Gençlik damarlarımıza konuşan bir nostalji: Amansız geri dönüşler, No Doubt ve 2000’ler ruhu

Nostalji de nostalji. Bir süredir ağızlardan düşmeyen o sihirli kelimelerden biri… Postmodern dünyada geçmişin popüler kültür ürünleri peş peşe yine yeniden karşımıza çıkarken müzik de bundan nemalanıyor tabii. Yıllar süren kış uykusundan bir anda uyanıveren bu nostalji odaklı trendlerin en önemli parçalarından biri de müzik. Bir dönemin gençlerinin ve çocuklarının haykırarak söylediği şarkılar kolay unutulmuyor belli ki; aradan on yıllar geçse de aynı duygular, aynı haykırışlarla söylenmeye devam ediyor.

Bu yeni 10 yıllık süre, yani 2020’ler (ya da ”yeni 20’ler” mi demeliyiz?) nostaljinin zirveye çıktığının bir kanıtı oldu. 2000’ler modasına ve analog teknolojilere geri dönüşle taçlandırılan bu yeni dönem geçmişteki yaraların ve anıların izlerini taşırken bizi kulağımıza çok aşina gelen şarkılarla zamanda geriye götürüyor. Son 20-30 yıla hitabet gibi çıkan Coachella ise No Doubt’un yıllar sonra yeniden bir araya gelişine sahne olarak nostalji rüzgarlarını delice estirdi gönlümüzde. Müzikle birleşen asi ruhumuza, Coachella’ya ve eskimeyen pop müziğe dadanıyoruz.

Dazed dergisinin geçtiğimiz Aralık ayında paylaştığı yazıya göre nostalji kültürü 2023’te zirveye çıktı. Barbie filmi, Mean Girls remake’i, The Last of Us’ın televizyon uyarlanması, 90 ve 2000’ler modası (biraz da TikTok sağ olsun), walkman’ler ve Tamagotchiler’le şimdilerde 20’lerinde ve 30’larında olan jenerasyonun içindeki çocukla tekrar buluştuğu bir yıl oldu. Nostalji 2023’ten de önce vardı elbette. Her sene bir jenerasyonu zamanda yolculuğa çıkaran, geçmiş modalardan ilham alan ve gözümüze (nostaljik hisler eşliğinde) daha güzel görünen şeyler tazelenerek önümüze sunuldu. Mesela kargo pantolonlar… Bir zamanlar düşman ilan edilmişken şimdi bakın konu nerelere geldi…

Bu geri dönüş arzusunu yorumlayan kültürel teoristlerden Svetlana Boym modern zaman nostaljisini, “Geri dönüşün imkansızlığının ve büyülü bir dünyanın kaybının yası” olarak tanımlamıştı. İçimizdeki çocuğun hatırladıkları ve sahip olamadıklarıyla beslenen bir diyarda, yaşlanmış bedenimizle kendimizi güvende hissetmenin yollarını arıyoruz. Müzik nostaljisi sadece grupların bizzat dönüşüyle de olmuyor tabii ki. Bazen bazı yeni kuşak müzisyenler kendinden önceki isimlerden aldıkları ilhamlarla da bizde geçmişi andıran hisler yaratabiliyorlar. Olivia Rodrigo’un efsane albümü ve tavrı tabii ki de kendine özgü, fakat yine de bir zamanların Avril Lavigne’ine eşdeğer sanki.

