
Stranger Things’in ‘çokyetenekli’ çocukları: Maya Hawke ve Joe Keery
Fotoğraf sizi yanıltmasın, dizide Dustin’i canlandıran Gaten Matarazzo’nun konuyla bir alakası yok. Maya Hawke ile Joe Keery’nin müzikal yeteneklerine methiyeler düzeceğiz biraz.
Evet, Stranger Things’in üçüncü sezonunu geride bıraktığımıza göre oyuncularının diğer yeteneklerine odaklanabiliriz artık.
Bu sezon hayatımızın orta yerine düşüveren Maya Hawke, bir geldi, pir geldi. Zaten biz kafamızı başka bir yere çevirmek istesek bile mümkün değil; o kendisine odaklanmamız için elinden geleni yapıyor.
Uma Thurman ve Ethan Hawke’un kızı Maya Hawke. Malum, bilmeyen kalmadı. Anne-babası kadar cool ve yetenekli de. 2017 tarihli BBC yapımı Little Women’da ilk sinyalleri vermişti ama gümbür gümbür geldiğini çok belli etmemişti. Stranger Things’in ise en güzel sürprizlerinden biri onun karakteri oldu. Ünlü bir anne-babanın yine aynı kulvarda yürüyen çocukları için iş çok zor. Lanet gibi bir durum hatta: Sürekli kıyaslamalara, bilmemkim’le bilmemkim’in kızı, oğlu gibi tanımlamalara maruz kalmak… Tamam, belki kariyerlerine 25-0 önde başlıyorlar fanilere göre ama kendilerini sağlam bir şekilde ispatlamak zorundalar. Çünkü seyirci affetmez. Yapıştırır en kötü eleştirilerini.
Neyse ki Maya bizi çok üzmedi. Uma Thurman’a olan hayranlığımızdan dolayı zaten kendisine geniş bir yer ayırmıştık kalbimizde. O da yeteneğiyle bu yeri hak ettiğini kanıtladı. Şimdilerde, annesini ikonik rollere taşıyan Tarantino’nun Once Upon A Time in Hollywood filmindeki karakteriyle de kendinden söz ettiriyor ama rolü küçük. Hem sinema konusunda da yolun daha çok başında. Zevkle izleyeceğiz kendisini…
Tam biz kendimizi Maya Hawke ve hızla yükseldiği oyunculuk kariyerine hazırlamıştık ki bir de ne görelim, meğer şarkı da söylüyormuş. Hem de öyle geçici bir heves gibi de değil. Bir albüm yayınlamak için kolları sıvayan genç aktrisimiz, bu albümden iki de parça paylaşmıştı: To Love a Boy ve Stay Open.
Bu iki şarkıyı Maya, Lana Del Rey ve Norah Jones’la da yollarını kesiştiren Jesse Harris’le birlikte yazıp kaydetmiş. Pitchfork’a verdiği röportajında To Love a Boy’u, Call Me By Your Name’i ikinci kez izledikten sonra yazdığını söylemiş; ”Ben de birini böylesine yoğun hislerle sevebilmek istedim” demiş ve bu sözler ortaya çıkmış. Peri kızı gibi sesi var sahiden, maşallah.
Şarkının taze bir videosu da geldi. Son derece tatlı ve matrak. Başrolde kendisi var tabii; denizkızı rolünde. Yine maşallah diyelim.
Stranger Things’in müzik konusunda iddialı tek oyuncusu Maya değil. Hatta Steve Harrington rolüyle benimsediğimiz Joe Keery’nin oyunculukla paralel götürdüğü müzik kariyeri, oyunculuğu kadar iddialı. Rock grubu Post Animal’la birlikte yıllarca çalıp söyledikten sonra geçtiğimiz sene yolları ayırmış olsa da kendisi müziği bırakmış değil; şimdi artık solo takılıyor. Hatta geçenlerde, Djo adıyla devam ettirdiği solo projesinin ilk kayıtlarını da paylaştı. Önce Roddy’yi dinledik; sonra da Chateau (Feel Alright) geldi.
Gitar ağırlıklı, isli puslu lo-fi kayıtlar… Çaktırmadan dinleyenin içine işleyen cinsten. Indie’yle yakın ilişki kuranlar hemen içine düşebilir bu iki şarkının da. Melankolik gibiler ama bir taraftan da güzel hisler yayıyorlar bünyeye. Joe’nun vokallerinin de etkisi büyük tabii… Ruh halini kestirmek mümkün değil.
İçimden bir ses gelecekte, dizinin asıl yıldızı, Eleven’ı canlandıran Millie Bobby Brown’dan ziyade asıl bu çocuklardan bahsedeceğimizi söylüyor. Tamam, Millie Bobby Brown’dan çok hoşlanmadığım için böyle söylüyor olabilirim ama Maya ve Joe’daki yeteneğin de hakkını teslim etmemiz lazım. Hem belki bir de yakında düet patlatırlar, iş birliği yaparlar. Fena mı olur?