Sosyal medyanın karanlık gücü: Hayran-ünlü ilişkisi ve alevlenen linç kampanyaları

Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu. Sevgi emekti. Bu dijitalleşen dünyada sevgimizi “like” butonu ya da bol emoji’li mesajlarla göstermek artık oldukça doğal karşılanıyor. Küçük bir fotoğrafın ve kilitli bir hesabın temsil ettiği onlarca insan toplaşıp binlerce takipçiyi ve hayran kitlesini oluşturabiliyor. Güzel yorumlarla etkileşim yaratıp “story”lere kalp atarak insanların gününü gün edebiliyorlar. ‘‘İşte’’ diyorsunuz, ‘‘sevgi ve ilgi böyle bir şey herhalde’’… Özellikle bu sevgi dolu geniş kitle maddi getiri de sağlamaya başlayınca değmeyin insanların keyfine. Fakat bu mutlu mesut geçinip giden kitlenin arasında bazen sadece bir kişinin çomak sokmasıyla tüm düzen alt üst olabiliyor. Bu tanınan birinin bir hareketiyle dalga geçmek de olabiliyor, söylediği problematik şeylerden hareketle ona sistematik şekilde nefret yöneltmek de… Ya da direkt olarak kıskançlık temelli bir nefret de gözlemlenebiliyor. Buyurun size bütün sosyal medya mecralarında takip etmelik bir kaos!

Yakın zamanda hayranları tarafından yerden yere vurulan, agresif çıkışıyla Doja Cat geliyor akıllara hemen. Doja’ya neredeyse 200 bin takipçiye mal olan bu olayda aslında hayranları pek de haksız bulamıyoruz. Her şey Doja’nın çıktıkları yat tatilinde problemli olduğu söylenen erkek arkadaşıyla görüntülenmesiyle başlıyor. Adamın yaptığı şeyleri Twitter’da paylaşan bir kullanıcıyı engelledikten sonra yine Instagram’da başka bir kullanıcıya “Benim özel hayatımdan uzak durun” minvalinde sert bir çıkış yapıyor. Sonrasındaysa hayranlarının kendine “fandom” ismi olarak “Kittenz” dediğini öğrendiğindeyse “Kendinize bunu diyorsanız telefondan kalkıp iş bulmalısınız,” dediği şeklinde iddialar var. Bu haliyle bakıldığında Doja’nın fevri hareketlerinin hayranları kışkırttığını ve bu sebeple bu işin daha da büyüyeceğini öngörebiliyoruz.

Birkaç ayda bir hedef gösterilen bir diğer ünlümüz ise Hailey Bieber. Eşiyle ve onun geçmişiyle ne kadar iç içe olduğunu bildiğimiz Hailey, şu sıralar kendi halinde yemek programı yapsa ya da TikTok’a makyaj yaptığı videolar atsa da bir şekilde insanların diline düşmeyi başarabiliyor. Kahverengi çerçeveli parlatıcılı dudaklar ve sedefli ojeler gibi 90’lar estetiğini günümüzde akım haline getirmeyi başaran Hailey, son dönemde yine TikTok’ta paylaştığı bir videoyla kullanıcılar tarafından dalga konusu oluyor. Yatakta çekilen videoda kameraya tatlı tatlı gülümsüyor Hailey ve  “çekme ya” edasıyla pozlar veriyor. Videoyu kimin çektiğini bilmiyoruz; selfie de olabilir, yanındaki başka biri de.

@celebriteaaa

Replying to @🩷Adrianna🩷 Original video posted by her fan page. #haileybieber #haileybaldwin #haileyrhodebaldwinbieber #deletedvideo

♬ original sound – celebriteas

Fakat bazı kullanıcılar Hailey’nin gözünün içine odaklanacak kadar abartılı bir tepkiyle karşılıyorlar videoyu. Hailey’nin sanki Justin videoyu çekiyormuş gibi hallere girdiğini oysa göz bebeğindeki yansımasından telefonu kendisinin tuttuğunun görülebileceğini, rezil olduğunu iddia ediyorlar. Tabii ki bu iddiaların ardı arkası kesilmedi, yine dalga malzemesi oldu genç kadın. Oysa Hailey’nin bu videoyu başkasının çektiğine dair bir iddiası hiç olmadı. Kendisini adım adım izleyen fan’ları veya hater’larına sesleniyor olabilir de bu videoda… Elinde kamerayla, eğlenceli bir bir içerik üreten bir kadın var karşımızda ama maalesef onun da hemen arkasında, gözbebeğine kadar inerek dalga malzemesi arayan bir kitle bulunuyor.

