Güle güle bilge ikon: Jane Birkin 76 yaşında hayata veda etti

Skandallar yaratan bir şarkıdan, toksik bir ilişkiden ya da binlerce dolara satılan o meşhur çantadan çok daha fazlasıydı Jane Birkin. Kahkülleri, elinden eksik olmayan devasa sepeti ve zahmetsizce giydiği jean’leriyle bir stil ikonu, naifçe tınlayan vokalleriyle pek çok farklı albüme imza atmış bir müzisyen, sinema tarihine geçen onlarca filmlik filmografisiyle kült bir oyuncuydu Jane Birkin. Of of… Geçmiş zamanlı cümleler kurmak ne kadar zor bir fangörl için…

Hep biraz yanlış anlaşılmış bir kadındır Jane Birkin. İnsana ters köşe yaptıran mizah anlayışı ve her şeyi hafife alan duruşu 70’lerdeki o Lolita kimliğiyle birleşince ciddiye alınmasının da önüne geçmişti. Gerçi onun ciddiye alınmak gibi bir derdi de olmadı muhtemelen ama derinden derine, insana hayatı sorgulatan cümlelerle ortaya çıkan bir bilgeliği de vardır Jane Birkin’in. Bugün bile nice influencer’ları etkisine alan stilinin, Serge Gainsbourg’la birlikte 20. yüzyılı yakıp yıkan skandallarının arasından bakarsanız daha iyi görebilirsiniz aslında. Ki aslında belki de en doğru adres Agnès Varda filmleri olabilir. Bir gün Agnès diyor ki, ”Ay senin anlatacak ne çok şeyin var, gel bunu bir filme dönüştürelim”. Ve üzerine türlü türlü etiketler yapıştırılan bu kadını alıyor, en sahici haliyle anlatmak için işe koyuluyor. Filmde bir sahnede, arkasına Eyfel Kulesi’ni almış basamaklara otururken kendi adını taşıyan o meşhur çantasını açıyor ve içindekileri yere saçıyor. İç dünyasındakilere dair ipuçları vermek adına… Sonra da şu bilge cümlesini patlatıyor: ”Her şeyi ortaya dökseniz de, sonunda çok da bir şey anlatmış olmuyorsunuz.”

Kameralar önünde geçen hayatının, kusursuz bir özeti gibi.

Bahsettiğimiz, bu Agnès Varda’yla birlikte yaptıkları film, Jane B. par Agnès V., 1988 tarihli. Çok değerli Jane B.’mizin o Lolita imajını yırtıp attığı, Serge Gainsbourg’la yan yana anıldığı yılların çok çok ötesinde. Sonrasında 2021 yılında kızı Charlotte Gainsbourg da hayatı boyunca yanı başında olan bu kadını daha iyi tanımak için Agnès Varda’dan ilhamla Jane par Charlotte filmini çekiyor. Bir ikona saygı duruşundan tüm dünyanın tanıyıp takip ettiği bir anne-kızın birbirlerini anlama çabası, sevgi dolu bir mektup gibi bir şey bu film.

Söz konusu 20. yüzyılı gizliden gizliye şekillendiren bir kadın olunca efsaneleri de onun peşinden geliyor tabii. İkon gibi ikon. Düşünsenize, on yıllar sonra bile hâlâ milleti peşine takan bir çantaya ilham olmuş biri. Hatta onun da şakasını yapıyor: ”Çanta bile benden daha meşhur.” Doğrudur, bugün Hermès’in o meşhur Birkin Bag‘i için sıraya girip akıl almaz paralar ödeyenler, o Birkin’in kim olduğunu muhtemelen pek de bilmiyordur. Bunda biraz tabii ününün Fransa sınırlarından çıkıyor olmasının bir payı var. Yaptığı şarkılar ve filmografisinin büyük bir kısmı da Fransızca. Bu da İngilizcenin hakim olduğu popüler kültür için bir dezavantaj tabii. Kendisi için değil ama Serge Gainsbourg için söylediği bir sözle birlikte bunu doğrular gibi: ”Serge, gerçek bir rockstar ama diğer rockstar’lar kadar ünlü olamamasının sebebi şarkılarını Fransızca yazmış olması.”

Serge Gainsbourg ile ilişkisindeki sorunlu tarafları ilerleyen zaman içerisinde daha çok dillendirir olmuştu Jane Birkin ama her daim onun müziğini canlı tutmak istediğini söylemekten de vazgeçmezdi. Serge Gainsbourg imza attığı onca büyük albüm bir yana, başka müzisyenler için de şarkı besteleyen bir isim tabii. En başta da Jane Birkin’e yapıyor o bestelerini. Jane B. diskografisinin en anlı şanlı albümleri, Serge Gainsbourg’la birlikte kaydedilmiş. O skandallarla dolu birliktelikleri bittikten sonra bile… Serge Gainsbourg’un ölümünün ardından da başka müzisyenlerin yazdığı şarkıları söylemeye devam ediyor. Sadece kendi yazdığı şarkıların olduğu bir albümü kaydetmesi ise 2008’i buluyor: Enfants d’hiver

Arada tabii bir sürü albüm kaydediyor. Hatta 2000’lerin ilk yılları, diskografisinin bazı sağlam albümlerine de şahitlik ediyor. Mesela belki de yaptığı en iyi işlerden biri olan Arabesque albümü ve onun peşi sıra çıktığı, yolunun İstanbul’a da düştüğü o meşhur turne geliyor… Serge Gainsbourg’un meşhur klasiklerini, oryantal düzenlemelerle seslendiriyordu bu proje kapsamında. Her şarkı bambaşka bir kimliğe bürünmüştü ve orijinalleri kadar güçlü cover’lar söz konusuydu. O kırmızı elbisesi ve naifçe titreyen vokallerini unutmak mümkün değil.

2013’te kızı Kate Barry’yi kaybeden Jane Birkin, sonrasında da hastalıklarla uğraşmıştı. Hatta 2021’de geçici bir felç geçirip biz fan’larını da feci korkutmuştu. Dün yani 16 Temmuz sabahı ise o haber geldi: Jane Birkin 76 yaşında aramızdan ayrıldı. Kuşakları aşan etkisi ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesi onu zihnimizde her daim canlı tutacak.

Bu noktada Rendez-vous albümünde yer alan Brian Molko ile beraber kaydettikleri o şarkı çınlıyor aklımızda:

Smile
And the whole world
Smiles with you

(Ağlıyoruz oysa.)