
Yılın bir başka sözcüğü, Goblin modu ve kucaklanmayı bekleyen içimizdeki goblinler
Yılın son günlerini yaşarken çeşitli büyük sözlükler de yılın sözcüğünü ve neden bu kararı aldıklarını açıklamaya devam ediyor. ‘‘Yılın sözcüğü’’ geçen 12 ayın bir özeti gibi aslında. Bu yüzden biraz heyecanlandırıyor bizi. İlk kurşun Oxford Sözlüğü’nden geldi: 2022’nin sözcüğü, “Goblin modu” olarak belirlendi. Oxford Sözlüğü terimi, “Tipik olarak sosyal normları veya beklentileri reddeden, iflah olmaz bir şekilde kendini beğenmiş, tembel, şımarık veya açgözlü bir davranış türü” şeklinde tanımlıyor. Biz biraz da hayal gücü diyelim ve açıklamaya devam edelim:
Evde, muhtemelen odanızda ya da salondaki en rahat koltuktasınız. Telefonunuzda yanıtlanmayı bekleyen mesajlar, cevap vermeniz gereken mailler, DM’lerinizde arkadaşlarınızın binbir hevesle gönderdiği ama sizin izlemeye halinizin dahi olmadığı videolar ve sizi bekleyen bir ton iş var. Hepsi bekleyebilir ve bekleyecek de… Çünkü siz, kıyafetlerin, dünden kalan yiyeceklerin yerlerde olduğu bir odada olabilecek en kalorili yiyecekleri yerken ya TikTok’ta takılıyorsunuz ya da Netflix’te bir şeyleri bingle’menin peşindesiniz. Ne tembellik ne de pasaklı olma hali umurunuzda değil. Çünkü siz goblin modundasınız.
Tam olarak bu demekmiş yılın sözcüğü! Sahne size de tanıdık geldiyse, yılın sözcüğünün anlamını biliyor ve hatta bilmekle kalmıyor yaşıyorsunuz demektir. Julia Fox’un kulaklarını çınlatıyor; goblin modundaki herkese selamlarımızı iletiyor ve birçoğumuza farkındalık yaşattıran Oxford Sözlüğü’ne teşekkürlerimizle dadanıyoruz.
Yılın o dönemleri nihayet geldi. Geride bırakmaya hazırlandığımız yılın muhasebesini tutacağız, “en”lerini seçeceğiz ve bitmek tükenmek bilmeyen listelerle boğulacağız. Yılın şöyle hoop diye hızlı bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçişini izleyeceğiz, Seda Sayan’ın ikonik “Neler yaşadın, bir anlaaat” diyerek yükselen, o cesaretlendirici sesi fısıldanacak kulaklarımıza.
Yılın son günlerini yaşarken çeşitli sözlükler yılın sözcüğünü ve neden bu kararı aldıklarını açıklayacak. İlk kurşun Oxford Sözlüğü’nden geldi. 2022’nin sözcüğü, “Goblin modu” olarak belirlendi. 340.000’den fazla İngilizce konuşan kişi, Oxford University Press’ten sözlük yazarları tarafından önlerine sunulan üç sözcük veya söz öbeği arasında bir seçim yaparak belirledi bu sözcüğü. Bu yıl, daha fazla ne kadar duyacağımızı düşünmek istemediğimiz, her duyduğumuzda “öğk” dedirten ”Metaverse” ve bir Twitter klasiği olan “#IStandWith” hastagi arasından seçilmiş bu sözcük. Açıklamalara göre oyların yüzde 93’ünü oluşturan 318.956 kişi gönül rahatlığıyla oyunu goblin modundan yana kullanmış. Bu da bir ilk bu arada… Oxford Sözlüğü başkanı Casper Grathwohl, kendisinin ve meslektaşlarının “halkın sürece dahil edilmekten hoşlanacağını umduklarını” söylemiş. Hatta katılımın bu kadar yüksek olmasının da onları “tamamen şaşırttığını” belirtmiş. Belli ki içimizde kopan fırtınalardan ve kendimizi ifade etme hevesimizden habersiz biri, neyse.
Ne demek bu ‘goblin modu’?
