The King hakkında ne biliyoruz?

Yapımının ortaya çıktığı ilk günden itibaren merak konusu olan bir filmle karşı karşıyayız. Kafadaki soru işaretlerini tam anlamıyla gideremese de fragmanının yayınlanmasıyla beraber biraz bir şeyler anladık. Yani galiba… 

Filmden bahsetmeye başlamadan önce biraz tarihi bilgilere odaklanalım.

Filmin ana kahramanı İngiltere kralı V. Henry.

Kendisi 1386’da İngiltere’de doğuyor. Babası tahtta söz sahibi olan bir soylu (o anki kralın kuzeni), annesi ise zengin ve sözü geçen Hereford Kontu’nun kızı. Shakespeare’in eserinde ise tahta geçmeden önce V. Henry’den Hal adıyla bahsediliyor. Hatta Galler Prensi Hal diye geçiyor. Sonradan oluşabilecek tüm kafa karışıklıkları için not düşelim. Ha bir de, filmde V. Henry’yi canlandıran Timothée Chalamet’nin de ikinci adı Hal! Bu da mı tesadüf.

Hal’in yani Henry’nin doğduğu yıl babası, krala karşı eylemlerde bulunduğu ve tahtta söz sahibi olduğu için Fransa’ya sürgüne gönderilir. Küçük prens de babasının kuzeni Kral II. Richard’la sarayda kalır. Richard çocuğu olmadığı için Hal’i aynı oğlu gibi yetiştiriyor ve tabiri caizse tahta hazırlıyor.

robety

Oyuncu kadrosunda Robert Pattinson ve uzun saçları da var.

Gel zaman git zaman, Henry’nin babası Fransa’da topladığı yandaşları ile İngiltere’ye geçiyor, kuzenini mağlup ediyor ve kendini yeni İngiltere kralı IV. Henry olarak ilan ediyor. Yıl 1399. Babasının bu zaferiyle birlikte, en büyük veliaht olduğu için Hal’e de “Galler Prensi Henry” ismi veriliyor. Şimdi anladınız mı Charles neden Galler prensi?

Neyse… Genç Prens Henry biraz şımarık olsa da ileri düzeyde savaş kabiliyetlerine sahip olduğu ve politikadan da çok iyi anladığı için hemen sarayda sivriliyor. Hatta 1401’den itibaren resmi görevlerde çalışmaya başladığı gibi, 1403’te Galler’de çıkan bir isyanı da hem askeri hem de politik yeteneğiyle bastırıyor. Kralın hastalandığı 1408-1411 döneminde ise ülkeyi Başpiskoposun da desteğiyle tek elden yönetiyor. Fakat babası bu sürecin sonunda iyileşince, kendi kardeşlerinin de doldurmasıyla Prens Henry’yi tehlike olarak görmeye başlıyor. Yine de bu durum o kadar da uzun sürmüyor. Çünkü IV. Henry 1413’te ölüyor ve Prens Henry, V. Henry unvanıyla 27 yaşında tahta çıkıyor. Burası önemli!

Henry, İngiltere iç işlerini düzene sokuyor. Tüm sorunları teker teker ele alıyor, İngiltere’nin parçalanmış değil; tek bir ülke olması gerektiğini savunuyor ve İngilizceyi resmi yazışma dili olarak kabul ediyor. Bunun yanında babasından kalan ve kendine köstek olan devlet adamlarını da temizlemeye çalışıyor.

Bunların akabinde hayatının en önemli parçasını oluşturan Fransa seferine 1419’da başlıyor. Ordularını Paris’e kadar ilerleten Henry, Paris’te dönen politik entrikalar sonucu öldürülen Fransa veliahdının yerine aday gösterilecek kadar güçleniyor, popülerleşiyor. Bunun üzerine Fransız ve İngiliz komitelerin altı ay çalışmasıyla 1420’de Troyes Anlaşması yapılıyor. Bu anlaşmaya bağlı olarak Henry, Fransa Kralı VI. Charles’ın kızı Catherine ile evleniyor ve Fransa Kralı’nın veliahtı ilan edililiyor.

Bu süreç içerisinde Vincennes Şatosu’nda kalan yeni çiftin hemen bir yıl sonra oğulları Henry (Gerçekten çok sinir bozucu, özür dilerim.) dünyaya geliyor. Fakat “bizim” Henry savaşlar esnasında dizanteriye tutuluyor ve 1922 yılında, 36 yaşında hayatını kaybediyor.

Dokuz aylık oğulu ise VI. Henry olarak İngiltere tahtına geçiyor. Veya emekliyor dersek daha doğru olur galiba.

Biliyorum pek çoğunuza biraz sıkıcı geldi okuması. Ama filmi anlatırken bu bilgilerin bazıları işimize yarayacak. Ayrıca Shakespeare’in bile kaleme aldığı bu hayatı öğrenmiş olalım dedik. Fena mı oldu yani?

Şimdi gelelim filme…

Bazı akıl yürütmelerimiz sırasında yanlışlıkla spoiler verebiliriz. Aman dikkat!

Fragmanı izledikten sonra birbiriyle bağlantılı iki büyük konu aklıma takıldı.

Birincisi: Bu harika aksanla Fransızca konuşan kız da kimdi? Resmen kendimle mücadele ettiğim saatlerin ardından bu hanımefendinin Johnny Depp’in kızı Lily-Rose Depp olduğunu anladım. Kendisini büyükler liginde görmeye çok alışık değiliz, malum. Bu filmde ise V. Henry’nin karısı Catherine rolünde. Ayrıca küçük bir dedikodu. Lily-Rose ile V. Henry rolünde izlediğimiz Timothée gerçek hayatta çıkıyorlar!

Kendi kendime ”Bizim ‘şeftali çocuk’ bu sefer de ‘kral çocuk’ rolüne” diye dalga geçerken öğrendim ki meğer Timothée, kralın yetişkinlik dönemini yani 27-36 yaşlarındaki halini canlandıracakmış. 

Haydi tamam, 23 yaşındaki bu genç oyuncuyu sanki 27’sindeymiş gibi izleyebiliriz de, yahu bu kral karısıyla 35 yaşında tanıştı ve evlendi. Şimdi sizden pür dikkat kesilmenizi istiyorum. Fragmanın ikinci  sahnesinde çift konuşurken Timothée 35 yaşında gözüküyor mu?

Başka da bir şey demek istemiyorum…

Bu arada, sorguladığım konu Timothée değil. Kendisi yeni nesil erkek oyuncular arasında seçilebilecek en doğru isim hatta. