
“O günden sonra bir daha birbirimizi hiç aramadık”: Arkadaş ayrılığı da ilişki ayrılığı kadar can acıtabilir
Ayrılık denince hepimizin aklına romantik ilişkiler geliyor. Oysa arkadaşlar da ayrılır. Hepimizin farklı farklı dönemlerde hayatımızın sonuna kadar yanımızda olacağını düşündüğümüz bir veya daha çok arkadaşıyla yolları ayrılmıştır. Bazen hayat böyle gerektirmiştir, bazen yanlış anlaşılmalar yüzünden, bazen ilişkinin toksik doğası nedeniyle, bazen de kırgınlıkların birikimiyle, bazen büyük bir hata yüzünden, bazen de iki taraftan biri diğerini “artık” sevmediği için bitmiştir o hikayeler. Ve bu ayrılıkların bazıları en az romantik ilişkilerin bitişi kadar can yakıcı olabilir.
Ancak siz de fark ettiniz mi, arkadaş ayrılığı meselesi nedense yok sayılıyor. Ayrılık sanki romantik ilişkilere endemik bir kelime muamelesi görüyor. Hayatımızdan çıkıp giden arkadaşlara yazılan kaç şarkı var mesela? Ya da bu konuyu odağına alan kaç film izlediniz? The Banshees of Inisherin’e dek tamamen bu konuda bir film hiç izlemedim ben daha önce. Bu arada, eğer başınızda benzer bir sorun varsa filme “hassas içerik” uyarısı koyalım çünkü Pádraic’in (Colin Farrell) hali zaman zaman güldürse de bir yandan da kalbinizi parçalara bölebilir.
Aslında herkesin öyle ya da böyle deneyimlediği bir durumun bu kadar görünmez olması çok tuhaf… Ayrılık aşkla öyle net sınırlandırılmış durumda ki arkadaş ayrılığının acısını konuşmayı bırakın, duygularımızı özgürce yaşayabilmek bile epey zor. İşte bu yüzden şu sıralar böyle bir süreçten geçiyorsanız kendinize hatırlatın: Arkadaş ayrılıkları canımızı yakar ve bu çok normal.
Sevgilimizden ayrıldığımızda bir yetişkin gibi üzülür, acı çekerken, kocaman yetişkinler olsak bile bir arkadaş tarafından terk edilmek hepimizi küçük bir çocuğa dönüştürebilir. Belki de biri tarafından “artık” sevilmemeyi ve “kabul görmeme” korkusunu ilk kez çocukken kurduğumuz arkadaşlıklarda deneyimlediğimiz için bir arkadaşın hayatımızdan çıkıvermesi bizi doğrudan o yıllara ve o yıllarda ruhumuzda taşıdığımız duygulara götürüyordur…
“Arkadaş ayrılıkları özellikle zor olabilir çünkü yakın bir arkadaş duygusal destek, devamlılık hissi ve sosyalleşme için güvendiğimiz bir kişidir,” diyor psikolog Akua Boateng ve devam ediyor: “Arkadaşlıklar zihinsel ve duygusal sağlığımız üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu yüzden arkadaşlıklar bittiğinde hayatımız ciddi anlamda değişir. Pek çok insan o arkadaşının desteği olmadan hayatla nasıl baş edebileceğini düşünmeye başlar.”
Her ne kadar zor olsa da hayatımız boyunca birden çok kez deneyimleyeceğimiz bir durum bu. Acı ama gerçek. O yüzden bu ayrılıklarla baş etme yollarını keşfetmeyi deneyebiliriz.
İlk adım tıpkı romantik ilişkilerde olduğu gibi arkadaşlıkların da bir gün bitebileceğini kabul etmek. Bir ilişkiye başlarken hepimizin aklının bir köşesinde bir gün o kişiden ayrılma ihtimali durur ama arkadaşlıklarda bu ihtimali hiç düşünmeyiz.
Arkadaşlık koçu (evet, böyle bir meslek varmış) Danielle Bayard Jackson diyor ki: “Arkadaşlarımıza ‘lütfen bu ilişki yürüsün’ gözüyle bakmayız ama romantik bir partnere tam olarak bu şekilde yaklaşırız. Romantik partnerimizin hayatımızın aşkı olup olmayacağını merak ederiz. Ama arkadaşlarımızla kurduğumuz ilişkide birbirimizi sevdiğimizi ilk dakikadan itibaren varsaymaya başlarız. Bir arkadaşla ayrılmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşündüğümüz için de bunu bir başarısızlık ve hatta utanç kaynağı olarak görürüz. ‘Arkadaşlık kolay bir şeyse ben nerede yanlış yaptım?’ diye sormaya başlarız.”
