
Dijital kafes dövüşleri başlasın: Twitter’a rakip olan Threads’i konuşuyoruz
Gelin gelin; bu yılın en şatafatlı kafes dövüşüne gelin! Dünyanın (şimdilik) en zengin insanlarından olan Mark Zuckerberg ile Elon Musk arasındaki kafes dövüşü dijitale taşındı, olan yine biz gariban kullanıcılara oldu. Bir tarafta milyon dolarlık şirketlerinin yanı sıra her defasında yüzümüzü ekşitmeyi başardığı açıklamalarıyla gündemimizden düş(e)meyen Musk, diğer tarafta kurucusu olduğu Facebook ile tarihin en büyük veri toplama skandallarından birine imza atan Zuckerberg var. Bir tarafta Twitter, bir tarafta Meta var… Musk’ın tekelinde olan Twitter’ın geçtiğimiz haftaki limit skandalının ardından Zuckerberg’den bir süredir beklediğimiz o hamle geldi; Threads. Instagram hesabımıza bağlı olan bu uygulama ile artık tıpkı Twitter gibi sadece yazılı paylaşımlar yapabiliyor, diğer kullanıcıların paylaşımlarını okuyabiliyoruz. Ve ailemizin yeni üyesi olan bu uygulamayı daha yakından tanımak için biz de tüm dünya gibi Twitter vs. Threads kapışmasına dadanıyoruz.
Mavi kuş gökyüzünde özgürce uçarken, buralar dutlukken sanki her şey daha kolaydı. Sevgiler gerçek, atılan tweet’ler kısaydı ama etkiliydi. Ve sanki başımızda yeterince dert yokmuş; tüm dünyada devletler daha sıkı, gözetleyici, kısıtlayıcı bir internet politikası izlemeye başlamamış gibi mavi kuşumuz da bir avcıya yem oldu. O güzel tweet’ler o güzel atlara binip gittiler. Çünkü Musk gibi bir ismin Twitter’ın kontrolünü devralmasıyla beraber Twitter artık özgür bir platform olmaktan çıktı. Kullanıcıların değil “sahibinin” emrine amade bir uygulama haline geldi. Her şey geçtiğimiz senenin Nisan ayında Musk’ın, Twitter’a tüm hisselerini yaklaşık 44 milyar dolar karşılığında satın almak için bir teklif götürmesiyle başladı. Twitter Musk’ın teklifini kabul etti ama Musk birkaç ay sonra bu anlaşmadan vazgeçer gibi oldu.
Hatta Musk’ın avukatları anlaşmayı iptal etmek için “yaklaşık iki aydır ‘Twitter platformunda sahte veya spam hesapların yaygınlığına ilişkin bağımsız bir değerlendirme yapmak’ için gerekli veri ve bilgileri istiyoruz ama Twitter bu bilgiyi bize sağlamadı veya vermeyi reddetti” gerekçesini gösterdi. Sonra ‘‘çılgın’’ dahimiz Musk bu tarz bir davayla uğraşmaktan vazgeçmiş olacak ki anlaşmayı kesin olarak kabul etti ve de Twitter genel merkezine giriş yaptı.
Okuma önerisi – Geçmiş olsun mavi kuş: Elon Musk artık Twitter’ın en büyük hissedarı
“İfade özgürlüğü, işleyen bir demokrasinin temelidir ve Twitter, insanlığın geleceği için hayati önem taşıyan konuların tartışıldığı dijital kent meydanıdır” diyen Musk, bu havalı sözlerinden çabuk caydı. Birkaç ay sonra karşımızda artık otoriter hükümetlerin sansür ve kullanıcı bilgisi taleplerini ikiletmeden kabul eden, şirkette ciddi iş çıkartmalar gerçekleştiren, ödenmemiş faturalarıyla gündeme gelen bir Twitter vardı. Sonra parayla satılan mavi tikler, bu mavi tikli hesaplara tanınan ayrıcalıklı özellikler karıştırdı ortalığı. Musk bu hamleleriyle tepki alınca CEO’luğu NBC Universal reklam yöneticisi Linda Yaccarino’ya devretti. Tabii ki bu göstermelik bir hamleydi. Geçtiğimiz hafta da Elon Musk, Twitter kullanıcılarına yine tatlı bir sürpriz hazırlamıştı. Ana sayfasını her yenilediğinde hatayla karşılaşan kullanıcılara bu sefer de sınırlı sayıda tweet okuma hakkı reva görülmüştü. Twitter mı çöktü, savaş mı çıktı derken Musk yine yürekleri dağlayan bir açıklamasıyla ortama giriş yaptı. “onaysız hesaplara benden ancak 600 tweet çıkar, onaylı olanlara 6000 veririm. Ayrıca elinizden telefonu bırakın, biraz etrafınıza bakın” gibisinden şeyler yazdı. Sonra tabii tepkiler, isyanlar derken Musk “hadi acıdım” diyerek limitleri birazcık daha artırdı. Sonra bir baktık ki ortada limit falan yokmuş; meğerse Twitter, Google Cloud’un ‘service’ ücretini ödemediği için tweetlere sınırlama getirilmiş… Ha bu arada Musk bizi keklemenin dışında bir de Zuckerberg’in Threads’ini duyunca kendisini kafes dövüşüne davet etti geçen ay. Zuckerberg de kabul etti bu teklifi ve çalışmalara başladığını söyledi.
