Hollywood’u greve götüren çatışma: Yapay zekanın sinema sektörüne etkileri

Daha ortalıkta teknolojinin sadece “t”si varken ve de buralar dutlukken insanları, robotların dünyaya ele geçireceği endişesi sarmıştı bile. Bilim kurgunun gözbebeği olan robotlar nam-ı diğer yapay zeka hakkında nice romanlar, filmler yazıldı çizildi on yıllardır. Robotlar dünyayı ele geçirdi mi, bilmiyoruz. Henüz bu konuda tarafımıza kesin bir bilgi gelmedi ama sinema sektörüne epey hakim oldukları söyleniyor. Çünkü önce Amerikan Yazarlar Birliği’ni daha sonra da Hollywood’un en büyük oyuncu sendikasını greve götüren nedenlerden biri de yapay zekanın sektöre olan etkisi. Senaryo yaz diyorsun yazıyor, bu sahneden kahve bardağını kaldır diyorsun kaldırıyor… Böylelikle yapay zeka her geçen gün eğlence sektörünün içine sızıyor ve de insanların yaptığı çoğu işte kendini geliştirmeyi sürdürüyor.

Yazımıza şu manidar dizelerle başlamak istiyoruz: Kalem elden düştü mü, Ultron çağı geldi mi, Avengers öcün aldı mı, imdi yürek yırtılır… Evet, yapay zeka çağı geldi ve de hayatımızın orta yerine kuruldu (üstelik Avengers da daha piyasada yok) Şaka bir yana, birkaç on yıldır gelişen teknoloji beklenildiği gibi hayatımızı olağanüstü bir şekilde kolaylaştırdı. Öyle ki son zamanlarda sağladığı bu kolaylıkla ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz. ChatGPT’yi gündelik hayatının ve de işlerinin bir parçası haline getirmiş insanların sayısı her geçen gün artarken bu durum birçok sektörü farklı şekillerde etkiledi ve de etkilemeye devam ediyor. Örneğin sinema sektörü bu etkileri en hızlı şekilde görebileceğimiz alanlardan biri. Bilgisayar başında yapabileceğimiz birçok işi artık yapay zekalar hallediyor; yaratıcı, eğlenceli ya da resmi bir dilde metinler yazdıkları gibi filmlerin/dizilerin yapım süreçlerini de böylelikle kısaltabiliyorlar. Tam da bu nedenle son yıllarda daha çok tercih edilir hale gelen yapay zeka ve uygulamaları artık eğlence sektöründe bir pazarlık meselesi haline geldi. Hollywood’da yazarlar ve de oyuncular, sendikalarından Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği’yle bu konuda anlaşma sağlamalarını istedi. Ama sendikalar umdukları gibi bu kurumdan yapay zekanın onları işlerinden etmeyeceğinin garantisini alamayınca da işler bugünkü grev noktasına geldi.

SAG-AFTRA’nın grev kararı almasıyla beraber önce hali hazırda çekimi süren yapımlar sonra da tanıtımlar durduruldu. Oyuncular meydanlarda yürüyüşler yapmaya ve de toplanmaya başladı. Breaking Bad’in Walter White’ı olarak televizyon tarihine adını altın harflerle yazdıran Bryan Cranston da greve katılan oyunculardan biriydi ve New York’taki Times meydanında ateşli bir konuşma yaptı bu konuyla ilgili. Grevleri saçma bulan Disney başkanı Bob Iger’e hitaben şunları söyledi Cranston; “Efendim, olaylara farklı bir mercekten baktığınızı biliyorum. Kim olduğumuzu anlamanızı beklemiyoruz. Ama sizden bizi duymanızı ve bunun ötesinde size işlerimizi elimizden alıp robotlara vermeyeceğimizi söylediğimizde bizi dinlemenizi istiyoruz. Çalışma ve insana yakışır bir hayat kazanma hakkımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz. Ve son olarak ve en önemlisi, onurumuzu elimizden almanıza izin vermeyeceğiz. Baştan sona, sonuna kadar birlikteyiz.”

Cranston’ın Iger’in yanında robotları da muhatap alması da boşa değildi aslında. Çünkü yapay zeka ile beraber sinema sektöründe işler hızlandı, görsel efektler uçtu, ekonomi şahlandı. Goldman Sachs’ın geçen ay yayınlanan, yapay zekanın ekonomik büyümeyi nasıl etkileyeceğine ilişkin bir araştırması üretken yapay zekanın küresel gayri safi yurt içi hasılayı yüzde 7 oranında artırabileceği söylüyor. Ve çoğu sektör gibi sanat, tasarım, spor, eğlence ve medya sektörlerinde yapay zeka işlerinin yüzde 26 oranlarında otomatikleşebileceği öngörülüyor. Yani bu sektördeki işlerin en az çeyreğinin düzenli olarak yapay zekanın yapacağı zamanlar geldi ve bu oran her gün artmaya devam ediyor.

