97. Oscar adayları ve öne çıkan filmler
Bu sene, güçlükle kontrol altına alınan Los Angeles yangınları sebebiyle iki defa ertelenen Oscar adayları duyurusu dün gerçekleşti. Öncesinde Akademi üyelerine oylama için tanınan süre de beş gün uzatılmıştı. 23 Ocak’ta açıklanan adaylıklara göre şüphesiz yılın en tartışmalı filmi olan Emilia Pérez 13 adaylıkla liderliğe otururken; Wicked ve The Brutalist de 10’ar adaylıkla kendisini takipte. Emilia Pérez aynı zamanda en çok adaylık alan İngilizce olmayan film olurken En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde aday olan Karla Sofía Gascón da herhangi bir kategoride aday gösterilen ilk trans oyuncu oldu. Wicked, Conclave, The Substance gibi yapımlar da beklenildiği gibi öne çıkarken birtakım hayal kırıklıkları da (bkz. Challengers) yaşandı. Tüm bu kaosun ortasında açıklanan 97. Oscar adaylıkları ve öne çıkan yapımlara şöyle bir göz atıyoruz biz de.
97. kez dağıtılacak olan Oscar ödülleri öncesi ABD’de gündem epey yoğun. Önce seçimlerle dolu olan gündem sonra yerini yeni başkanları Trump’ın ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümet Verimliliği Bakanı yaptığı Elon Musk’ın çeşitli hareketleriyle çalkalandı. Hareketleriyle dedik çünkü gerçekten Musk’ın Nazi selamını ya da Trump’ın birbirinden değişik jest ve mimiklerini tanımlayacak daha kapsamlı bir kelime bulmak zor. Üstüne Güney Kaliforniya’yı esir alan ve kontrol altına almakta zorlanılan yangınlar da eklenince doğal olarak sıra bir süre Oscar’lara gelemedi. Çünkü Akademi’nin yaklaşık 10.000 oy potansiyeline sahip üyelerinin yüzde 60’ının Los Angeles’ta yaşadığı biliniyor. Hatta Akademinin yönetim kurulunun dört üyesi ve eski CEO’sunun da bu büyük yangında evlerini kaybettiği duyurulmuştu. Bu nedenle 17 Ocak’ta yapılması beklenen adaylık duyurusu önce 19 Ocak’a ertelendi ve nihayet adaylar 23 Ocak Perşembe günü Bowen Yang ve Rachel Sennott tarafından açıklandı. 2 Mart’ta yapılması planlanan 97. Oscar Ödülleri Töreni ise her zamanki gibi Hollywood’daki Dolby Theatre’da (yangında hasar almayan) gerçekleştirilecek gibi görünüyor. Töreni bu sene sunacak isim ise Conan O’Brien olarak açıklandı. Biz de şimdi adaylıklarda öne çıkan yapımlara bir göz atıp Akademi’den beklediklerimiz hakkında biraz konuşacağız.
The Brutalist
İlk uzun metraj filmi olan The Childhood of a Leader ve aktör olarak yer aldığı çeşitli filmlerle bilinen Brady Corbet geçtiğimiz yıl yazıp yönettiği The Brutalist ile epey ses getirdi. Adrien Brody’nin II. Dünya Savaşı sonrası ABD’ye giden bir Macar-Yahudi mimarı canlandırdığı bu film Oscar’larda toplam 10 adaylık aldı. Altın Küre Ödülleri’nin En İyi Drama Filmi, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu gibi majör kategorilerinin kazananı olan The Brutalist Oscar’ın en güçlü isimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak geçtiğimiz günlerde film editörü Dávid Jancsó’nun “paramızın veya zamanımızın yetmediği bazı yerlerde yapay zekayı kullandık” demeci sosyal medyada biraz tepki çekti.
