Yakın zamanda daha çok dadanacağımız üç aktris

Son zamanlarda pek çok farklı yapımda tekrar tekrar karşımıza çıkan üç kadın var ve tahmin ediyoruz ki kendilerini ileride daha çok göreceğiz.

Şimdilik gizli gizli dadandığımız bu üç isim giderek daha çok ilgi görüyor. Şahsen ben aynı şeyleri bir zamanlar Imogen Poots ve Zoe Kazan için de hissetmiştim. Zannettiğim gibi bir Hollywood patlaması yaşamadılar ama festivallerin indie yıldızları olarak her daim radarımızdalar. Şimdi tanıtacağım üç isimden ise daha diva çıkışlar, daha Hollywood hareketler bekliyorum. Bakalım zaman ne gösterecek.

ss

Sydney Sweeney

Kendisini ilk kez Handmaid’s Tale’in ikinci sezonunda izledim. Nick’in zorla evlendiği Eden’i oynuyordu. Dizinin en naif karakteriydi sanırım. Önce bir süre gıcık oldum ama sonra üzülmeye başladım. Derken dizinin en çarpıcı sahnelerinden birine imza attı. Birkaç hafta önce de Sharp Objects’le yeniden görüş alanımıza girdi. Esas kızımız Camille’in geçmişte yattığı klinikteki oda arkadaşı Alice’i oynuyordu. Çok ön planda bir karakter olmamasına rağmen, izleyicinin Alice’le bir bağ kurmasını sağlayabildi. Hatta dizinin bir spin-off’u bile yapılabilir Alice üzerinden bence ama HBO bu işleri benden öğrenecek değil. Seneye de Zendaya ve Judd Apatow’un kızı Maude Apatow’la birlikte Euphoria diye bir dizide izleyeceğiz kendisini. Bu arada Maude Apatow da takip edilesi bir isim aslında ama kendisine hâlâ “Judd Apatow’un kızı” yaftasını yapıştırmadan edemiyoruz maalesef.

Screen Shot 2018-08-28 at 21.40.29

Tessa Thompson

Meraklıları Veronica Mars ve Copper dizilerinde görmüş olabilir. Ancak çoğumuz Thompson’ı Thor: Ragnarok, Creed, Annihilation, Dear White People ve Westworld’den tanıyoruz. Yakın zamanda da Creed II ve Sorry to Bother You filmlerinde de göreceğiz. Yani zaten yükselen değerlerden biri aslında kendisi. Ancak The Cut’ta, hakkında yayınlanan profil yazısını okuduktan sonra, henüz pek bir şey görmediğimizi, kendisinin yakında çok daha büyük işlerle anılacağını düşünür oldum. Thompson yeni başlıyor kendini göstermeye…

Screen Shot 2018-08-28 at 21.41.46

Zoey Deutch

Kendisini bu yaz sakin, gevşek ve rahat bir romantik komedi olan Set It Up’ta izlemiştim. Aradan birkaç gün geçti ve Flower diye bir film izledim. Bittiğinde kaybettiğim zamana acımadım değil ama nedense sonuna kadar izlemiştim işte. İkisi de harika filmler olmasa da, ikisini de izlerken iyi vakit geçirdiğimi hatırlıyorum. Ortak noktalarının Deutch olduğunu sonradan fark ettim ve bütün taşlar yerine oturdu. Deutch’ü aslından ilk defa izlemiyordum. Daha önce Disaster Artist ve Rebel in the Rye gibi filmlerde de ufak rollerde izlemişim meğer. Şimdi yeni projelerine de dadanmayı planlıyorum.

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et