
Ustalara saygı kuşağı: Christian Bale ve onun acayip dönüşümleri
Sağ köşede “bukalemun” lakaplı Christian var, gong çalıyor ve dönüşüm başlıyor.
Hollywood’da gündemi değiştirmek kolay: Adınız Quentin Tarantino’dur ve birkaç yıl ara verdikten sonra dünyanın tüm yıldızlarını toplayıp bir film çekmeye karar verirsiniz, TT olursunuz. Yahut adınız Tom Cruise’dur, dublör kullanmadan, üstelik 60’ınıza merdiven dayamışken Görevimiz Tehlike çekersiniz, gündem olursunuz. İlla şanınızın yürümüş olmasına ya da konservatuarın onur öğrencisi olmanıza gerek yok, yeni isimleri yüceltmeyi en çok seven de yine Hollywood’dur. Yan rol olarak girdiğiniz filmde iki bakış atarsınız, olmadı cilve yaparsınız; güzel ya da yakışıklısınızdır ve hop, tüm dünyanın yüzünüzü hafızaya kazıması birkaç saniye, adınızı öğrenmesi birkaç gün sürer. Bu durum yıllardır böyle ve değişeceğe de benzemiyor. Ancak süregelen bu rutinin de bir istisnası var: Adınızın Christian Bale olduğu durum.
Ustalara saygı kuşağı yapsaydık, kuşağa önce onun adını eklerdim. Düşününce, kendine hayran bırakacak bu kadar çok malzemeyi seyirciye sunan başka bir oyuncu yoktur herhalde: Empire of the Sun (daha 13 yaşındayken Spielberg’le çalışmış zaten, düşünün), American Psycho, Makinist, Prestij, The Fighter ve tabii ki Batman üçlemesi… Bu filmlerdeki her bir rolünün ve performansının bambaşka olması bir yana, yan yana konduğunda hiçbir Bale bir diğerine benzemiyor. Bu da bizi Christian (aramızda Kırisçın Bey diyelim) Bale’in rahatsız edici derecede yetenekli olduğu alana getiriyor: Bukalemun özelliğine. Karaktere girebilmenin fiziksel boyutunu bu kadar başarılı uygulayan bir başka aktör daha yok. İnternette yıllardır dolaşan aşağıdaki görseli kaçırmamışsınızdır.
Bu görsele yakında eklenecek olan, Bale’in şekil değiştirme yolculuğunun son ürünü olan, Vice filmindeki ABD eski başkan yardımcısı Dick Cheney rolü. Ama ona biraz sonra geleceğiz. Önce Kırişçın Bey’i biraz daha övelim.
Batman olarak (Nolan kardeşlerin de büyük katkısıyla) sinema tarihinde zaten kendine sağlam bir yer edindi— demek istemiyorum çünkü her ne kadar birçokları için unutulmaz haline geldiği rol Bruce Wayne olsa da Bale’in rüşdünü ispatı çok daha eskilere dayanıyor. “Şu film” diye parmakla gösterebileceğimiz bir yapım seçmek bile çok zor. Bale o kadar üst seviyelerde ve o kadar farklı türde filmlerde (Western’inden tutun bilim kurgusuna) yer aldı ki, sanki her karakteriyle yeni bir oyuncu da yarattı.
Yarattı yaratmasına ama ne yazık ki “iyi oyunculuğun” bir kriteri olarak sayılan Oscar benzeri heykelciklerden sadece bir tanesini evine götürdü, iki tanesiyle da uzaktan bakışmakla yetindi. Ancak adını şu anda anmak istemediğim, zamanının ödüllü aktörlerinden birinin dediği söz, Bale’in durumunu da karşılıyor: “There is no best actor.” Ben de bu cümleyi şöyle Türkçeleştiriyorum: En iyi oyuncu yoktur, sadece bir adet heykelcik vardır.
Christian Bale bazen fiziksel değişime öylesine kendini kaptırıyor ki, Makinist filminden sonra gelen Batman Begins’e biraz fazla hazırlanıp, alması gerekenden de çok kilo almış. Tek derdin bu olsun Kırisçın… Şimdi yeniden filmlerine bakıyorum da, asla gündemde kendine yer bulmamış filmlerinde bile döktürüyor. Hatta film kötüyken bile o iyi kalabiliyor. Demek ki yetenek kolay kolay önlenemiyor.
- Christian Bale iddialı yine.
- Empire of the Sun filminin setinde: Christian Bale ve yönetmen Steven Spielberg.
Gelelim Vice’a. “77 yaşındaki Dick Cheney rolünü en iyi kim oynar ve kime makyajla böyle bir görünüm kazandırabiliriz” sorusunun cevabının çok arandığını düşünmüyorum. Kendisinden yaklaşık 30 yaş büyük ve bolca kilo fazlası olan eski başkan yardımcısına dönüşmek Bale’in aslında vaktini aldı. Ancak bukalemun eski formunda değil mi acaba diye düşünmeye lüzum yok, dönüşüm zamanında verdiği bir röportajda durumunu, “Her şeyi yiyorum ve baktıkça heyecanlanıyorum. Aynanın karşısına geçince başka birini görmek, karakteri oynamamı kolaylaştırıyor” şeklinde açıklayan bir adamdan söz ediyoruz. Dönüşmek artık onun için ezber yapmaktan farklı değil.
- Vov!
- Yine vov!
The Big Short’la ilk kez yolları kesişen yönetmen Adam McKay ve Christian Bale, Vice ile yeniden buluşuyorlar. Bahsettiğimiz gibi, işin içinde Bale olunca ister istemez herkesin odağı ona kayıyor ve “Bu kez ne yaptı acaba” sorusunu soruyoruz ama Vice kadrosu tıpkı Adam McKay’in önceki filmindeki (hatırlamayanlara Bale’in yanındakileri sayayım: Brad Pitt, Steve Carell ve Ryan Gosling) gibi “patlıyor”: George W. Bush rolünde Sam Rockwell, Lynne Cheney olarak Amy Adams ve Donald Rumsfeld rolüyle de Steve Carell. Filmi beklemek için şimdiden beş sebebimiz oldu bile. Bale’i iki saydım.
(…)
Hatırada kalan şey değişmez zamanla,
Ne acayip aktörümüzsün sen, Christian Bale.
Leonardo DiCaprio edebiyatı yapıp “Verin şu adama Oscar’ları” demek istemiyorum, onun yerine “Christian Bale’e dönüşeceği daha fazla rol yazın” demek istiyorum. Hollywood’un, hepimize en sık “Helal bee” dedirten ismi, tarihin en adanmış aktörlerinden biri Kırişçın, sana selam olsun.