Romantik kuraklık: Online flört uygulamalarında aşkı aramak

Nerede o eski aşklar… “Ben seni hep beklerim”ler, kapının önüne ateşle yazı yazanlar, yağmurda ıslanan, tren istasyonunda aşkını ilan edenler… 90’lar ve 2000’ler sineması zaten romantizme çalıştı diyebiliriz. Şimdilerde ise bilim kurgudan kafamızı kaldıramazken, aşk hatlarında rötar mı var diye sorarken buluyoruz kendimizi.

İlişki bulma yollarımız, ilişkilenme biçimlerimiz tarih ilerledikçe, devir değiştikçe değişime uğrarken aşk dediğimiz şeyin kimyası ve olabilme ihtimali de aynı şekilde yeni düzenlere ve hayatlara adapte olmaya çalışıyor. “Modern dünya”nın dating yani flört kültürü başta özgürleştirici yapısıyla dikkat çekerken şimdilerde ise kimine göre bir kabus, kimine göre de aşkın ve bağlılığın yalana dönüştüğü, tecrübelerin yüzeyselleştiği, bencilliğin tavana çıktığı bir durumda. Flört uygulamalarından umduğunu bulamayanlar, umduğunu bulup da evlenenler, aşık olmaya utananlar ve utanmasa da aşık olmayanlarla doldu ortalık. Başta Z jenerasyonu olmak üzere flörtleşenlerin flört hayatına, tabii bir de flört uygulamalarına ve aşkların çıkmaz sokaklarına dadanıyoruz.

İnsanlık kadar eski şu aşk ikilemleri… Kalp ile beyin uzlaştı mı ilişki oluyor olmasına da, aynı Teoman’ın da dediği gibi, en son ne zaman uzlaştıklarından pek haberdar değiliz. Aşk meşk işleri tüm dünyada şarkılar, türkülerle hayatın tam merkezindeyken kariyerin ya da onun bunun yanında da dikkat dağınıklığı şeklinde anılmaya devam ediyor. Bir türlü dengeyi bulamadığımız şu dünyada ayakları yerden kesecek, geceyi gündüz edecek bir aşk bulmak ne kadar zorsa, bırakın aşkı, bir çift laf edecek insan bulmak da bir o kadar zor hale geliyor.

Sürekli yenisi çıkan flört uygulamaları vaktiyle bu kadar yaygın olmasa da konsept olarak çok da uzağımızda değildi. İnternetle birlikte çıkan “chat” siteleriyle başlayıp büyüyen bu sanal müessese bir telefonla elimizin altına gelince epeyce bir popülerleşti tabii ki de. Her yeni dönemde tanışma ve flörtleşme trendlerine bir yenisi eklenirken en yaygını neredeyse uygulamalar oldu olacak diyebiliriz. İyisiyle kötüsüyle kullanıcılarına bir şekilde bir tecrübe vadeden bu uygulamalar bir yandan kullanıcılara kendi profillerini yarattırmasıyla tepki çekerken önemli olanın iç güzellik olduğu iddialarına da oldukça ters ve yüzeysel bir yerden yumruk atıyor. İlk bakıştan sağa sola kaydırılmayla başlayan, eğer ilk fotoğraftan geçersen belki alttan bir-iki yorum veya ikinci görseli görebilmenin nasip olacağı bir düzende bırakın “alımlı” olmanın, fotoğraf çekme yeteneklerinin de oldukça ciddiye bindiği kesinleşmiş oluyor.

New York Times da bu konuya dikkat çekiyor. Muhtemelen gençlik hayatının flört evresinin büyük bir kısmını flört uygulamalarında geçiren Z jenerasyonu ve milenyaller artık bu uygulamalardan bıkmış ve sıkılmış durumda. Çevresinde hoşlanacak birilerini bulamayanların çaresi haline gelen, “ay ne olacak bir app indir dizilirler karşına” lafları, onlarca kez açılıp kapanan bu uygulamalar eşliğinde yavaştan zihinlerde yer etmiş durumda. Bir-iki denemeden sonra nadasa bırakılan flört uygulamaları telefonlarda sadece yer kaplarken özellikle Z jenerasyonunun da konuya bakış açısı değişiyor. Pandemiyle birlikte çok daha fazla dijitalleşen hayatımızda “yeni normal” lafını çokça duysak da anlaşılan o ki kimilerine göre bazı şeyler gerçekten internetten geçmiyor, geçemiyor.

