
Emmy Ödülleri’nin ‘en’leri ve ‘ilk’leri
Eylül ayında gerçekleşecek 71’inci Emmy Ödül Töreni için hazırlıklar devam ediyor. Adaylar ise geçtiğimiz hafta açıklandı bile. Listeye baktığımızda karaya yeni vurmuş bir balina gibi pek çok ilke ve sansasyona şahit oluyoruz. Fırsat bilip, Emmy Ödülleri’nin tüm geçmişine dadandık.
Konukların Oscar ile Grammy arasında bir seviyede süslendiği bu gece ilk olarak 1949’da düzenlenmiş. Biletleriyse 5 dolardan satılmış ve sadece altı ödül verilmiş. Bu altı ödülün ilkini ise Shirley Dinsdale alarak tarihe geçmiş. Ödüle gelecek olursak, bugün Ejderhaların Annesi’nden drag queen’lere kadar herkesin uğruna yarıştığı bu heykelcik ise tam tamına 2 buçuk kilo. Resmen hafif egzersizde ağırlık niyetine kullanılır. Kıyabilirseniz tabii…

Emmy’lerin ilk kazananları
Bu yılın tarihe geçecek olayı ise bu sefer topukluların üzerinde geldi. Bir süredir her kırmızı halı kıyafetiyle gündem olmakla kalmayıp, aynı zamanda katıldığı törenlere şovlarıyla da damga vuran Billy Porter oynadığı Pose dizisiyle Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülü için aday oldu ve tarihte En İyi Erkek Oyuncu dallarında aday olan ilk açık eşcinsel siyahi sanatçı oldu. 1966’da ilk defa Bill Cosby’nin aldığı Emmy ile siyahiler için açılan bu yola yeni bir taş koyan Billy’e tek önerimiz ise: Live, work, pose…
Bu yılın en büyük sansasyonu ise bizim yedi krallıktan çıktı. Biz bunlar birbirleriyle savaşır, oradan yeni kral çıkar, buradan adamın kellesi gider zannederken meğerse onların asıl amacı süslenip püslenip sahneye çıkmakmış.
Bizim taze şövalye Tartlı Brienne, göz doktorumuzdan daha bilgili Kızıl Rahibe Melisandre ve bir ailede yer edinebilmek için her şeyini kaybeden Theon Greyjoy’umuz el ele tutuşup Emmy için başvurmaya gitmişler. Hatta kişi başı 255 dolar ödemişler. (Ay baktım resmen bir günlük Hollywood Turu parası.) Bunun üzerine de hepsine adaylık verilmiş ve GoT 32 farklı kategoride aday olarak tarihe geçmiş.
Unutmayın 32 “FARKLI” adaylık… Çünkü bugüne kadar Emmy’lere en çok aday olan yapım 44 sezonluk Saturday Night Live. İlk kez aday gösterildiği 1975’ten bu yana 260 kere adaylık elde etmiş. Üstüne üstlük 62’sini de kazanarak tarihte en çok Emmy kazanan yapım olmayı da başarmış. İyi ki almış, ellerine sağlık ama 44 yıl ne demek! Resmen 16 başbakan, altı cumhurbaşkanı… Neyse, bu Ajda Pekkan yaş hesabına girmeyeceğim!
Hazır yaş demişken, 80’lerin en popüler dizisi Altın Kızlar’ın Rose’u Betty White 2010 yılında beşinci Emmy Ödülünü 88 yaşında alarak tarihe Emmy kazanan en yaşlı kişi olarak geçerken, Roxana Zal 1984 yılında oynadığı Something About Amelia isimli televizyon filmiyle 14 yaşında Emmy almış ve tarihteki en genç Emmy kazanan isim olmuş. Oh ne güzel aile boyu, 7’den 70’e…
İlkleri ve en’leri ne kadar konuşsak da birbirimizi kandırmaya gerek yok. Hepimiz asıl kırmızı halı için heyecanlanıyoruz. Emmy’nin kırmızı halısı normalde rakip törenlere göre “sıradan” geçse de bu yıl bir canlılık olacak gibi. Bunun sebebi de Billy Porter etkisi elbette. Her yıl törene kesin katılan ve bu sene de aday olan şu iki isim arasında geçen konuşmayı duyar gibiyim:
Amy Adams: Hayatım bu yıl iyi hazırlanmamız gerek, Billy geliyor. Her yılki gibi rahat rahat gelemeyeceğiz…
Viola Davis: Evet ya! Duyar duymaz Chanel’i aradım ben…
Amy Adams: Neee! Hemen Versace’yi arayıp en büyük kanatları sipariş ediyorum.
Neyse fantezi aleminden çıkıp 15 Eylül’ü beklemekten başka çaremiz yok. Bakalım kimler kırmızı halıda uçarken, kimler sahnede atom tutan ilham perisini alacak… Göreceğiz!