Elbette kimse işini bir yapay zeka komutuna kaptırmayı istemez ama onun nimetlerinden faydalanmaya da hayır demez. Mesela şimdi bile ChatGPT’ye gidip bize yapay zekanın sinema sektörüne olan etkisinden bahseder misin diye sorup geldik. Ve bize tam olarak şu paragrafı yazdı: “Görsel efektlerdeki ilerlemelerle fantastik dünyaların hayal gücümüzü zorlayan detaylarla canlanması mümkün oluyor. Aynı zamanda, yapay zeka destekli senaryo analizleri ve veri madenciliği sayesinde, izleyici tercihlerine göre kişiselleştirilmiş film önerileri sunuluyor. Film yapımcıları, yapay zeka algoritmalarını kullanarak potansiyel gişe hasılatını tahmin edebiliyor ve yapımlarını daha izleyici dostu hale getiriyorlar. Yapay zeka, sinema sektöründe yaratıcılığa destek oluyor ve sinema deneyimini ileriye taşıyor.” Kendisini övmeyi seven biri olsa da söylediklerine itiraz etmek pek mümkün değil, değil mi?

Yeni nesil dijital geliştirmede içerik şirketleri ve içerik oluşturucularla çalışan Candle Media’nın baş geliştirme sorumlusu Brent Weinstein, “yetenek, yapay zeka araçlarını mevcut süreçlerine dahil edecek veya süreçlerinin belirli yönlerini daha verimli ve ölçeklenebilir hale getirecek” diyor. Variety’nin “Üretken Yapay Zeka & Eğlence” isimli özel raporu da yapay zekanın eğlence sektörüne olan olumlu katkılarından bahsediyor. Bu rapora göre uzmanlar üretici yapay zekanın yaratıcı meslekleri tamamen ele geçirmesi konusunun abartıldığını söylüyor ve böyle bir şey şimdilik mümkün değil diyorlar. Ve genel olarak gerek senaryo yazma, karakter yaratma gerekse daha gerçekçi görsel efektler konusunda olsun yapay zekanın bir yönlendiriciye ihtiyaç duyduğu konusunda hemfikirler. Yapay zekanın şimdilerde insan üretkenliğine yardımcı olan bir araç olduğu ve etkisinin daha çok post prodüksiyon aşamasında hissedildiğini söyleniyor ayrıca. Goldman Sachs’ın az önce bahsettiğimiz araştırmasında da yazarlar “yapay zekanın işgücü piyasası üzerindeki etkisinin önemli olması muhtemel olsa da çoğu iş ve sektör yalnızca kısmen otomasyona maruz kalıyor ve bu nedenle yapay zekanın yerini almaktansa tamamlaması daha olasıdır” diyorlar.

Yapay zeka denince aklımıza genelde bizim için işleri kolaylaştıran bir araç gelse de işin bir de gizlilik boyutu var. Yapılan bir ankete göre profesyonel çalışanlar siber güvenlik ve veri gizliliği konusunda çoğunlukla endişeliler ve haksız da değiller. Uygulamalara kimi zaman ‘bilmeden’ izin verdiğimiz bilgilerimizle, okumadan onayladığımız gizlilik anlaşmalarıyla zaten yeterince paranoyak olmuşken, sinema salonunda kalp atışımızdan tutun göz bebeklerimizin büyümesine kadar her türlü fizyolojik durumumuza erişen teknoloji karşısında afallamamız gayet doğal. Yakın zamanda hayatımıza girecek olan akıllı gözlüklerle beraber interaktif yapımların artacağı da düşünülüyor. İnteraktif yapımlarda da yapay zekanın daha çok rol alacağı. Gözlüğü taktığımız an artık gerçek anlamda evimize buyur edeceğimiz herhangi bir yapay zekanın özel hayatımıza ne kadar saygısı olur orası da ayrı bir konu… Kısacası şimdilerde süren oyuncu ve yazar grevleri yapay zekanın hayatımıza olabilecek etkileri konusunda hepimizi düşündürüyor. Bu durumun sinema gibi en çok kazandıran (kime olduğu konusu da ayrı bir yazı başlığı elbette) sektörlerden birini bile kepenk indirmeye götüren nedenlerden biri olmasında bizi ürküten bir şeyler var. İşin kolayına kaçıp yapay zeka nimetlerinden hunharca faydalanmak cazip gelse de önümüzdeki yıllarda bu teknolojinin de insan emeğini sömürdüğünü görmeyeceğimizin garantisini kimse veremiyor.