
Ta en baştan belli olan bir son: Game of Thrones final güzellemesi
Ve tüm dünya ikiye bölünür…
Game of Thrones final bölümüne sövenler ve benim gibi gururlu bir gülümsemeyle övenler…
– Bir de bolca spoiler verenler. Aşağıdaki gibi. İzlemediyseniz okumayın. Sakın!-
Baştan söylemeliyim: İlk sezondan baş karakterini öldüren, sonrasında bunun bir tesadüf olmadığını kanıtlamak istercesine herkesi tek tek kılıçtan geçiren böylesine arıza bir hikayeye hiç yakışmayan iki sezon izledik. Tüm hikayeyi sulandıran yedinci sezon ve ince ince işlenmiş o karakterleri tek sahnede silip süpüren, Kanal D draması tadındaki sekizinci sezon… Sezonlar boyunca karakter gelişimlerini izlediğimiz Daenerys ve Jaime’nin histerikçe dellenip beklenmedik hareketler peşine düşmesi hem bu karakterlere hem de biz izleyiciye yapılan büyük bir ayıptı sahiden. Haydi diyelim Jaime’ninki çok şaşırtıcı değildi, hayatının aşkının peşinden koştu ama Brienne’le sulu bir romantizm yaratmaya ne gerek vardı? Aralarındaki bromance’i sevmiştik biz… Reyting peşinde gereksiz öpüşmeler yaratarak koskoca Jaime’yi de salak gibi gösterdiler. Aşkı peşinde kafası karışmış bir adam olarak tarihe gömüldü dağ gibi adam.
Hele Daenerys’e yapılanlar… Abisi tarafından itilip kakılan bir kızdan yeryüzünü titreten Khaleesi’ye dönüşümünü an be an izlediğimiz (çünkü eskiden bu dizide her şey yavaş yavaş ilerlerdi) bu güçlü karakterin kafayı nasıl kırdığını da aynı detaycılıkla görmek hakkımızdı. Bir arkadaşımın da dediği gibi; halk kahramanı bellediğimiz koskoca kadın tek bölümde savaş suçlusu oluverdi. Ne oldu anlamadık. Evet, öz hakiki kankasını öldürdüler, ejderha yavrusunu katlettiler, yemeğine zehir koymaya kalktılar ama birkaç sinirli mimik, rimeli akmış göz makyajı dışında birşey göremedik. Ha bir de Jon Snow’u öpmeye çalıştı ama Jon Snow onu reddetti falan… Tüm bunlar, gözümüzün önünde büyüyen bir karakterin tek celsede delirmesine yeter mi? Belki yeter ama bize niye göstermediniz?
İSYAN!
Bir de son bölümde, benim gibi isyan edecekler için Tyrion’un ağzından bir açıklama yaptırmışlar. ”Zaten sezonlarca her şeyi ve herkesi yakıp geçti, ne bekliyordunuz ki” cinsinden. Eh evet, tamam ama YETMEZ! (Yine de bölümün ilk sahnelerinin hakkını vermek istiyorum: müthiş bir art direction’dı; Daenerys’in konuşması gerçekten çok korkutucuydu. Severek baktığımız bu kadın, korkutucu tarafa artık resmi olarak geçmişti.)
Gördüğünüz gibi isyanım büyük ama sadece bundan ibaret. Zira ben final bölümünü izlerken sonsuz mutluluk duyanlardanım. Az önce de söylediğim gibi, daha ilk sezondan baş karakterini öldüren arıza bir hikaye için çok akıllıca bir final. Bu hikayeye Jon Snow’un kral olması yakışmazdı. Ya da Arya’nın Cersei’yi de öldürüp başa geçmesi. Jon ve Daenerys’in birlikte yönetimi devralması… Çok fazla romantik ve pembiş bir son.