2000’leri damarlarımızda tekrardan öyle bir hissetmeye başladık ki tüm bu geri gelişlerin arasında kült film Mean Girls bile yeniden doğdu. Evet, kimsenin beklemediği bir yeniden yapım çıkıp geldi karşımıza, orijinal filmin vizyona girişinden tam 20 yıl sonra… Mean Girls için gençlik filmlerinin en eskisi olmasa da atası, birçok meme’in konusu; komedi, romantizm ve lise dramasının tatlı buluşması diyebiliriz. (‘‘Çarşambaları pembe giyeriz’’ repliği zihinlerde…) Bu yeni film ise orijinal filmin bir müzikal versiyonu. Günümüz gençlerinin belki de “Aa vintage film” diye izleyeceği bir seviyeye geldi sanırsak artık Mean Girls. Bu kült filmi tabii ki de yeni jenerasyona daha güncel ve ilişkilendirilebilir bir şekilde aktarmak çok mühimdi. Yine de ne filmin eski fan’ları arasında ne de yeni kuşak izleyicide herhangi bir heyecan yaratamadı bu ikinci Mean Girls yapımı. Bazen geçmiş, sadece ”geçmiş” olduğu için kıymetli demek. Farklı oyuncular eşliğinde, bambaşka bir anlatımla çekilen yeni bir Mean Girls yapının hiçbir karşılığı yok tam da bu yüzden. Bazen nostalji fırsatçılığı da böyle tepe taklak olabiliyor işte.

Awkward Mean Girls GIF - Find & Share on GIPHY

Müzikal demişken asıl meselemiz müziğe geçelim. Geçtiğimiz seneden itibaren tek tek, tüm müzik kariyerlerini özetleme niyetiyle turnelere çıkan bazı isimler oldu. Özellikle Madonna ‘‘kariyerinin özeti’’ olarak simgelediği büyük turnesine çıkarken baştan sona bir müzik ziyafeti yaratacağının da sözünü vermişti. Kendisini on yıllardır takip eden hayran kitlesiyle Madonna, aslında kim bilir kaç jenerasyonun çocukluğuna damga vurmuştur. İşte tüm o “çocukluk anılarında Madonna olanlarla”, iyilerin en iyisi minvalinde bir turneydi “Celebration”. Madonna’nın “Celebration” turu anılarda bir gezinti olarak planlanıyor ve pop müziğin bu ikonik isminin kariyerini ‘‘kutluyordu’’; turnenin adından da anlaşılacağı üzere… Celebration turnesinin kutladığı, Madonna’nın kariyerini oluşturan ve 80’lerden 2020’lara uzanan bu 40 yıllık sürede dünyanın en büyük starları ya tohumlarını attı bu global müzik pazarına ya da tek tek imparatorluklarının duvarlarını döşedi. Sonrasında one-hit-wonder’lar bize “ya şöyle bir şarkı vardı, o şarkıcıya ne oldu?” diye ara sıra sordururken Madonna kraliçeliğini bu kadar uzun süre elinde tutmayı başaran nadir isimlerden. Ee, her zaman böyle ikonlar doğmuyor tabii ki.

Çok yakın zamanda sahne performansıyla geçmişi zihinlerde yeniden canlandıran bir isim daha oldu: No Doubt. 2000’ler TikTok’un da etkisiyle modadan sinemaya yine yeniden canlanırken o dönemler kariyerinin zirvesini yaşayan, günümüzde hâlâ pek çok isme ilham vermeye devam eden bir müzik grubu es geçilecek değildi herhalde.

@garrettt13

I’mJustAGirl #NoDoubt #GwenStefani #MusicBan #Gwen #Coachella2024#Coachella2024Lineup#GwenStefani#SweetEscape#1947 @G@Gwen Stefani

♬ original sound – Garrett🕶️

Birçok açıdan kimilerine göre fiyasko kimilerine göre de unutulmayacak bir deneyim olarak görülen bu seneki Coachella festivali dolu dolu bir program sunsa da en çok No Doubt’u yıllar sonra yeniden bir araya getirecek olmasıyla heyecan yarattı. Punk’ın geri dönüşü, düşük bel pantolonlarla birlikte bizi yeniden ayağa kaldırmayı başardı. TikTok’ta sıklıkla duyduğumuz meşhur No Doubt parçası I’m Just a Girl, 90’ların en önemli gençlik filmlerinden Clueless’ın da soundtrack’inde bulunuyordu. Sadece TikTok’ta 370 binden fazla videoda kullanılmış bu parça No Doubt’un geri dönüşüne de ön ayak oldu. Gwen Stefani’nin önderliğindeki No Doubt sahneye çıkmayalı yaklaşık dokuz yıl oluyor. Bir zamanların kültürel ikonları, MTV’de çıkan klipleri, kendilerine has tarzlarıyla internetin taptaze meyvesi halinde küresel bir etki yaratmayı başarmıştı.

