
Soundtrack Salısı: Breakfast Club
Her filmin müziklerle kurduğu ilişki başka oluyor. Bazı müzikler filmin içinde harıl harıl çalışıp, bir anlam ve duygu yaratmaya çalışırken bazıları da filmin sonunda karşımıza öyle bir çıkıyor ki, izlediğimiz her şeyin üzerine kapanış konuşması yapmış gibi oluyor.
Simple Minds’ın Don’t You şarkısı, The Breakfast Club’ın sonunda, filmin üzerinde yavaş yavaş başlayıp, ekran siyaha düşüp yazılar akmaya başladığında da devam ettiğinden, beni çok garip bir duyguyla bırakıyor. İzlediğim şeylerle ilgili tarif etmesi zor bir duygu içerisindeyken, ve sanki sadece ben böyle hissediyormuşum gibi haller içerisindeyken, şarkı çalmaya başlıyor ve o an anlaşılıyor ki filmi izleyen herkes aslında aynı duyguları paylaşıyor. Bir nevi son sözü söylüyor bu şarkı.
Sadece ben değil herkes, o anın etkisiyle biraz duruyormuş sonradan anladığım kadarıyla. Sanki bir dizinin ilk bölümünü izlemişiz devamı gelecekmiş gibi, (alegorik tiplerini de hesaba katınca) hikaye hiç bitmiyormuş da hep başka şekillerde tekerrür eden bir döngüymüş gibi bir his bırakıyor. Yazılar akıp bitse de insan filmin başından kalkamıyor.
Bu film, bu son ve bu şarkıdan Pithch Perfect’te de bahsediliyor. Filmin sonunda da bir mash-up’ta kullanılıyor ve aynı şarkı bu kez de iki karakterin konuşmadan anlaşmasını sağlıyor. Aslında çok korkunç bir film olabilecekken Anna Camp, Rebel Wilson ve Elisabeth Banks sayesinde türünün güzel örneklerinden biri olabilmiştir Pitch Perfect.