Kendisinin dediğine göre Brody’nin bilmediği Macar dilini konuştuğu bazı sahnelerin seslendirilmesinde ve bazı mimari çizimlerin oluşturulmasında yapay zekadan faydalanılmış. Baş karakterin, dolayısıyla da filmin temelinde olan mimarlık ve bu meslekte harcanılan emekler konusunda da gerçek bir mimar yerine yapay zekanın kullanılmasını saçma bulan bazı seyirciler X’te bu tepkilerini dile getirdiler. Yine de bu durum The Brutalist En İyi Film Ödülü’nün en büyük gözdelerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmeyecek gibi duruyor. Ayrıca Adrian Brody de En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde güçlü bir aday.
Emilia Pérez
Jacques Audiard’ın Meksika’da geçen ilk müzikal filmi Emilia Pérez adaylar arasında en çok eleştiri alan filmlerin başında geliyor. Cannes’da dört başrol oyuncusunun En İyi Kadın Oyuncu ödülünü paylaşarak bir ilke imza atmasının ardından Altın Küre’lerde de Zoe Saldaña’nın En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülü alması resmen sosyal medyada bir bomba etkisi yarattı desek abartmış olmayız.
Meksikalı trans bir gansterin cinsiyet uyumlama sürecini atlatmasını sağlayan bir avukatla beraber yaşadıklarını anlatan bu film başta transfobik olmak üzere çeşitli hakaretlere maruz kalırken Audiard’ın “Meksika kültürüyle ilgili herhangi bir araştırma yapmadım zaten biliyordum” açıklamaları bu eleştirilerin tuzu biberi oldu. Ama gelin görün ki Emilia Pérez 13 adaylıkla 97. Oscar adayları arasında zirveye oturdu. Audiard’ın aynı zamanda Meksika’da geçen bir film için Meksikalı olmayan başroller seçmesi de Meksikalı seyircileri kızdırmıştı. Tıpkı The Brutalist gibi Emilia Pérez’de de Meksika aksanı için (daha çok şarkılarda) yapay zeka kullanıldığı biliniyor ayrıca. Tüm bu eleştirilere rağmen Emilia Pérez’in geceyi birkaç Oscar’la kapatacak olması da kaçınılmaz bir son olarak görülüyor.
The Substance
Altın Küre Ödülleri’nde yaptığı ödül konuşmasıyla yer aldığı filmin neler anlatmak istediğini bir dakikada özetleyen Demi Moore da En İyi Kadın Oyuncu kategorisinin beklenen isimlerinden biriydi. Coralie Fargeat’ın en iyi senaryo ödülüyle döndüğü Cannes Film Festivali’nde seyircilerine unutulmaz anlar yaşattığından beri dört gözle bekliyorduk The Substance’ı. Son yarım saatini atlamadan izleyenlere de bir ödül verilmesi gereken bu filmde 50 yaşına gelmiş ve artık “vadesi dolmuş” bir TV yıldızı olan Elizabeth Sparkle’ın sahip olduğu şan ve şöhreti elinde tutabilmek için deyim yerindeyse ‘‘şeytanla anlaşma’’ yapmasını izliyoruz.
İçtiği bir ilaç/madde/cevher ile başka bir vücutla Hollywood dünyasına karışan Elizabeth kendisinin en iyi versiyonuna ulaşırken elbette bu yolda ağır bedeller ödüyor. Bir kadının hangi sektörde/hayatta olursa olsun asla kendisini yeterli hissedemediği bir dünyada, karşısında duran her şeye ve herkese karşı yapılmış olan The Substance izlemesi güçlü bir mide gerektirse de 2024’ün en iyi yapımları arasında sayılıyor. Tüm bunlar Moore için yeni bir ödül konuşması anlamına gelebilir tabii. Yine de Moore’a bu çılgınlıkta eşlik eden Margaret Qualley’nin adaylık alamaması Oscar’ların en büyük hayal kırıklıklarından biri olarak kalbimizi sızlatıyor.
Anora
Sean Baker’ın yazıp yönettiği Anora’nın başrollerinde Mikey Madison, Paul Weissman, Yuriy Borisov gibi isimler yer alıyor. İlk Oscar adaylığını En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde alan Madison nispeten coşkusuz geçen bir senede karşımıza çıkan en heyecan verici isimlerden biri oldu. Madison herhalde Demi Moore’un The Substance çıkışı olmasa ödül sezonunu çok daha dolu dolu geçirebilirdi. Anora da genel olarak sadece Akademi üyelerinin değil herkesin beğendiği bir yapım olarak karşımıza çıktı bu sene.