İkili arasındaki bu kafes dövüşü muhabbeti baya ciddiye bindi; hatta İtalya hükümeti bu dövüş için Kolezyum’u tahsis edecek dendi. Sonra İtalya Kültür Bakanlığı’ndan gladyatörlerin kemiklerini sızlatacak bu habere yalanlama geldi de bu çılgınlık biraz duruldu herhalde diyorduk ki Threads bu hafta itibariyle kullanıma açıldı. İkilinin fiziksel karşılaşması ne zaman olur belli değil ama dijitaldeki savaş çoktan başladı. Instagram hesabımız ile yüklediğimiz uygulamasına bağlandığımız ve Instagram’daki takipçilerimizi, bilgilerimizi aktarabildiğimiz Threads, Twitter’a (özellikle de bu yanarlı dönerli kararlarından sonra) sağlam bir rakip olarak çıkıyor karşımıza. Sade bir ara yüzle kullanıcılarını karşılayan Threads, kullanıcılarına 500 karakterlik gönderi hakkı tanıyor. Ve bu gönderilere tıpkı Twitter gibi beğenme, paylaşma, yorum yapma, alıntılama imkanları sunuyor. Yalnız DM’ler henüz ortalıkta yok ama onların da eli kulağındadır herhalde. Mavi tikli hesaplar ise bilgilerini Instagram’dan taşıdıkları için ekstra bir ücret ödemeden ya da bir başvuru yapmadan mavi tiklerini burada da kullanabiliyor. Ve de Twitter’ın bir gönderideki dört fotoğraf hakkı burada 10’a kadar çıkıyor. Zuckerberg’in dediğine göre uygulama ilk gününde 30 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda. Zuckerberg ayrıca yeni platformunun başarısının anahtarının buradaki paylaşımlarımızın dostane bir biçimde olmasına bağlarken Twitter ile olan rekabetini de daha “tatlı” göstermeye çalışıyor. Ama Musk’tan gelen yanıt işi gerçek bir kafes dövüşüne götürebilir gibi. Musk bu mesajı en arabesk yerinden okuyarak “acıların gizlendiği Instagram’ın sahte mutluluğuna kanmaktansa Twitter’da yabancıların saldırısına uğramak daha iyidir” şeklinde bir yanıt verdi kendisine. Ayrıca Twitter CEO’su Linda Yaccarino, Twitter’ın sıklıkla taklit edilmesine rağmen, “asla kopyalanamayacağını” söyledi geçenlerde.
Ve Twitter vs. Threads karşılaşmasındaki en önemli farklılığa gelirsek; Threads’te Twitter’ın o kaotik ortamı yok. Yani henüz trollerle çok fazla karşılaşmadan, sessiz sakin bir şekilde gezinip, toplumsal olaylarla ya da siyasetle çok da içli dışlı olmadan çıkabiliyoruz gibi görünüyor. Twitter gerçekten bir kent meydanıysa Threads o meydandaki bir kahveci olabilir belki şu an. Ama tabii bu gözlemlerimiz sadece geçtiğimiz birkaç günü kapsıyor; daha influencer’lar ya da ünlüler gibi çok takipçili hesaplar Threads’i tam olarak ne amaçla kullanabileceklerini düşünme aşamasındalar. Çünkü hali hazırda bir Twitter hesapları varken ve de Instagram’dan yeterli verimi/etkileşimi alabiliyorken zamanlarını Threads’e harcamak için daha geçerli sebepler arıyor olabilirler. Twitter’ın aksine dijital hayatına Instagram gibi popüler bir platformdan destek alarak başlayan Threads, potansiyelini Musk’ın gelgitlerinden bunalan Twitter kullanıcılarını cezbederek genişletebilir gibi duruyor. Zuckerberg de, Threads’in Twitter’ın aylık 250 milyon kullanıcısını geçeceğini umduğunu söylüyor; “biraz zaman alacak ama bence üzerinde 1 milyardan fazla kişinin olduğu bir halka açık konuşma uygulaması olmalı” diyor. Zuckerberg’in hedefine ulaşıp ulaşamayacağını ya da olası bir gerçek kafes dövüşünde kimin bu muhabereden galip çıkacağı ise önümüzdeki günlerin gündem başlıklarından. Bilgilerimizi en az çalan ve de iyi olan kazansın!