‘‘Benim sevdiğim şey yolda yürüme hali’’: Cem Güventürk ile I will reach myself but from which way adlı ilk sergisini konuştuk

Çizimleriyle gönüllere taht kuran isimlerden biri Cem Güventürk. Tespitlerini kendine has çizgileriyle besleyen, içimizde olan biteni hepimiz adına dile getirdiğini düşündüren eserlerinin seveni çok.

Güventürk’ün kitap olarak çıkardığı Stories’den seçilenler I will reach myself but from which way adında bir sergiye dönüştü. Küratörlüğünü Banu Seyhan’ın üstlendiği sergi; Beyoğlu Hope Alkazar’da ziyaret edilebiliyor. Hope Alkazar’ın web sitesi’ndeki formu doldurarak sergiyi ziyaret edebilirsiniz. Unutmadan ekleyelim; sergi açılalı henüz üç hafta oldu ama yoğun ilgi üzerine ziyaret süresi de 7 Kasım’a kadar uzadı. Cem Güventürk’le sergi sürecine dair sohbetimiz ise aşağıda.

İlk sergin ilk heyecanın. Kendi ellerine kurdun desek yalan da olmaz. İşlerin içine bu kadar dahil olmak sana nasıl hissettirdi?

Ben zaten sürecin dışında kalmayı da seven biri değilim. Bir benzetme yapacak olursam adeta bir örümcek gibi birçok kolumu kullanarak her şeyle temas etmeye çalıştığım bir sergi oldu. Bu, aynı zamanda benim heyecanımı azaltmak için kullandığım bir yöntem. Kafamı meşgul etmek -şikayet etsem de- benim bir nevi rahatlama yöntemim.

Hope Alkazar ile iş birliğin nasıl ilerledi?

Hope Alkazar benim zaten temasta olduğum ve sevdiğim bir mekandı. Benim ilk, onların da fiziksel olarak ziyarete açtıkları ilk sergileri oldu. O sebeple ilk başta neyi nasıl yaparız gibi konuları konuşurken, küratörümüz Banu’nun (Seyhan) da dahil olmasıyla birlikte orta bir noktada buluşmayı başardık ve böylece herkesin içine sinen bir hale geldi.

Sergi fikrinin aklına düşmesiyle gerçekleşmesi arasında ne kadar bir süre var?

1.5-2 sene arası sürdü bu süreç.

Çalışmalarının İngilizce olmasının nedeni nedir?

Stories kitap olarak İngilizce basıldı zaten. O sebeple ben de bu serginin de global bir karşılığı da olsun diye, başka kültürden başka insanlara da ulaşabilmek için bir cesaret yola çıktım. Aynı zamanda Cem Güventürk World adında bir Instagram hesabım da var ve orada da Stories’den işlerimi koyunca da yurt dışındaki takipçilerimden de iyi geri dönüşler aldım. Bu da beni sergiyi de İngilizce yapma konusunda biraz daha perçinledi. Yurt dışında başka şehirlerde de sergilenmesi de en büyük isteklerimden biri.

Eserlerin çevirilerini de çok başarılı buldum. Kim yaptı çeviriyi?

O da bana ait. Çeviri kısmında da süreç dışında kalmadım.

Bu sergi, özellikle Z kuşağı için bir “mesaj verme” ihtiyacını da gideriyor gibi. Sen ne gibi yorumlar alıyorsun?

Bir mesaj verme yöntemi olarak kullanan var ama aslında daha çok kendisini yansıttığını düşündüğü için insanlar bir nevi “kendiyle mesajlaşıyor” diyebilirim. Kendine bir hatırlatma gibi de geliyor birçok insana. Bir de modern dünya biraz böyle “mesajlı” bir yer. Bu “şartlar ve koşulları” kabul ederek yaşıyorsun.

Sen bir eserini alıp evine asacak olsaydın hangisini alırdın ve baş ucuna asardın?

Sanırım “Bu nefes almak değil uzun süreli bir iç geçirme hali” çizimimi asardım. Bunu sürekli biliyor olmayı seviyorum. O görsel de metin de bana çok hitap ediyor.

Çalışmalarını çağdaş sanat olarak tanımlıyor musun ya da nasıl tanımlıyorsun?

Hiçbir yere koymayı düşünmüyorum. Bu zamana kadar karikatüristler de, illüstratörler de beni bir yere koyamadı. Ben de tanımsız olmayı daha çok seviyorum. Ben; bir ara form kullanan ve kendini ifade etmeye çalışan biriyim diyebilirim. Bunu yazı dilinde bir metinle de bir şey çizerek de yapabilirim.

Serginin adı: I will reach myself but from which way? Yazdın, kitap olarak bastın, sergisi de oldu. Kendine ulaşabildin mi?

Tabii bu asla cevaplanamayacak bir şey. Kendime ulaşmaya çalışan, bunu yaparken de bana eşlik etmesini istediğim kişiler yani ziyaretçileri de yanıma almak isteyen biriyim diyebilirim. Yolda yürüme halini, maceralara açık olma yani yolda olma ve bir meşgaleyle uğraşma hissini seviyorum. Sonucun çok da önemi yok.

Sergi konseptini sevdin mi? Devam etmek istiyor musun?

Yorucu bir tatmini var ve evet çok sevdim. Bu zamana kadar okuyucu ile aramda bir ara yüz vardı. Bu kez çalışmalarım orijinal haliyle çıplak olarak okuyucuyla- ziyaretçi ile buluşuyor. Bir nevi eseri yapanın da seyirci ve ziyaretçiyle yüzleştiği bir an. Korkutucu ama ben bu direkt buluşmayı daha çok sevdim.

Ne zamana kadar devam edecek peki?

Aslında 30 Ekim’di bitiş tarihi ama sergi 7 Kasım’a kadar uzadı.

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et