Fanfarlo’nun yeni albümünün yayınlanmasına günler kala…

Yazı: Natali Mekiker

2012 Şubat’ıydı yanılmıyorsam; Salon İKSV’de Fanfarlo konseri vardı. Ne duymuş ne de dinlemiştim bu Londra çıkışlı indie/alternatif müzik grubunu. Hadi dedim, keşif güzeldir. Ve böylece bir tiyatro atölyesi sonrası biletim ve konserlerde bana eşlik eden vazgeçilmez partnerim Gizmon ile birlikte Salon’a doğru yola koyulduk. Ben daha birinci albümden bile bihaberken o ay sonunda yeni albüm Rooms Filled With Lights çıkacaktı. En sevmediğim şey yeni tanıştığım ve üstüne üstlük bir de çok sevdiğim bir grubun ya da müzisyenin öğrenmem gereken bir sürü albümünün olması! Tabii diğer taraftan da kulakları ve ruhu şenlendirecek yeni güzelliklerin keşfi de şahane…

Şu an konserin playlist’ini hatırlamam imkânsız ama I’m a Pilot şarkısını duyar duymaz âşık olmuştum sevgili Simon ve ekibine. Ardından, Reservoir ve Rooms Filled With Lights albümlerindeki şarkıların (Lenslife ile durmadan dans edebilir, Tugusuka ile de sonsuz bir hayal gücüne sahip olabilirim!) hepsini dinleyince “tamam” dedim, “bu kesinlikle tadılması gereken bir lezzet!”

İnsanoğlunun varlığını, iletişim(sizlik) sorunsalını ele alan Farfarlo, ikinci albüm ertesinde The Sea isimli dört parçalık bir EP paylaşmıştı. Üçüncü albüm Let’s Go Extinct’in yayınlanmasına ise sadece birkaç gün kaldı!

Albümle ilgili satırlar dolusu cümleler kurmak yerine kısa bir tanıtım videosu hazırlamıştı Fanfarlo. Görünüşe göre –ki söylenen de bunu doğruluyor – Fanfarlo bizi fütüristik öğelerle, bugünün insan ve dünyasından yola çıkarak geleceğimiz noktayı anlatacak.

Reservoir albümünün etkisinden çıkamamış olmama rağmen (!) grup tarafından yayımlanan A Distance şarkısına da kapılmadan edemedim (aynı şarkı The Sea EP’sinin de ilk şarkısı). Klibi de bir o kadar güzel ve duru bu parçanın.

Uzun lafın kısası, dinleyin, dinletin! Ayrıca enerjilerimizi birleştirerek Fanfarlo’yu tekrar İstanbul’a doğru çekmenin bir yolunu bulalım!

Albümün tanıtım videosu şöyleydi:

Yeni albüm izlenimleri için buyurun: