Yeni mezunlar, birleşin: Okulu bitirmenin coşkusuna kaygılardan uzak kapılmak mümkün mü?

Yaz, öğrencilerin en sevdiği dönem olabilir. Yoğun bir okul dönemi sonrasında tatile çıkmak ve sonbaharın gelişiyle yeni bir döneme enerji toplamak her gencin hakkı. Peki, öğrencilik hayatınızın sonuna geldiyseniz? Temmuz ayını bitirdiğimiz bu dönemde neredeyse bütün üniversiteler teker teker mezunlarını verdiler. Öğrenci olarak son yazına giren öğrenci arkadaşlar; cüppeler, kepler ve hoş kıyafetler içerisinde lisans hayatlarını tamamlamanın gururuyla güzelce diplomalarını teslim aldılar. Bazılar güzelce fakülte yürüyüşlerini yaptı, bazıları yapamadı fakat gecenin sonunda herkes hayatlarında geride bıraktıkları öğrencilik deneyimine veda etti. Aile ve arkadaşlarla ileride oldukça nostaljik hissettirecek fotoğraflar çekildiler. Tabii bu mezuniyeti eğlenceyle taçlandıranlar da oldu. O zaman, şimdi sırada ne var?

Graduation Day GIF by SomeGoodNews - Find & Share on GIPHY

Dört, beş sene belki de daha fazla süren acısıyla tatlısıyla biten eğitim hayatında arkadaşların önemi tahmin edersiniz ki oldukça büyük. Aynı derslere girip yoldaş olmak ve sınava çalışırken birlikte acı çekmek insanları birbirine oldukça yakınlaştırır. Her gün kampüse girip hayatı sorgulamak, günün ders programını inceleyip hangi dersi ekmek gerektiğini düşünmek ve ders çıkışında hangi mekana oturulacak karar vermek, bakıldığında oldukça sıkıcı gelen bu olaylar yirmilerinin başındaki bir öğrencinin karakterini oluşturmadaki sağlam adımlardır. Her gün vakit geçirilen bu insanlar, kampüs, tanıştığınız yeni insanlar, aldığınız derslerde hocanın önerdiği kitaplar ya da değindiği rastgele bir konu, bir bakmışsınız ki sizi bambaşka bir insana dönüştürmüş. İşte bu dönemin, bu konfor alanının, bu yakın dostların artık her gün hayatınızın bir parçası olmayacak olması kesinlikle hüzünlü bir yolculuk. Genç yetişkinden direkt olarak yetişkinliğe geçen bu adımda kendinizi bazen terk edilmiş ya da kaybolmuş hissedebilirsiniz. Kurduğunuz aile tadındaki arkadaşlıklar hayatın şartları sebebiyle bozulabilir, gruptan insanlar başka şehirlere taşınabilir ya da “yetişkin” hayatın getirdiği iş-ev mekiğinde kendilerini kaybedip uzaklaşabilir. İşte bazen bu anlarda elimizde sadece diplomamızla yolun ortasında kala kalabiliyoruz. Freni patlamış gibi akıp giden hayatı bir anlığına durdurup nefes almak istiyoruz. Gece bir anda göğse oturan o hınzır, “Peki, şimdi ne yapacaksın?” sorusunu fısıldayan ağırlığa tüm cesaretinizle, “Bilmiyorum,” deyin lütfen. Sırada ne var bilmiyorum. İş başvurusu yapıyorum, ev arıyorum, ailemin yanına dönüyorum, yüksek lisansa hazırlanıyorum, okulumu uzattım ya da kısaca bilmiyorum. 2015 yılında neredeyse 500 lisans öğrencisiyle yapılan bir çalışmada, öğrencilerin yarısından çoğunun stres nedenleri arasında mezun olduktan sonra mezun oldukları bölümle ilgili iş bulma kaygısı bulunmakta.[1] Yani, öğrenciliğin en eğlenceli ve pervasız olunması gereken döneminde bile gencecik insanların gelecek kaygılarının hayatlarını etki etmesi vahim bir durum. Bir de bu insanların kendilerini anlayışsız olan diğerlerine açıklamaya çalışması oldukça üzücü. Bu yüzden kendinizi açıklamaya çalışmayın, olanı korkusuzca söyleyin.