Goblin sözcüğünü Google’ladığınzda ilk olarak “cin, hayalet” türünde bir yaratık çıkıyor karşınıza. En meşhuru ise yeşil ve toplumun idealize ettiği güzellik standartlarına uygun olmayanı… (Çirkin deyip goblinleri kırmak istemiyoruz)
Kavramın bu yaratıklarla bağlantısı var mı? Evet…
Ömrü hayatımda ilk kez duyduğum “goblin modu” ise bana kendimi “boomer” hissettirdiği için aşırı rahatsız hissettim ve açığı kapatmak için bir kez daha Google başındaydım. İlkokulda bilmediğimiz kelimeleri tahmin edelim diye cümle içinde kullanarak örnekleyen öğrentmenlerimiz vardı ya, onlardan hareketle örnek cümlelere bakıyordum fakat hâlâ hiçbir şey ifade etmeyen bu sözcüğe sinir olmaya başlamıştım. Ta ki hayal etmeye teşvik edip görselleştiren bir yazı ve çizimle karşılaşıncaya kadar. O yazıdan hareketle kişiselleştirilmiş bir Goblin modu tanımını yapalım size. Ama önce etrafınız buğulansın, muhtemelen hepimizin yaşadığı sıradan bir gün hayal edelim:
Evde, muhtemelen odanızda ya da salondaki en rahat koltuktasınız. Telefonunuzda yanıtlanmayı bekleyen mesajlar, cevap vermeniz gereken mailler, DM’lerinizde arkadaşlarınızın binbir hevesle gönderdiği ama sizin izlemeye halinizin dahi olmadığı videolar ve muhtemelen sizi bekleyen bir ton iş var. Hepsi bekleyebilir ve bekleyecek de. Çünkü siz, kıyafetlerin, dünden kalan yiyeceklerin yerlerde olduğu bir odada olabilecek en kalorili yiyecekleri yerken ya TikTok’ta takılıyorsunuz ya da Netflix’te bir şeyleri bingle’menin peşindesiniz. Ne tembellik ne de pasaklı olma hali umurunuzda değil. Çünkü siz Goblin modundasınız.
Tam olarak bu demekmiş yılın sözcüğü! Sahne size de tanıdık geldiyse, yılın sözcüğünün anlamını biliyor ve hatta bilmekle kalmıyor yaşıyorsunuz demektir.

İllüstrasyon Esme Blegvad tarafından The Guardian için hazırlanmış. İçimizdeki goblinin müthiş bir tasviri…
İçindeki Goblin’e kucak aç…. (Falan)
Ulaşılmaz estetik kaygılarla dolu sosyal medya bize gerçekleşmesi mümkün olmayan trendler sunarken farkında olmadan gördüklerimizden etkileniyoruz aslında. Tam da bu noktada TikTok’un favori trendlerinden That Girl’ün tam karşısında konumlanıyor goblin modu. Yükselişe geçen kusursuz ve steril hayat tarzı trendi, ben hangi gerçeklikte yaşıyorum sorusunu akıllara düşürürken; goblin modu, hayatın içinden, bizden biri ve gerçek olma haliyle daha da cezbedici geliyor aslında. Parıldayan cilt bakımı rutini, erken kalkıp günü olabilecek en verimli şekilde değerlendirmek, sağlıklı yemekler yemek gibi “en iyi olma halini” reddediyor; tembellikten, bize dayatılan her türlü görev ve sorumluluktan kaytarmaktan dolayı büyük bir rahatsızlık ya da vicdan azabı duymamaya teşvik ediyor da diyebiliriz. Gerçi zorla olacak bir şey değil bu, tüm yorgunlukların bir dışa vurumu gibi de yorumlayabiliriz.