@larissamarty

couldn’t be more embarrassing #haileybieber #justinbieber #haileybaldwin #celebrity #celebrities #foryou #foryoupage #viralusa #viralvideo #viralintheworld #viralusa #virall #viraltiktok #paparazzi #pregnant

♬ i wanna be yours remix – 🎧

Hollywood’da linç denilince yine insanın aklına başka başarılı bir kadın daha geliyor. Selena Gomez’in son zamanlarda kurban psikolojisinde olan bir insan olması yorumları da hesaba katılabilir. Uzun yıllar haklı görülen ve savunulan konumda olan genç bir kadın birden haksız konumunda görülmeye başlanabiliyor. Ve bir, “Ben böyle düşünüyorum,” yorumunun arkasından yüzlerce, “Evet, ben de böyle düşünüyordum aslında,” cümleleri görebiliyoruz. Zirvede olan bir insanı iki dakika sonra yerin dibinde görebileceğimizi işte o yer sosyal medya. Bu linç konusunu Türkiye’de de en çok yaşayan figür olarak aklıma Duygu Özaslan geliyor. Su matarasından nasıl su içilmesi gerektiğini anlattığı videosundan kuru meyveleri beğendiğini gösterdiği iş birliği videosuna kadar neredeyse her konuda dalga konusu edilebiliyor kendisi. Bazı “meme” dediğimiz mizahi görseller gerçekten yaratıcı olsa da önü alınamaz bir linç ve dalga geçme furyası olabiliyor. Fakat sosyal medyada özellikle YouTube’da içerik üretmenin tehlikeli tarafını en net şekilde gördüğümüz ve buna maruz kaldıktan sonra sosyal medyayı bırakmak zorunda kalan bir içerik üreticisi de Banu Berberoğlu. Kendi halinde videolar üreten genç kadın, diğerleri tarafından komik bulunan birkaç videosu sayesinde oldukça popülerlik kazandı. Fakat bu sevgi belirtisi olarak görülen takipçi ve beğeni sayısı arttıktan sonra Banu’ya gelen kötü yorumlar haddinden fazlalaştı. Buna rağmen uzun bir süre içerik üretti, bu sistematik şiddete dayandı. Bir süre sonra da YouTube’a içerik üretmeyi bıraktığını açıkladı.

Birbirinden oldukça farklı birkaç vakaya baktığımızda aslında topluma mal olmuş figürlerin attıkları adımların pek çok insan tarafından takip edilmesi, bu adımlara yorum yapılmasına sebep oluyor. Bazen bu olaylar hemen unutuluyor ya da şahıslar tarafından çok da kale alınmayabiliyor. Peki, “public figure” olmayan insanlara gelen ya da gelebilecek yorumlar ne olacak? Twitter gibi bir platformda tek bir tweet’iniz bir anda popüler olabiliyor. Genel olarak insanların her şeye söz söylemeyi hakları görmeleri birebirde insanı oldukça zorlarken anonim sayfalarda lafın gelişi “klavye ustalığı” yapmalarının yolunu açıyor. Bu sözde gizlilik insanların içinde yer alan nefret ve öfkenin hayatında belki de hiç görmeyeceği bir insana yönlendirmesini sağlıyor. İnsanların eserlerini beğenmemek, eleştirmek ya da yaptığı bir hareketin yanlış olduğunu düşünmek oldukça doğalken bunu yıkıcı bir şekilde yapmayı tercih etmek maalesef günlük olarak herkesin maruz kaldığı bir şiddettir. Sosyal medya sevgisi ve şöhreti bir gün insanı vezir ederken diğer gün rezil de edebilir. Ve bilin ki haklı ya da haksız olmanız bu noktada pek de önemli değildir. “Eğlence” arayan birkaç insanın toplanıp çığ gibi büyüteceği dedikodu, nefret ya da dalga malzemesi insanların hayatında bazen geri dönüşü çok zor izler bırakabilir.