Bunun üzerine bir de bu uygulamalara ve online’da geçen flört hayatına karşı bıkkınlığın bir diğer sebebinin de pandemi döneminde tamamen online’a mahkum edilmiş sosyal hayatın bir intikamı olduğu dile getiriliyor. Başka tanışma olanakları mümkünken internetten kopmanın, sonra da şöyle bir etrafa bakmanın iyi bir yol olabileceği de tekrar akla yatmaya başlıyor.

Ayrıca bu uygulamaların, bir “şirket” olarak bu durumdan para kazanması da kulağa pek hoş gelmiyor, tutkulu aşk hikayelerinin yanında sönük kalıyor. Flört uygulamalarının büyük liderleri Bumble ve Match Group’un ikisi de gelir artışı gösterememiş ve kenara kısılmış durumda olduğundan başlasın işten çıkarmalar, daralmalar… Bunun en büyük sebebi ise flört uygulamalarının gençlere artık neredeyse bir seçenek değil de bir zorunluluk gibi hissettirdiği dünya içerisinde değişen flört dinamikleri ve tabiri caizse “aşksızlık”. Bu bahsettiğimiz ikili Match Group ve Bumble bu piyasanın çok büyük miktarını yönetiyor. Fakat pandeminin eriyip gidişi bu sektöre pek de iyi gelmemiş durumda. 2021’den beri 40 milyar dolar kaybetmiş haldeler. Yeni deneyler, “seyahat” modlarında dünyayı fırfır dolaşanlardan tutun, dünyanın büyük şehirlerinde büyük tanışma partileri verenleri bile oldu. Fakat yine de dümeni kendilerine tam da çeviremeyen flört uygulamalarının alternatifi ise hiç de bu sebepten açılmamış olan LinkedIn, daha çok genç nüfusun kullandığı Snapchat ve TikTok oldu.

Yine New York Times’a göre genç kesim artık neden flört uygulamalarından bıktıklarını farklı sosyal medya camialarında açıkça dile getiriyorlar. Tamamen bir alış-veriş haline gelmiş veya aşkın alışveriş kısmının çok daha altının çizildiği bir dünya oluşmuşken, sevmek ve sevilmek için doğal bir ortamın meydana gelmesi pek de mümkün olmuyor. Uygulamalara güvenin eksikliği, insanların her durumdan ve şekilden yalan söylemesi, sahte profiller ve kısa süreli ilişki kültürünün uygulamalardaki varlık ve yoğunluğu birçok tecrübenin de çok daha zorlaşmasına sebep oluyor. Broadsheet dergisine yazan bir yazar sadece altı ay kullandığı flört uygulamalarında yaşadığı yoğun flört şiddetinden bahsediyor: ekilmek, ghostlanmak, kandırılmak, gaslighting ve kapanış. Hatta kendisi bunları yaşarken kendisine de durumun normalliğinden, hatta birileriyle eşleştiğinden dolayı minnettar olması gerektiğinin söylendiğinden bahsediyor.

1938 tarihinden, kadınlara dating önerileri… Kaynak: rarehistoricalphotos.com

Tüm bu karşı tarafı yaralayacak davranışların çoğalmasının üstüne bir de uygulamaların, batmak üzere oldukları için, kullanıcılarını para vermeye yönelik ikna etme çabaları ekleniyor. Para vererek yani ‘premium’ kullanıcı olarak tanıdıklara görünme ihtimalinizi düşürebilir, kişilere iltifat etme özelliğinden hatta belirli kriterlere göre ”filtreleme” seçeneğinden faydalanabilirsiniz. Yani boyu 1.80’in altında olmasın ya da sadece balık burçları karşıma çıksın diyebilirsiniz. (Neden olmasın…) Bu seçenekler hoş olsa da taptaze aşk arayışındaki genç kesimin özellikle hiç ilgisini çekmiyor. Fakat yine de bu uygulamalara başvuranlar veya başvurmak zorunda kalanlar, para verenler veya vermek zorunda kalanlar da mevcut. 2023’te yapılan bir araştırmaya göre ABD’nin yetişkin nüfusunun yüzde 30’u ve 30 yaş altı yetişkinlerin yarısı flört uygulamalarını kullanmakta. Y jenerasyonunun flört hayatının zirvede olduğu esnada tepelere çıkan Tinder’la birlikte ünlenip gelişen online flört hayatı şimdi Z jenerasyonuna transfer olacakken şimdiki gençlerin ise bu konuda yetiştirebileceği ekonomik sınır ise çok daha aşağıda kalıyor.

