Çok bilinmeyenli denklem: Sharp Objects

Kendilerine has anlatım tarzlarıyla Jean-Marc Vallée ve Gillian Flynn, HBO’nun yeni dizisi Sharp Objects’te güçlerini birleştiriyor. Tabii yanlarına Amy Adams, Patricia Clarkson gibi güçlü oyuncuları da katarak.
(Bu yazı ilk olarak 12 Ağustos tarihli Cumhuriyet Pazar ekinde yayınlanmıştır.)

İzleyiciyi bile bunaltan ağır bir sıcağın ve küçük kasabalara has günlük rutinin zamanı yavaşlattığı; hatta neredeyse durdurduğu Wind Gap’te açılıyor Sharp Objects. Muhtemelen yolunuzun düşmesini istemeyeceğiniz bir yer burası. Patenleriyle kasabayı boydan boya dolaşan ve coşkulu enerjilerini gittikleri her yere taşıyan genç kızlar olmasa, burada yüzü gülen tek bir insan görmek imkansız. Kasaba ile genç kızlar arasındaki tezatlıklara dayalı bu ilişki, iki genç kızın cinayete kurban gitmesiyle daha da tekinsiz bir hale bürünüyor.

Kusurlu ve sahici karakterler

Açılış sahnesinde gençliğini gördüğümüz (tabii ki o da paten üzerinde) ve Amy Adams’ın canlandırdığı baş karakter Camille Preaker, bu cinayetleri araştırmak için patronu tarafından, doğup büyüdüğü ve yıllar önce terk ettiği Wind Gap’e gönderilen bir gazetecidir. Ama başta ailesi olmak üzere, kasabadakilerle arasında yaşananlar geçmişin getirdikleri yüzünden, “araştırmacı gazeteci” kimliğinin çok daha ötesine geçer. Çocukluk evinde ve büyüdüğü kasabada karşısına çıkan her detay, peşi sıra çağrışımlar yaratarak Camille’i geçmişe götürür ve biz izleyici için, zaten gizemli olan bir hikayeyi, daha da içinden çıkılmaz bir hale getirir.

Her pazar HBO’da yayınlanan Sharp Objects, sezon ortasına yaklaştı bile. Yine de, flashback’ler eşliğinde ufak ufak önümüzde çözülmeye başlasa da Camille’in hikayesine dair çok fazla bilgimiz yok. Direksiyon başındayken şişelerce alkol devirecek kadar bağımlı, ailesiyle arası fena halde bozuk ve çevresinde kimseyi barındırmayan bir karakter Camille. Dizinin adının (“kesici nesneler”) nereden geldiği ise ilk bölümün sonundaki sahnede ortaya çıkıyor: Duşa girmek için üzerindekileri çıkaran Camille’in vücudunun her yeri kesik yara izleriyle kaplı. Kendi kendine zarar verme isteğinin ne kadar güçlü olduğu ilerleyen bölümlerde işlense de bu ilk idrak anı, izleyicinin merakını daha da pekiştiriyor.

Güçler birliği

Sinema uyarlamasıyla büyük ses getiren Gone Girl romanının da yazarı Gillian Flynn, diziyle aynı adı taşıyan kitabında Camille üzerinden bir anti-kahraman yaratma derdinde değil. “Kusurları”, Camille’in geçmişiyle bir tür neden-sonuç ilişkisi yaratmak için kurgulanmış. Çocukluğunda başına bir olay geldiğini bu kusurlar üzerinden anlatıyor bize Flynn. Jean-Marc Vallée de, diziye uyarlarken Camille karakterini yeni özelliklerle geliştiriyor. Kitapta Led Zeppelin geçmese de, yönettiği film ve dizilerde müziğe başrol kadar önem atfeden Jean-Marc Vallée, Sharp Objects’in orta yerine Led Zeppelin’i koyuyor. Led Zeppelin sevmek için özel bir nedene ihtiyaç yok elbette ama dizinin can alıcı hikayelerinden birini Led Zeppelin’le kusursuzca bütünleştiriyor Jean-Marc Vallée ve bu takıntıya izleyeni de ortak ediyor.

Sharp Objects’teki karakterlerin yaratıcısı Gillian Flynn olsa da Jean-Marc Vallée, dizi uyarlamasında onlara çok daha dostane davranıyor. Yönetmenliğini üstlendiği Café de Flore, Wild ve The Young Victoria filmleriyle kadın karakterlerin merkezde olduğu hikayeleri anlatmakta ne kadar usta olduğunu izleyiciye kanıtlamıştı zaten. Geçtiğimiz senenin en çok ses getiren televizyon yapımlarından Big Little Lies ile bu alanda bir tür marka oldu Jean-Marc Vallée. Haliyle HBO’nun Sharp Objects için Jean-Marc Vallée’yi seçmesine pek de şaşırmamak gerek.

Screen Shot 2018-08-16 at 15.41.21

İpler kadınların elinde

Sharp Objects’in evreninde toplumda ağırlıklı olarak erkek karakterler söz sahibi gibi gözükse de tüm hikayeyi kadınlar yönetiyor. Kasabanın şerifi, dedektif ve Camille’in üvey babası gerekli kararları veremeyen, işi çözemeyen ve eyleme geçemeyen karakterler gibi gösteriliyor. Oysa kadınların tarafında ise sıradan bağlar üzerinden çok daha büyük hikayeler yaşanıyor. Anne-kızın ilişkilerinin sorunlu olduğu ilk hikaye Sharp Objects değil elbette ama Camille ve annesi Adora söz konusu olduğunda tüm bunlar, geçmişteki trajedilerin etkisiyle onarılması imkansız bir noktaya taşınıyor. Yine aynı şekilde, kurmaca dünyalarda üvey kardeşler arasında yaşanan gerginliğe alışığız ama Sharp Objects’te bu hiç olmadığı kadar tekinsiz ve görünen o ki, tehlikeli.

Dizide gerilimi en üst seviyeye taşıyanın hangi karakter olacağını şimdilik bilmesek de tüm karakterler eşit derecede şüpheli gözümüzde. Gillian Flynn ve Jean-Marc Vallée’nin çok katmanlı anlatımı, bu çokbilinmeyenli denklemi kusursuzca işliyor. Sonuç ne olursa olsun, Big Little Lies’daki kadar “sevimli” olmayacağı kesin.