği bilinen Moringa, neredeyse tüm iklim koşullarında hayatta kalabiliyor. Kuraklığa da oldukça dayanıklı ve hızlı büyüyen bir bitki kendisi. Ayrıca ağacın kökünden dalına, yaprağından tohumuna her şeyi kullanılabiliyor.
Peki ne işe yarar bu bitki?
Barındırdığı C vitamini ile öncelikle çok güçlü bir antioksidan olduğundan bahsedelim. Hücre hasarı ile savaşmaya yardımcı ve tabii anti-aging konusunda oldukça etkili. Ayrıca düzenli tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra bitkisel bir protein olarak vücutta oluşan yaraların iyileştirmesine de katkı sağlıyor. Doğal antibakteriyel özelliğiyle de enfeksiyonlara karşı vücudu koruyor. A vitamini ile kemik ve dişlerimize iyi geliyor. Bir de bağırsak hareketlerini düzenleyip sindirim sisteminin düzenli çalışmasına katkı sağlıyor.
Bu vücudu arındıran, metabolizmayı hızlandırarak enerji veren -tabii kilo vermek isteyenlerin yüzünü güldürecek- Moringa uzun süre de tok tutuyor.
Kökünü turp gibi salatalara katabiliyorsunuz, tohumlarını çiğ veya kavrulmuş şekilde tüketebiliyorsunuz. Ülkemizde ise en fazla yapraklarına rastladığımız Moringa’yı çay olarak yedi-sekiz dakika demleyip, yaklaşık 20 dakika dinlendirip tüketebilirsiniz. Ayrıca yaprağı toz halinde yoğurda ekleyerek de yiyebilirsiniz. Kısacası bu süper besin 360 derece tüketime açık! O zaman hayatımıza hoş geldin Moringa!