Venedik Film Festivali, Lady Gaga ve Suspiria
Ödül sezonu Venedik Film Festivali’yle başladı; haftaya Toronto Film Festivali’yle devam edecek. Oscar için çılgın kulisler ve lobi çalışmaları da başlamış bile. Havalar serinlerse, her yer kabak-tarçın kokmaya başlarsa bu dedikodular daha da keyifli bir hal alacak. Şimdilik son kalan karpuzların çekirdeklerini ayıklayarak Lady Gaga’nın festivale girişini izliyoruz.
Siyah topuklu ayakkabılarına çarpan sular, elindeki kırmızı gülü, nostaljik saç modeli ve oturuşuyla tam bir assolist girişi yaptı. Kırmızı halıdaki aşırı pembe ve tüylü Valentino elbisesi de epey ilgi çekti. Kendisi, Bradley Cooper’ın rol aldığı ve yönettiği A Star is Born filminde oynuyor. Filmin şarkılarında da Gaga’nın imzası bulunuyor. Bu aslında 1937 tarihli A Star is Born filminin dördüncü remake’i. Daha öncekilerde Lady Gaga’nın rolünü Janet Gaynor, Judy Garland, Barbara Streisand gibi efsane isimler canlandırmıştı. Filmde anlatılan ise şan, şöhret arkasındaki gerçek hayatlar, acılar… Bakalım bu dördüncü yapım nasıl olmuş, biz ölümlüler ancak Ekim’de görebileceğiz.
Festivalde fırtınalar estiren bir başka film de Suspiria. Ancak maalesef, fırtına filmin kendi etrafında kopmamış. Büyük umutlarla beklediğimiz film için “korku izleyicisi için fazla sanatsal, Oscar için de fazla sıra dışı” olduğu yönünde bir eleştiri okudum. Kitlesinin kim olduğu konusunda kafa karışıklığı varmış. Esas fırtına ise filmin galası için toplananların arasında tişörtünde “Weinstein is innocent” (Weinstein, masumdur) yazan bir adam belirince kopmuş. “Harvey Weinstein, Cinsel Taciz Suçlamaları” diye ayrı bir Wikipedia sayfası bile var artık. Fakat henüz bir ceza aldığını göremedik…
Ama neden?
Suspiria’ya geri dönecek olursak… Tilda Swinton’ın filmde iki ayrı karakteri canlandırdığı muhabbeti dönüyor bir süredir. Dr. Jozef Klemperer adlı karakterin Swinton’a benzerliğinden ötürü atılmıştı bu iddia ortaya. Ancak resmi kayıtlar, karakteri Lutz Ebersdorf adında, 82 yaşında bir psikiyatrın oynadığı yönünde. Ebersdorf, 1936 Münih doğumlu, bazı küçük sanat filmlerinde oynamış ancak hepsi kayıp. Filmin galasına ve basın toplantısına da katılmadığı için kendisini gören olmadı henüz. Swinton, basın toplantısında ısrarla tek bir karakteri oynadığını söyledi ve Ebersdorf’tan gelen mektubu okudu. Mektupta yazana göre, kendisi özel hayatına önem veren biriymiş ve bu yüzden görünmek istemiyormuş.
İşte böyle başladı, gidiyor festival. Bakalım kapanışı nasıl olacak. Ödül sezonunu açıp, bizi yazdan çıkardığı için de buradan teşekkürlerimi yolluyorum.