
Yeni şehir geleneğimiz: Sónar Istanbul
Üçüncüsü için yola koyulan Sónar Istanbul, 8-9 Mart’ta yine yerli yerinde, Zorlu PSM’de.
İstanbul’da kültür-sanata dair değer verdiğimiz her şeyin gözümüzün önünde yitirilişini seyrederken, bir taraftan da yeni geleneklerin ortaya çıkışına şahit olmak garip bir mutluluk veriyor insana. (Umut mu bu?) Bu bir geçiş süreci ve çok daha iyisi olacakmış gibi… Üçüncüsü bu yıl 8-9 Mart’ta düzenlenecek olan Sónar’ın İstanbul ayağı, aynı müzik zevki etrafında toplananan kalabalıkları bir araya getiren (ki böyle bir şeye denk gelmek tarifsiz bir mutluluktur) ve hiçbir anı boş geçmeyen programıyla geçtiğimiz iki sene boyunca yerini sağlamlaştırdı. Üçüncüsünün gelişini göremeseydik, büyük bir hayalkırıklığı yaşayacaktık. Nitekim festivalin Buenos Aires’teki programı, ekonomik kriz yüzünden iptal edilmiş. Zorlu PSM genel müdürü Murat Abbas’ın, bu yılki programı anlatırken ironik bir gülümsemeyle söylediği gibi, “bizde kriz olmadığı için” Sónar’ın organizasyonu da sekteye uğramadı. Festival üçüncü yılında da yerli yerinde.
Dünyayı dolaştı
Barcelona çıkışlı bir elektronik müzik festivali Sónar. 1994’ten beri düzenleniyor. Sonrasında dünyanın farklı şehirlerine de yayılmış, 50’den fazla şehirde düzenlenmiş; anlı şanlı uluslararası bir organizasyona dönüşmüştü. 2016’dan beri de İstanbul’da, Zorlu PSM’yi kendine mesken edinerek, hem yerli hem de yabancı elektronik müzik sahnesinden DJ ve prodüktörleri ağırlamaya devam ediyor.
Evet, müzik programının detaylarına gireceğiz. (Elbette!) Ama İstanbul’daki Sónar’ı, diğer şehirlerdeki organizasyonlardan ayıran bir özelliğinden ayrıca bahsetmek gerek: Digilogue katkılarıyla hazırlanan ve görsel-işitsel sanat performanslarından oluşan Sónar+D bölümü. Kendini sadece bir müzik festivali olarak sınırlamayan organizasyonun zihin açıcı bölümü burası. Geleceğin bugüne ışınlanması gibi. (Windows’un hareketli screensaver’larından bile etkilenen biri olarak, bu bölüm aklımı başımdan alıyor.) Teknoloji ile sanatsal üretimleri buluşturan bu bölüm, Türkiye’den ve yurt dışından pek çok sanatçıyı programına katarak yeni dünyalar keşfetmenin de yolunu açıyor.
Kimler var?
Başlayalım saymaya:
Who Else adlı gelecek albümünden şarkılar paylaşarak kalp atışlarını hızlandıran Modeselektor, Berghain’ın resident DJ’i Kobosil, Belgrad çıkışlı Tijana T, SonarClub sahnesinde 360 derecelik ses sistemi ile festivale özel bir şova imza atacak Ben Frost, Tunus müzik sahnesinin avangart elektronik projesi Deena Abdelwahed, farklı türlerden sesleri remikslerine dahil ederek kendi özgün müziğini yaratan Bicep, elektronik müzik sahnesinin kıdemlilerinden Laurent Garnier ve Henrik Shwarz, 2016 yılında DJ Awards tarafından “En İyi Canlı Performans Sergileyen Sanatçı” unvanına layık görülen Matador, ambient tekno prodüktörü The Field, avangart müzikal duruşuyla kendi alanını oluşturan Gazelle Twin ve elektroniğe melankoli katan George Fitzgerald…
- Ben Frost
- Bicep
- Deena Abdelwahed
- Gazelle Twin
- Laurent Garnier
- George Fitzgerald
- Matador
- Kobosil
- Henrik Schwarz
- Tijana T
- The Field
- Modeselektor
Festivalin bir de Red Bull Music küratörlüğünde hazırlanan SonarLab sahnesi olacak.
Alman tekno trio’su FJAAK, “lo-fi house” nedir-ne değildir tüm dünyaya öğreten DJ Seinfeld, Güney Afrika’nın house müziğe cevabı DJ Lag, “old school electro” müziği temsil eden DJ Stringray, doğaçlama seslerin peşine düşen Octo Octa, Brooklyn underground sahnesinin dominant gücü Volvox ve house, tekno, afro, acid ve disco türlerini eşsiz bir şekilde harmanlayan Avustralyalı müzisyen HAAi de SonarLab’in konukları.
Sónar cephesindeki hareketlilik giderek zirveye doğru yaklaşırken, yeni haberler de gelmeye devam edecek muhtemelen. Gerçi bunların üstüne daha ne eklenebilir ki?!