Oysa bu soru epey yanlış. Öncelikle arkadaşlıklar sandığımız kadar kolay ilişki türleri değil. İçinde romantik ilişkiler kadar çok dinamik barındıran ve zaman zaman oldukça karmaşık bir hâle bürünebilen ilişkiler arkadaşlıklar. Onun için soru şöyle güncellenmeli belki de: “Sorun neydi?”
Güncellenmiş sorumuzun cevabında oklar bazen size yönelebilir, bazen arkadaşınıza. Çıkardığınız sonuçlara göre arkadaşlığınızın kurtarılmaya değer olduğunu düşünüyorsanız gerekli adımları atmak, açık bir iletişim kurmak, sorunları ve duygularınızı arkadaşınızla paylaşmak en iyisi. Bunun sonucunda arkadaşlığınızın kurtulacağının garantisi yok ama en azından birlikte geçirdiğiniz zamana yakışır bir final yapmış olursunuz. Bu finalin iki taraf için de rahatlatıcı olacağına şüphe yok.
“Sorun neydi?” sorusunun cevabını ararken bazen de bu arkadaşlığın bitmesinin hayrınıza olduğunu fark edebilirsiniz. Hep tek taraflı bir özveriyle yürüyen, bir tarafın diğer tarafı sürekli aşağı çektiği, toksik dinamikler barındıran arkadaşlıklar, içindeyken fark etmesek de aslında toksik bir sevgili kadar yıkıcı bir şey.
Arkadaşlığınızın bitişine dair tespitleriniz ne olursa olsun bu süreçte pek çok yoğun duygunun yüzeye çıkması kaçınılmaz. Peki, bu süreçle baş etmek için neler yapabiliriz?
1- Kendinize yas tutmak için izin verin.
Bir aşk ilişkisi bittiğinde duygularınızı yaşamaktan ve dışa vurmaktan hiç çekinmiyorsunuz değil mi? Aynısını arkadaşınızla ilişkiniz bittiğinde de yapmaya hakkınız var. İçmek mi istiyorsunuz, için; kilolarca dondurma mı yemek istiyorsunuz, yiyin; film izleyip ağlamak mı istiyorsunuz, ağlayın.
2- İmkanınız varsa ayrılık konuşması yapın.
Bir daha konuşmanızı imkânsız kılan kötü bir kavgayla bitmediyse arkadaşlığınız, o son konuşmayı yapmak yolunuza devam edebilmeniz için çok önemli olabilir. Aşk ilişkileri başlarken de biterken de her şey nettir genelde. Sonunda çoğu zaman bir ayrılık konuşması olur (her canlı bir gün mutlaka ghosting’i tadacak olsa da). Ama arkadaşlıklarda bu sınırlar daha belirsizdir. Onun için sizi her gün arayan arkadaşınız önce 3 günde 1, sonra haftada 1 aramaya başlayıp, sonra aylarca konuşmadığınızda ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz. Kafanızda kurmak yerine doğrudan muhatabınızla konuşmak bu noktada yapabileceğiniz en doğru hareket. Terk edilen değil de terk eden tarafsanız da aynısı geçerli. Arkadaşınızı soru işaretleriyle bırakmak yerine konuşarak yolları ayırmak çok daha iyi bir seçenek.
3- Diğer arkadaşlıklarınızı gözden geçirin.
Büyük bir arkadaş grubunun içindeyseniz gruptan bir kişiyle koptuğunuzda diğer insanların da sizinle ilişkisini keseceğine dair bir korku duyabilirsiniz. Korktuğunuz gerçekten başınıza gelebilir de. Ancak böyle bir durumda çok bir şey kaybetmeyeceğinize emin olabilirsiniz. Çünkü sizinle bireysel bir bağ kurmamış, güven ilişkisi tahsis etmemiş bu insanların hayatınızda olmasının aslında size bir faydası olmayacaktır zaten.
Bir arkadaş grubu söz konusu olmasa da, bir arkadaşınızla kopmanız diğer ilişkilerinizin de tehlikede olduğuna dair endişelenmenize neden olabilir. Endişelenmek yerine arkadaşlıklarınızı düzenli olarak kontrol edin çünkü arkadaşlıklar da romantik ilişkiler kadar özen ve bakım ister.
4- İyi bir arkadaş olduğunuzu kendinize hatırlatın.
Arkadaşımızla yollarımız ayrıldığında kendimizi başarısız, sıkıcı, değersiz hissedebiliriz. Ve bu duyguların içindeyken de bir daha asla arkadaş edinemeyeceğinize veya tüm arkadaşlarınızın sizi terk edeceğine inanmaya başlayabilirsiniz. Bu duygulardan bir an evvel kurtulmaya çalışmanıza gerek yok çünkü eninde sonunda gidecekler; hiçbir duygu kalıcı değil. Kendinize zaman tanıyın ama bu duyguların öz güveninizi ve öz değerinizi zedelemesine izin vermeyin.