SPOILER! // Bu arada bu öldürme şekli de çok sembolik, zira Jon Snow da böyle hiç beklemediği bir anda bıçaklanarak ölmüştü hatırlarsanız… Hey gidi!
Oysa her ne kadar Jaime ve Brienne’i öpüştürse de klasik romantizm ve pembişliklerden nasibini almış bir hikaye değil Game of Thrones. En azından George R. R. Martin’in yazdığı şekliyle… Kendisine tüm büyük karakterleri katletmesiyle ilgili sorulan soruya ”Hepsi de aptallıklarından veya kibirlerinden ölüyor” demiş bir adam kendisi. Yani kimseye hak etmediği şeyi vermiyor. Ve aslında Daenerys’in (her ne kadar sonu hızlıca geçiştirilmiş olsa da) ve Bran’in karakter gelişimlerine bakarsak, bu sonun geleceğini tahmin etmemiz güç değildi ikisi için de. Yani George R. R. Martin’in bakış açısıyla Daenerys tahtı hak etmiyor ama çektiği çileler ve bilgeliğiyle Bran de sonuna kadar hak ediyor. Evet, Jon Snow kendini feda etti ama kral gibi bir niyeti olmadığını bas bas bağırdı; onun görevi dünyayı bir tirandan kurtarmaktı. Yaptı. Ve en sevdiği yere The Wall’a gitti. Onun için daha mutlu bir son olabilir miydi? Tahtta mutsuz olacağını bildiğimiz bir adamı tahtta görmek ister miydik gerçekten?

Of nasıl posta koydu!
Hem Bran dışında tahta kim geçse, aynı entrikalar ve salaklıklar tekrar edecek, teker yine aynı yolda dönecekti. Yine birileri iktidar hırsıyla kuduracak, ortalığı yakıp yıkacak, yine bir sürü kişi ölecekti. Aşırı dahi Tyrion sağ olsun, kendilerine geldiler; ”neredeyse” demokrasiye geçtiler. (Ahaha o geçemeyişleri de çok iyiydi!) Bran artık bir insan değil; bir ermiş, fenafillah olmuş bir kişi. Tarafsız bölgede yani. Hem geçmişi de geleceği de biliyor. Hata da yapmaz. Yani bundan daha iyi bir yönetici olabilir mi? (Koskoca krala ”yönetici” demem…)
Tyrion da hak ettiğini buldu. Zaten George R. R. Martin, en çok sevdiği karakterin Tyrion olduğunu ısrarla söylüyor. Her daim yürekli ve akıllıca davrandı Tyrion; onun salakça katledilişini izlemeyeceğimizden emin gibiydik zaten (öyleydik, değil mi?). Böyle şen şakrak, arkadaşlarıyla kerane merane konuşurken izlemek keyiflendirdi beni sahiden. Bronn da yanında, oh! Samwell Tarly de kendine yakışan yüksek mevkilere gelmiş. Minnoşluk abidesi yiğit adam Ser Davos’cuğumuz da orada. Gerçek bir dream team… İşte bir de Jaime’yi harcamasalardı. O masaya o da yakışırdı.
Bir de tabii Arya, Sansa, Bran ve Jon Snow’un veda sahnesine atarlananlar var ki burada aslında Yüzüklerin Efendisi’ne selam çakıldığını fark etmemek mümkün değil. Hikayenin sonunda, yaşanmış tüm koca koca olayların ardından sessizce, inzivaya çekilircesine uzaklaşıp giden bir Frodo misali ansızın çekip gitti Jon Snow. Ardında gözü yaşlı ama gururlu yüzler bırakarak.
Bir tweet vardı; bu sonu Catelyn Stark yazmış gibi: Bran tüm alemlerin kralı oluyor, Sansa kuzeyin kraliçesi oluyor, Arya merak ettiği yerlere doğru gezmeye gidiyor ve Jon Snow çok uzaklara sürgüne gönderiliyor 🙂 Herkes dizinin yapımcıları Beinoff ve Weiss’a yükleniyor bu finalle ilgili ama George R. R. Martin’in tam da aklındaki sonun bu olduğu da söyleniyor. Bir de artık kitabı yazılsa da okusak!

Geleceğe umutla bakan bir genç kadın.
Ha bu arada, sekiz yaşında olsa da anası tarafından emzirilmeye devam eden oğlanın transformasyonundan da bahsetmesek olmazdı… bkz. aşağıdaki fotoğraf. Harry Potter’daki Neville’den sonra ikinci ”puberty gone right” durumu…
(Yoksa siz finali sevmediniz ve şu an bize küfür mü ediyorsunuz? O zaman bir de buradaki yazıyı okuyun.)