Okuma önerisi – İdeal kadının peşinde: TikTok’tan yükselen ‘‘that girl’’ hedefleri ve verimliliğe oynayan özgüvenimiz
Oxford Sözlüğü de terimi, “Tipik olarak sosyal normları veya beklentileri reddedecek şekilde, özür dileme gereksinimi duymadan, kendini beğenmiş, tembel, şımarık veya açgözlü bir davranış türü” şeklinde tanımlıyor. Yakın zamanda goblin moduyla ilgili tweet’i viral olan, kendini “gerçek hayattaki goblin” olarak tanımlayan Dave McNamee iseThe Guardian’a verdiği demeçle aslında her şeyi özetliyor:
“Goblin modu, sabaha karşı 2’de uyanıp üzerine sadece uzun bir tişört geçirip mutfağa gitmek ve kraker üzerine eritilmiş peynir gibi garip bir atıştırmalık hazırlayıp yemeye benziyor… Tamamen estetik eksikliği ile ilgili. Çünkü bir Goblin herhangi bir şeyin neye benzediğini neden umursasın ki? Bir Goblin sunumu neden önemsesin ki?”
Oxford Sözlüğü başkanı Casper Grathwohl da “İnsanlar içlerindeki goblini kucaklıyor” diyerek biraz görevini aşıyor ve bizi düşüncelere sürüklüyor. Grathwohl’a göre özellikle Instagram ve TikTok’ta idealize edilen yaşam standartları yerine anlık paylaşımlarla daha “gerçek” olan BeReal gibi platformların yükselişi de bu kucaklaşmanın bir kanıtı.
Biraz da araştırmacı gazetecilik ve sözcüğün kökleri…
“Buna ilk kim kalem demiş?”, “Bunun adı neden armut?” diye düşünenlerdenseniz, goblin modu kavramını ilk kimin kullandığının bilinmesi sizi inanılmaz mutlu edebilir. İfade ilk olarak 2009’da Twitter’da ortaya çıkmış. Oxford Sözlüğü’ne göre 2022’ye kadar viral olmayı başaramamış. Ancak yılın sözcüğü olmadan önce yükselişe geçtiği bir dönem daha var. Julia Fox’un kulaklarını çınlasın…
Julia Fox ve Kanye West ayrılığını konu alan ve sonradan Fox tarafından yalanlanan bir haber başlığı şöyleydi: “Julia Fox, Kanye West ile ‘zor’ ilişkisini anlatıyor: “Goblin moduna geçmemden hoşlanmıyor”. Sosyal medyada viral haline gelen bu açıklamadan sonra Julia Fox, hiçbir zaman goblin modu sözcüğünü kullanmadığını açıklasa da, onun sayesinde popülerliğini artırmıştı bir kere. (Acaba Julia Fox, goblin modunun yılın sözcüğü olduğunu öğrenince ne düşünmüştür?)
Tüm bunları düşündükçe anlıyoruz ki pandemi döneminde “bir şeyler” oldu. Biz ekmek yapmaya, Zoom görüşmeleri arasında koşmaya yetişirken bazılarımızda ipin ucu koptu. Bilinçli bir “Aaa yeter be!” kopuşu mu yoksa şuursuzca geçilen bir ruh hali mi, bilemeyiz. Sonuçta herkesin goblini kendine… Ama dediğimiz gibi bir şeyler oldu ve içimizdeki goblinleri özgür bırakmaya karar verdik. Ya da onlar artık özgür kalmayı seçti. Olanlar olmuştu işte.
Mesela bu yazının yazarı da birçoğumuz gibi hâlâ 2019 yılında. Bazen 2023’e gireceğimizi fark edip kapanma ve pandemiyle geçen o kayıp iki yılı düşününce gerçeklik algısını kaybederek çığlıklar atmak istiyor. Tam da bu yazıyı tamamlarken bavulundan sarkan kıyafetlere, yarım kalmış kahve bardaklarına, yan sekmede kendisini bekleyen diziye, mail kutusundaki 745 maile ve dünden kalan pizza kutusuna gidiyor gözü. Meğer çok uzun zamandır goblin modundaymışız. Kimi zaman dışımızdan gösteremesek azıcık kendimize çeki düzen versek de hayatımız koca bir gobline dönüşmekle geçiyormuş. Goblin modu değil, goblin’in ta kendisiymişiz biz!
Çok uzun zamandır goblin modunda olduğunu bilmeden, goblin modunda yaşayan herkese selam, yılın sözcüğünü nokta atışı seçerek halimizi fark ettiren 318.956 kişiye ve Oxford sözlüğüne teşekkür diyelim o zaman.
Ama en çok da bazen ortaya çıkmaya çalışan içimizdeki goblin’e sahip çıkalım, aman ha.