Sevdik, sevdalandık, kör düğümle yakışıklı bir tanrıya dadandık: Thor: Love and Thunder film incelemesi

Gözlerimiz bizi yanıltmıyorsa, Thor beyazperdeye uzun bir aradan sonra geri döndü. Ne aşklar, ne savaşlar atlattı. Ne kilolar verdi! Çekicini mi kaybetmedi, hayatının aşkını mı? Bu çocuğun aldığı badireler yetmedi mi? Evreni, dünyayı, gezegenleri daha kaç kez kurtaracak? Neyse ki bu sefer yanında ilk filmlerden de aşina olduğumuz biricik Jane Foster’ımız Natalie Portman var. Aşk, ateş, gök gürültüsü de var. E daha ne olsun? Filmin yönetmen koltuğunda Taika Waititi oturuyor, Kevin Feige reis de buralarda. Thor: Love and Thunder hayal kırıklığı yaratan hikayesine, Waititi’nin dahi kurtaramadığı senaryosuna ama her şeye rağmen gözlere şenlik bir sinematografiye sahip.

Taika Waititi sen nelere kadirsin, sen nasıl bir dahisin, sen nasıl bir harikasın. Tüm alkışlar sana, tüm kalpler senin için atıyor. Çok üzgünüm, ama bu filmi kurtaramamışsın. Chris Hemsworth’un gerçek bir İskandinav tanrısı olduğunu düşünmemizi sağlayan dünyalar üstü yakışıklılığını saymazsak, Thor: Love and Thunder neredeyse ciddiyetsiz sayılabilecek bir mizaha bel bağlıyor.

Hikayeye odaklanmakta zorlanıyor, Thor’un hâlâ ergenliğini bitirememiş olmasının derdine yanıyoruz. Thor’un kendini bulamayan, hayattaki gerçek amacını arayan hallerini ne zaman bir kenara bırakacağız? Kendini bulmak nedir ki zaten? Hindistan’a giden bir trene binip, iki ay meditasyon yapmak mı? Alaçatı’da bir bungalova sığınıp, hayatın gerçeklerinden kopmak mı? Malı mülkü satıp, New York’a mı taşınmamız lazım? Thor’a, süper kahramanlıktan kazandığı paralarla Marmaris’ten bir yazlık almasını öneriyorum. Fiyatlar bu sıra biraz yükseldi, ama bir süper kahramanın Türkiye ekonomisine direnecek gücü vardır herhalde. Birkaç tanrı daha tanıyorsa, bu işi iyi bir fiyata kapatır.

Marvel Cinematic Universe GIF by Leroy Patterson - Find & Share on GIPHY

Zeus, Zeus olalı

Şaka bir yana, Thor’un süper kahramanlık işlerini bir kenara bırakıp emekli olması gerek artık. Hikaye oradan oraya savruluyor, ne anlattığı da açıkçası meçhul. Taika Waititi’nin amacının, süper kahramanların süper ciddi dünyasını bozmak olduğunu biliyorum. Ama Zeus ile de dalga geçmezsin be!

Thor film boyunca bir gezegenden diğerine gidiyor, birkaç yaratık öldürüyor, yeniliyor ve yeniden yeniyor. Eğlenceli, gülmeye doyamadığımız bir film izliyoruz. Ama daha fazlası yok. Senaryo da daha fazlasını sunmuyor zaten. Kısıtlı bir alanda, karakterlerin kendi potansiyellerini gerçekleştirememelerini güle güle seyrediyoruz. Natalie Portman’ın canlandırdığı Jane Foster, bu filmde karşımıza Thor olarak çıkıyor. Çizgi roman geleneğini takip eden Kevin Feige için bulunmaz bir ayrıntı.

Sahi Jane Foster kimdi?

Ne yazık ki Jane Foster’ın hikayesi de sönük kalıyor. Fragmanlarda ve filmin tanıtım etkinliklerinde Jane Foster’ın Mjölnir’i kaldırmayı başaran şanslı kişilerden biri olacağı muazzam bir ihtişamla duyurulmuştu. Hal böyle olunca, epik bir giriş sahnesi bekliyor insan. Ama Jane Foster da geldiği gibi gitti. Kendisini Thor rolünde biraz daha görmek isterdik, ancak Feige bile bu karakterin yeterince benimsenmeyeceğinin farkındaydı.

Come Chris Hemsworth GIF by Marvel Studios - Find & Share on GIPHY

Christian Bale’in hayat verdiği Gorr ise filme yönelik beklentilerimi inanılmaz yükseltmişti. Canlandırdığı karakterler için şekilden şekle girmeye bayılan Bale’in, Gorr için de hatırı sayılır bir değişim geçirdiğini söylemek mümkün. Ama o da yeterince ikna edici bir kötü değil. Bu gözler neler gördü matmazel. Tanrı Öldüren isimli kılıcın da pek bir numarası yoktu, ne yalan söyleyeyim. Thanos ve Sonsuzluk Eldiveni’nden sonra Marvel’da her şey düşük bütçeli ama reytingi yüksek ATV dizisi gibi.

Kıvanç Tatlıtuğ da Marvel filmlerinde oynar mı?

Üstelik film alışılmış hamlelerle seyirciyi oyaladıkça oyalıyor. İki karakter arasında geçen ve filmin ana fikrine hiçbir şekilde hizmet etmeyen diyaloglar mı dersiniz, yardımcı karakterler olmasa da olurmuş mu dersiniz…

Malum Feige yeryüzündeki her oyuncuyu Marvel Sinematik Evreni’ne katmaya kararlı. Melissa McCarthy’nin sürpriz sahnesi sizi şaşırtmasın. Feige bu konuda o kadar hırslı ki yakında muhtelif magazin mecralarında Kıvanç Tatlıtuğ’un da Marvel’a katılacağını duyabilirsiniz. Bugün McCarthy, yarın Tom Hanks. Marvel filmlerinde yer almayan oyuncu kaldı mı? Bir sürpriz ve heyecan ögesi olarak kullandığı bu taktik, eskidi, düpedüz eskidi. İnovasyon canım biraz.

Natalie Portman Marvel GIF - Find & Share on GIPHY

Sahne emekçilerine bir alkış

Peki filmin güzel yanları yok muydu? Elbette vardı. Film zaten güzel. Komik, eğlenceli, bir sürü eski usül rock şarkısı mevcut. Başta Taika Waititi olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek isteriz tabii. Özellikle jenerikte ismini asla okuyamadığımız, karınca duası gibi yazılan isimler kime aitse hepsine kucak dolusu sevgiler. Bu sektörün gerçek kahramanları sizsiniz. Görüyorsunuz, sinema konuşurken bile işçi haklarını araya karıştırıyorum. Marvel ile aramadaki bu aşk-nefret ilişkisini de iktisat kantininde ateşli tartışma yürüten solcu gibi savunurum.

Thor: Love and Thunder, şu sıralar şehrin farklı noktalarındaki sinemalarda izlenebilir. Bu ekonomide gidip gitmemek size kalmış.