American Beauty’nin hakimiyetinde, 20 yıl öncesinin Oscar’ları

92’inci Oscar Ödülleri, 9 Şubat akşamı sahiplerini bulacak ama biz bugüne bakmak yerine biraz geçmişe gitmeyi tercih ettik. Çünkü nostalji bunu gerektirir.

Sene 2000…

2000 senesini görüp de üzerinden 20 yıl geçmiş olmasını kabullenebilen var mı? Kabullenebildiyse şu bilge kişiliklerinden bir tutam da bize versinler; geçip giden yıllar karşısında hesap yapıp yapıp depresyona giriyoruz çünkü.

Malum 2020 yılı 2000’ler ve 2010’lara dair bir dolu flashback eşliğinde gelmişti. Bu trendi hâlâ üzerimizden atamadığımızdan mıdır nedir, bu senenin değil de, 20 yıl öncesinin Oscar’larına bakarak 9 Şubat gecesi gerçekleşecek 92. Oscar Ödül Töreni öncesi ısınma turlarını hızlandıralım dedik.

Bir de tabii öyle filmler var ki 20 yıl öncesinde, hepsi hakkında tek tek konuşmak için iyi bir bahane olacak bizim için de…

72. Oscar Ödül Töreni, 26 Mart 2000 tarihinde, Billy Crystal’ın sunuculuğunda gerçekleşmişti. Bu, Billy Crystal’ın sunuculuğunu yaptığı yedinci Oscar töreniydi ayrıca. İlk kez 1990 yılındaki 62. töreni sunarak Oscar’larda karşımıza çıkmıştı Crystal. Totalde ise tam dokuz kere sunmuş: En son 2012 yılında sunucu Oscar sahnesine çıkmıştı. Crystal’ın bu Oscar törenlerindeki performansı o kadar çok seviliyor ki bunlar için ödül almışlığı bile var. Evet, ödül törenlerindeki performanslarından dolayı bir de ödül almış bir isim kendisi: 63. ve 64. Oscar ödül törenlerindeki başarısı ona iki Emmy ödülü getiriyor.

Törenin posteri de çok hoş bir çalışma…

72_academy_awards_poster

Şimdi, son 20 yıl boyunca gördüklerinizi, biriktirdiklerinizi bir kenara bırakın. Kevin Spacey’nin henüz taciz skandallarıyla zihnimizdeki yerini yıkıp geçmesinden, Angelina Jolie’nin 28 çocuk evlat edinip Brad Pitt’le nikah kıymasından, Keanu Reeves’in bir ikona dönüşüp internetin sevgilisi olmasından çok çok öncesine gidiyoruz. O zamandan bu yana aynı kalan tek kişi Penelope Cruz gibi. Yaşlanmamasıyla çılgınca şaşırtan isimlerden biri işte o da…

Selma Hayek Penelope Cruz 72nd Oscars

Bir de Salma Hayek var tabii..

Geceye damgasını vuran film American Beauty oluyor. En İyi Film dahil tam beş büyük kategoride ödülleri topluyor. En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Görüntü Yönetmenliği ile birlikte…

oscars 2000

Kevin Spacey’nin kişiliğine dair pürüzleri, American Beauty sırasında belli ettiğini söyleyenler var tabii ama bir rol ve oyunculuk üzerinden tahminler yürütmek ne kadar doğru olur diye de düşünmek gerekir. Neticede ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyoruz, o ‘pürüz’ olarak nitelendirilenler onun muhteşem performansının birer eseri olabilir. Ve onun bu iyi performanslarını, suçluluk duymadan takdir etmek artık mümkün olmadığı için yazdığımız her satırda içimiz içimizi yiyor. Ödül konuşmasını aşağıya bırakıp buradan ayrılalım. Ödülü bir önceki sene Shakespeare in Love filmiyle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldığında ağlama krizlerine giren Gwyneth Paltrow takdim ediyor.

Törene damgasını vuran ikinci film ise The Matrix. Dört Oscar’ı var o geceden ama American Beauty’nin yanında çok ihtişamlı değil maalesef: En İyi Kurgu, En İyi Ses, En İyi Ses Efekti, En İyi Görsel Efekt. Düşününce… Yani bu ödülleri sonuna kadar hak eden yegane filmlerden biri… (Vov, daha o zamanlar Lord of the Rings bile yok!..)

Aynı senenin En İyi Film dalında aday olan tüm filmlerinin listesi ise şöyle:

American Beauty  (Orta yaş krizine girmeyi düşünen tüm erkekler için ibretlik bir filmdi sahiden.)

The Cider House Rules (Amma acıklıydı! Tobey Maguire SpiderMan olmadan hemen önce…)

The Green Mile (Adını okumak bile yürek dağlamaya yetiyor. The Cider House Rules için acıklı dediysek buna ne dememiz gerekiyor acaba? Yürek söktüren?)

The Insider (Aşırı karizma sıçratan bir filmdi. Ödül alamamış olması üzücüymüş sahiden.)

The Sixth Sense (Sürpriz sonlarla bizi terbiye edecek bir dolu film izlemeden önce ilk kez The Sixth Sense tarafından ters köşe edilmiştik. Sonunu söylersek spoiler vermiş olur muyuz hâlâ?)

Evet, ödül American Beauty’ye gitti demiştik. Yabancı Dile En İyi Film ödülünün kazananı ise Pedro Almodóvar’ın Todo sobre mi madre – All About My Mother filmi olmuştu.

oscars 2000 almadovar

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü The Cider House’taki rolüyle Michael Caine’in olmuştu. Ama kadın oyunculara ödüllerini getiren filmlerden yazıda şimdiye dek hiç bahsetmedik.

O yıl kariyerlerinde ful fors yükselişe geçen iki isim: Hilary Swank ve Angelina Jolie. Evet, koşar adımlarla ilerlediklerini görmüştük. Zaten Angelina Jolie, çocuk yıldız kategorisinde parlıyordu. Ama o yıl aldıkları ödüller, iki yıldızın başarısını tescilledi diyebiliriz. (Hatta dedik bile.)

Hilary Swank, kendisine En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını getiren Boys Don’t Cry’da çok iyi döktürüyordu gerçekten. Alnının teriyle kazandığı bir ödül bu o yüzden. Dört yıl sonra da Million Dollar Baby ile aynı ödülü bir kez daha aldı. Şimdilerde ne yapıyor acaba?

Angelina Jolie de Girl, Interrupted filmiyle en arıza haliyle karşımızdaydı. O aralar gerçek hayatta da çok arıza bir imajı vardı. Ful gotikti, siyahlar içinde. Bir de bu törene erkek kardeşiyle gelmişti ve ‘aşırı’ samimi görüntüler sergiledikleri için küçük skandallar yaratmışlardı kırmızı halıda.

angelina jolie 2

20 yıl önceki törende adı geçen isimlerin hiçbiri bu yılki adaylar arasında yok. Pedro Almodóvar hariç. Antonio Banderas’lı Pain and Glory filmiyle Yabancı Dilde En İyi Film dalında aday kendisi. Aslında son birkaç yıldır, majör kategorilerde hep yabancı dilde filmlerin ağırlığı var. Devam filmlerinin ve uyarlamaların içine düşen Hollywood’un geri sardığının bir kanıtı belki de. Aslında 20 yıl öncesine bakınca biraz daha iyi anlıyor insan. Hollywood cephesinden American Beauty gibi lezzetli filmler o kadar az geliyor ki artık…