Graduation Grad GIF by Bogazici University - Find & Share on GIPHY

Gündemimiz içerisinde sürekli gelecek, gelecek kaygısı ve iş bulma gibi konulardan konuştuğumuz için çiçeği burnunda mezun bir arkadaşıma bağlantılı iki soru yönelttim ve benimkine, belki de çoğumuzunkine, benzer bir cevap aldım:

Mezuniyet ve mezun olmak denilince ne hissediyorsun? Biri gelip “E ne yapmayı planlıyorsun şimdi?” dediğinde gerçekten nasıl cevap vermek istiyorsun ve verdiğin cevap ne oluyor?

Üniversitenin başındayken mezun olmak bir yolculuğun bitişi gibi gelirdi, artık anlıyorum ki asıl yolculuk mezuniyetten sonra başlıyormuş. Yer yer korkutucu yer yer heyecanlı hissettiriyor, hiç yürümediğin bir yolu sanki çok iyi biliyormuşsun gibi yürümem bekleniyor gibi hissediyorum bazen. Bir yanım aslında yapmak istediğim binlerce işi anlatmak istiyor ama diğer yanım da hepsini yapamayacağından korktuğu için, “Bakıyoruz ya işte,” gibi cevaplarla geçiştirmek istiyor. O yüzden verdiğim cevap kişiden kişiye çok değişiyor. Destek olacağını bildiğim kişilere gelecek planlarımı açıklayıp diğerlerine pek cevap vermiyorum açıkçası.

Hiç kimseye mükemmel bir şekilde hazırlanmış gelecek planı sunmak zorunda değilsiniz, kendinize bile. Bir saniye sonra ne olacağını bile bilmediğimiz bu sürprizlerle dolu hayatta hangi plan harfi harfine gerçekleşiyor ki? Bunun ne kadar zor bir süreç olduğunun farkındayım. Fakat unutmayın, daha önce hiç bu yaşınızda olmadınız ve hiç bu ânı deneyimlemediniz. Kendinize başarılı olmak kadar sözde başarısız olmak ve planlarınızdan geri kaldığınız zamanlar için alan açın. Yenilin, düşün, yanılın fakat sonra kalkıp yola kaldığınız yerden devam edin. Hata yapmayı ya da başarısız olmayı size kötüleyen insanlara sırtınızı dönün. İstediğiniz gibi gitmeyen durumlarda hissettiğiniz duyguları kabul edin, yasını tutun ve yeni zorlu maceralar için kendinize zaman ve alan tanıyın. İşte hayat böyle bir yer. Bilin ki bu yolculuk herkese biricik deneyimler kazandırsa da herkes bu yoldan ilerliyor. Ve şimdi, o güzel mezuniyet kutlamanızdan dönüp yaz tatilinin tadını çıkardığınız bir noktada moral bozan sorularla her an, her yerde karşılaşma ihtimaliniz var maalesef. Karşı komşu, yolda karşılaştığınız bir dost ya da “dating app”ten yeni tanıştığınız biri bile size, “E şimdi ne yapacaksın? Planın var mı?” diye sorup sizi başka diyarlara sürükleyebilir. Merak etmeyin, daralmayın, sıkılmayın. Ne cevap vermeniz gerektiğini artık biliyorsunuz. Benim nereden bildiğimi de sormayın sakın 😊

[1] “Üniversite Öğrencilerinde Stres Nedenlerinin ve Stresle Başa Çıkma Biçimlerinin Belirlenmesi” Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 8/4 (2015)