
Popüler kültürün orta yerinde 50 yıl: Ve Jean Paul Gaultier sahneden iner
Şimdi sen gittin ya herkes sana benzeyecek… Demek isterdik ama mümkün değil.
Jean-Paul Gaultier ismini gördüğünüz anda zihninizde peş peşe çakan görüntülerin önüne geçemiyorsanız (Madonna, Madonna, Madonna!) bu aslında onun başarısının bir eseri. Pek çok ikonik ana imza atan ve bu esnada sadece moda dünyasını değil, popüler kültürü de temellerinden sarsan bir isimden bahsediyoruz çünkü. Ve 50 yılın ardından, sahneden ineceğini açıkladığında hüzünden ziyade, garip bir tedirginlikle baş başa bıraktı bizi: Podyumlar (ve herkes) bu kadar sıkıcı olmaya başlamışken Jean-Paul Gaultier de gidince buralar daha da çorak kalacak belli ki.
Tamam, arabeski bir kenara bırakalım.
This show celebrating 50 years of my career will also be my last. But rest assured Haute Couture will continue with a new concept. pic.twitter.com/PJCC53K4tm
— Jean Paul Gaultier (@JPGaultier) January 17, 2020
Jean-Paul Gaultier önce Twitter hesabı üzerinden duyurdu emeklilik planlarını ve birkaç gün sonra da Paris’teki 2020 couture koleksiyonunun defilesinin ardından son bir kez daha podyuma çıkıp etrafındakileri ve dünyayı selamladı. 50 yıllık kariyerine koyduğu bu son nokta, peşinde throwback’leri de getirdi kaçınılmaz olarak. Görsel olarak harikalar yaratan bir adama da böyle bir uğurlama yakışırdı. Çıksın eski fotoğraflar…
Pierre Cardin’in yanında yetişen Gaultier, kendi markası altında tasarlamaya 1982 yılında başlamıştı. Tek bir tasarıma onlarca farklı ilhamı ve stili sığdırabilen koleksiyonlarıyla zihin açıcı bir yer edinmişti kendine. O meşhur denizci çizgileri (kıyafetlerden parfüm şişelerine), konik sütyenleri; çağları, coğrafyaları ve cinsiyetleri harmanlayan renkli tasarımları ile istikrarlıydı ve her şeyi hızlıca tüketen popüler kültür gündemi içerisinde bu açıdan farklı bir yer ediniyordu: İstikrarlı olmanın yenilikçi olmanın önünde bir engel olmadığını kanıtlamıştı. Daha ne olsun.
Konik ve ikonik
Tamam, o tarihlerde Madonna çoktan Madonna’ydı, listelerde esip geçiyordu ama 1990’da çıktığı Blond Ambition Tour’daki bu yeni görünümü, ona bambaşka bir kimlik kazandırmıştı. Uzay çağından günümüze ışınlanmış gibiydi. Eğlenceli pop kızı imajı, karizmatik bir feminenlik kazanmıştı. Madonna kesinlikle bildiğimiz Madonna değildi artık.
Tüm dünya Madonna’yla zihnine kazımış olsa da, bu meşhur korseyi ilk olarak Les Rita Mitsouko’nun efsanevi kadını Catherine Ringer giymişti. 1983 yılında sözleri ile müziği harika bir tezat yaratan Marcia Baila şarkısının klibinde. Podyuma çıkması da aynı yıl, “Dadaïsme” adlı hazır giyim koleksiyonuyla olmuştu.
Ve tanrı erkeği yarattı
Evet, artık toplumsal cinsiyet kimliklerinin yerleşmiş kodlarının hiçbir anlamı yok günümüzde. Billy Porter kırmızı halıda gender fluid stiliyle yıkıp geçiyor ortalığı. Ama bundan on yıllar önce ve her şey bir toz bulutu ve kocaman bir tabuyken erkekler için bir etek tasarladı Jean-Paul Gaultier. ‘‘Une garde-robe pour deux’’ (İki kişilik bir gardrob) adlı şovuyla tanıttı önce, 1984 yılında. Hemen ertesi yıl da ‘‘Et dieu créa l’homme’’ yani “Ve tanrı erkeği yarattı” ile çıktı bu yeni ikon karşımıza.
90’ların dev stil ikonu David Beckham da üzerine geçirmişti Jean Paul Gaultier’nin bu meşhur eteğini. Adam stil sahibi olmaktan hiç şaşmamış ya sahiden.
Farklı kimliklerin bir kutlaması
En başta demiştik, Jean-Paul Gaultier tasarımlarında farklı kimlikler bir araya geliyordu diye. Podyumuna da aynı fikri taşıyordu Jean-Paul Gaultier. İdeal dünyanın bir yansıması gibi; farklılıkların yok sayıldığı yerlerdi onun podyumları. Ki dediğimiz gibi, bugünün özgürlükçü fikirlere sahip dünyasından çok çok uzak bir zamandan bahsediyoruz.
Tamam, endişeye gerek yok.
Meydan okuyan o koleksiyonlarını bir daha göremeyecek olsak da (çok acıklı oldu bu) couture koleksiyonlarıyla Jean-Paul Gaultier markasını podyumlarda sergilemeye devam edecek ünlü tasarımcı. ‘Couture’ de onun ellerinde başka bir şekle büründüğü için sevindirici bir haber bu.