20’lerin “eğlenceden” ciddiyete aktarım yaşları oluşu, başta yerel olmak üzere küresel ekonomik sıkıntıların ardında aşk tüm bu fiziksel işlerin biraz daha “duygusal” tarafında iş hayatına bir kontrast halinde karşılanırken bir yandan da bu iş hayatının ezici üstünlüğüyle de karşılaşıyor. E haliyle tanışmaya, sosyalleşmeye, evden çalışanın dışarı çıkmayışıyla “geleneksel” diye bildiğimiz flörtleşme anlayışı günlük hayatın dışında kalınca aşk da ‘aynı kalan’ her şey gibi biraz daha transaksiyonel bir hale bürünüyor. Uygulamaları sevmeyenlerin yeri ne kadar ayrıysa bir o kadar da uygulamayı öyle ya da böyle kullanıp kendine partner bulmuş kişiler de var.

Bunun üzerine bir de uygulamanın algoritmasını çözerek buna göre profilini çözümleyenler de mevcut. Sonuçta her şey matematik ve aslında ‘matematikti’ de. Geçmişte parayla çöpçatanların yaptığını şimdiyse uygulamalardan beklerken online dating profillerinde neyin vazgeçilemez olduğuna dayalı makaleler bile çıkmaya başladı. Matematiğin de ötesinde bir ekonomi aslında. Kendi iniş çıkışları, enflasyonu, değer kaybı olan başka bir dünyadan bahsediyoruz. Bundan dolayı da İngiliz şarkıcı Yoshse Rose son TikTok videosunda bu kadar insanın gerçekten flörte ciddiyetle zaman ayırmadığı bir ortamda şans ve vakit kaybı olmasından bahsediyor bu uygulamaların.

@y0sher0se

#stitch with @Shay gather here for open and honest conversation about dating apps 🧍🏾‍♀️ #yosherose #datingappsbelike #hingedating #fyp #datingadvice #trendingvideo #tinder #bumbledate

♬ original sound – YOSHE ROSE

Tellthebees isimli TikToker da başka bir makaleden yola çıkarak Z jenerasyonunun uygulamalara para vermekten çekindiğini hatta uygulamalara para vermenin onlara duygusuzca hissettirdiğinin altını çiziyor. Geçtiğimiz aylarda yine popüler bir flört uygulaması olan Hinge’in CEO’su artan şikayetler üzerine “bizim algoritmamızda çekicilik parametresi yok” diye ortaya bir laf atıyor. Tellthebees ise Hinge’in olmasa da (!) Tinder’ın olduğunu ifade ediyor. Bu algoritmaların aslında tam olarak anlaşılamayacak bir tasarımda olmasına rağmen deneme yanılma yöntemleriyle nasıl çalıştıklarını anlamak ise az çok mümkün.

@tellthebeees

#tellthebeees #dating #millennial #millennialsoftiktok #genz #situationship #hinge #hingehorrorstories #tinder #datingapps #discourse #greenscreen

♬ original sound – Tell The Bees

Tellthebees durumu şu şekilde anlatıyor: Öncelikle Tinder ilk indirildiğinde alışılmış güzellik algısıyla uyuşan kişiler kullanıcının karşısına çıkıyor. Sola kaydırılırsa kullanıcının skoru düşüyor, sağa kaydırıldığında da yükseliyor. Bunun üzerine bir çeşit kategoriye konduktan sonra algoritma sadece “o kategorideki” kişilerle o kişiyi eşleştirmeye devam ediyor. Bu şekilde gelişen sistemler kişinin stratejik kaydırmalarıyla başka bir sonuç elde etmesini sağlarken sonuç yine de görselde ve sorulara verilen cevaplarla ilerliyor. Bunun içerisinde bir başka önemli faktör ise hız. Tamamen bir telefon uzakta aşkın bu kadar yakında olması gerçekten “elini sallasan ellisi” ithamını biraz daha gibi hissettirirken seçeneklerin ardında boğulup yine de hayatının aşkını bir türlü bulamamış kişilerde ise bahsettiğimiz yorgunluk meydana geliyor. Hem de bunun bir uygulama, bir şirket ve bir piyasa olduğunu unutmayalım. İşte bu yüzden kimisine göre app kişiye aşkı buldurmak için değil, uygulamada tutmak için kurulan bir tuzak gibi hissettiriyor. Buradan tabii ki de uygulamadan tanışıp eğlenenlere selam olsun. Olunca da oluyor diyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et