Haklıyı seçmekte zorlanacağımız bir oyun: Sınırlar

Amerikalı oyun yazarı David Memet’in çok ses getiren, sinemaya da aktarılan Oleanna oyunu; Sınırlar ismiyle uyarlandı ve Kayhan Berkin yönetmenliğinde 27 Kasım’da Kadiköy Alan’da prömiyer yapıyor. 28 Kasım’da ise Fişekahne’de seyirciyle buluşuyor. Üniversitede profesörlüğe atanmak üzere olan Can’ın dersinden kalan Ecrin, yardım istemek için gittiği Can’ın odasından çıktıktan sonra tacize uğradığını iddia eder ve dilekçesini atama komisyonuna iletir. Bunun üzerine seyirci için de takip etmesi heyecanlı bir düello başlar. Haklı tarafın kim olduğuna karar vermek ise çok da kolay olmayacak.

Kenan Ece ve Ecem Uzun’un başrollerinde olduğu oyunla ilgili merak ettiklerimizi onlara sorduk.

Sınırlar yani Oleanna’nın orijinal metnine hakim miydiniz?

Kenan Ece: Metinin orijinalini 15 sene kadar önce Dublinde yaşarken okumak için almıştım. Hiçbir şey anlamadığımı, ne biçim oyun bu böyle dediğimi hatırlıyorum. Kayhan, oyunu gönderdiğinde hemen gidip kütüphanemden orijinalini bulup tekrar okudum. Bu defa oyunu çok beğendim ve heyecanlandım.

Ecem Uzun: Evet, metni okuldayken çalışmıştık ama Kayhan’ın uyarlaması ile farklı bir kimlik kazanmış halde.

Sınırlar’da bir oyuncu olarak sizi en çok neler heyecanlandırdı peki?

Kenan Ece: Oyunun güncel ve tartışmaya açık meselesi ve karakter çok ilgimi çekti. Zekice yazılmış bir oyunun içine girip aramak, uğraşmak ve keşfetmek bir oyuncunun yaşadığı en zevkli süreçlerden biri.

Ecem Uzun: Bir kadın olarak dert edindiğim meselelerle sahnede olmak beni çok heyecanlandırıyor. Aynı zamanda yakın kuşaklardaki genç öğrencilerin cesur ve doğru duruşlarına paralel bir karakteri canlandırıyor olmak benim kendi sınırlarımı ve konuya bakışımı tekrar tekrar düşünmemi sağlıyor.

Ecrin ve Can’ı birer cümleyle nasıl anlatırdınız?

Kenan Ece: Can’da güneş batmak üzere, Ecrin için ise daha yeni doğuyor.

Ecem Uzun: Ecrin’in bir cümle değil de bir kelimeyle derdi ”anlaşılmak”, gerçekten eşit olduğu bilebilmek. Can ise kendi doğrularını ve bakış açısını “çok doğru ve hatta tek doğru gibi gören biri, bu yüzden ait olduğu yerden diğer dünyaları değerlendirmesi oldukça zor.

Ecrin’in ve Can’ın meselesine hak verdiniz mi?

Kenan Ece: Bazen Can haklı, bazen Ecrin. Seyirci çoğu zaman ne tarafta duracağını pek bilemeyecek gibi geliyor bana. Mesele biraz zor.

Ecem Uzun: Ecrin’e hak veriyorum, zaman zaman Can’a da; bu oyunda haklı ve haksız yok.

Son yıllarda kadınların da sesini duyurmasında büyük payı bulunan me too ve Susma Bitsin gibi hareketler malum çok önemli. Sizce Sınırlar bu anlamda nasıl bir yerde duruyor?

Kenan Ece: Oyun genel olarak günümüzde gücün ilişkiler üzerinden nasıl devşirildiğini irdeleyen bir oyun. Bu hareketlere göre oyunun nerede durduğu seyircinin bakış açısına göre değişiklik gösterecektir.

Ecem Uzun: Susma Bitsin ve me too bu oyunla çok yakından ilişkilendirilebilir, Ecrin de yaşadıklarını kendi birliğiyle benzer şekillerde değerlendiriyor. İnsan mağduriyetlerini ancak topluluklarla bir olduğunda ve paylaştığında üstesinden gelebilir.