Bir Rus oligarkın oğluyla evlenen bir seks işçisinin başına gelenleri yüksek tempolu bir olaylar silsilesi içinde izlediğimiz Anora, Oscarların favorilerinden biri olmasa da aldığı altı adaylıkla konuşulmayı hak ediyor.
Wicked
2024’ün en çok gişe geliri elde eden filmlerinden biri olan Wicked’ın başrollerinde Cynthia Erivo ve Ariana Grande yer alıyor ve Wicked toplam 10 adaylıkla Oscar’larda güçlü bir duruş sergiliyor. Gregory Maguire’ın 1995 tarihli Wicked: The Life and Times of the Wicked Witch adlı romanına dayanan bu müzikal ödül sezonundaki başarısıyla kimseyi ‘‘rahatsız etmeyen’’ ender yapımlardan biri.
Neredeyse herkes Wicked’ın birçok dalda hak edilmiş bir aday olduğu konusunda hemfikir. Ayrıca Cynthia Erivo En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde kazandığı ikinci adaylıkla bu kategoride Viola Davis’den sonra en fazla adaylığa sahip siyahi oyuncu olarak adını tarihe yazdırdı. Ariana Grande ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday olarak ilk Oscar adaylığını almış oldu.
Conclave
Robert Hallis’in aynı isimli romanından uyarlanan ve Peter Straughan’ın senaryolaştırıp Edward Berger’in yönettiği Conclave’e geldi sıra. Yayınlandığı günden beri kendisinden övgülerle bahsedilen bu film görevdeki Papa’nın ölmesiyle kardinallerin yerine geçecek kişiyi seçme sürecini anlatıyor.
Gizli saklı yürütülmesi gereken bu süreçte Kardinal Lawrance konseyi toplayıp işleri yoluna koymaya çabalarken Vatikan’da da entrikalar durulmuyor. Ralph Fiennes En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde adaylık kazanırken Conclave de En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu gibi birçok önemli kategoride yer alıyor. Geceden ödülle ayrılması beklenen yapımlardan biri olan Conclave’in yönetmeni Edward Berger’ın adaylık kazanamaması ise bir hayal kırıklığı…
Aday ol(a)mayanlar, olması ve de olmaması gerekenler…
Son olarak biraz da sürprizlerden ve beklentilerden bahsedelim. Sürprizler arasında öncelikle I’m Still Here ve The Apprentice yer alıyor. En İyi Film, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Kadın Oyuncu kategorilerinde yer alan I’m Still Here, başrol oyuncusu Fernanda Torres’in kazandığı Altın Küre ile beraber Akademi’nin dikkatini çekmiş gibi duruyor. Donald Trump’ın başkanlıktan önceki hayatına mercek tutan The Apprentice ise Sebastian Stan ve Jeremy Strong’a ilk adaylıklarını getirdi. Bu arada garip bir anekdot; Sebastian Stan geçtiğimiz aylarda Trump’ın gençliğine hayat verdiği için Variety’in meşhur Actors on Actors programına katılamadığını çünkü karşısında bu film (yani Trump) hakkında konuşacak aktör bulunamadığını söylemişti. Oscar’ın bu seneki hayal kırıklıkları arasında ise Challengers’ın sıfır adaylığa sahip olması; Denzel Washington (Gladiator II), Angelina Jolie (Maria), Daniel Craig (Queer) gibi isimlerin performanslarının göz ardı edilmesi dikkatleri çekiyor. Kimilerine göre de en büyük hayal kırıklığını 13 adaylıkla geceye damga vuracak olan Emilia Pérez yaratıyor. Tabii bunlar hep internet aleminde döndürülen muhabbetler. Oscar’larda kimlerin kazanacağına dair bahisler ise çoktan açıldı.