Coachella’nın bu seneki imza grubu olarak sahneye çıktıklarında Gwen Stefani, “Bunun gerçekten olabileceğini hiç düşünmüyordum” deyip seyircilere şöyle soruyor “Peki ya siz?”. Bize de sanki sorulmuş gibi cevap verelim: Yani No Doubt’un punk ve skayı popla birleştiren o kült şarkıları aklımızdan hiç çıkmamış olsa da geri dönüp 2024 yılında konser vermelerini açıkçası pek beklemiyorduk. Bu arada grup TikTok’ta viral olan I’m Just A Girl’ü 90’lardaki efsane performanslarıyla yeniden canlandırdı.

@davidarchie

#NoDoubt Reunion! #Coachella #90s

♬ original sound – David Archuleta

No Doubt konserinde aynı zamanda Olivia Rodrigo da Bathwater şarkısını söylemek için sürpriz olarak sahneye çıktı. Hem de Gwen Stefani stili kıyafetlerle. ”Büyük” kuşaklar gençlerle buluşuyor tadında, crossover dizi bölümleri gibi bir şey yaşandı yani. Aynı tatta bir buluşma da Lana del Rey sahnesinde yaşanmıştı bu sene Coachella’da. Lana del Rey’e Video Games performansı sırasında Billi Eilish eşlik etmişti. Ufak da olsa bir sıcaklık, bir nostalji artık konserlerde yeni moda olacak herhalde.

@billboard

#NoDoubt reunited at #Coachella for their first performance in nearly 10 years, and @Olivia Rodrigo got to join them for one of her favorite songs, “Bathwater” 🎸 #oliviarodrigo #gwenstefani #coachella2024

♬ original sound – billboard

Coachella nostaljiyi seviyor belli ki, fakat Coachella değil tabii ki nostaljiyi seven tek şey. Daha önce de dediğimiz gibi, bu dönem nostaljinin dönemi oldu. Pandemiyle belki de daha da yoğunlaşan bu nostalji halini LeMoyne College profesörü Krystine Batcho toplumun bir zaman kapsülünde sıkışıp kalmasıyla açıklıyor. Çünkü pandemiyle birlikte “dünümüz” bile anılacak bir geçmiş hayatı anlatıyordu. Bu zaman kapsülü zamanla büyüyerek bugünlere geldi.

Şimdiyse popüler kültür alanında izleyip dinlediklerimiz kimine göre hâlâ çok yakın geçmişi hissettiren 90’lara ve 2000’lere sırtını dayadı. O dağınık, salaş ve çocuksu hayat tarzını yansıtan ska, punk ve rock ise ilham oldukları yeni trendler, genç ve ikonik isimlerle bize bu uzun süren durgun hayattan sonra yeniden hata yapmanın, risk almanın inanılmaz özgürlüğünü hatırlatıyor. Aradığımız şey 2000’lerin müziği değil belki de. Herkesin aynı şarkıları hep bir ağızdan söylediği o meşhur kalabalıkların bir parçası olabilme hayali sanki o yıllara dair hislerimizi pekiştiren. Dünyanın dört bir yanında aynı şeylerin izlenip dinlenmesi gerektiğini tabii ki de savunmuyoruz. Fakat müzik ve sinema üzerinden kurulan bu dünya çapındaki duygu ortaklığında bize bireysel olarak güçlü hissettiren bir şeyler var kesinlikle. Ciğerlerimiz çıkana, sesimiz kısılana kadar bağırabildiğimiz şarkılara eşlik ederken Stefani’nin Rodrigo’ya sorduğu soruyu soruyoruz “Hey Olivia Rodrigo, neden senin ve benim gibi kızlar hep kötü erkekleri istiyor?”. Off işte dertler hep ortak…

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et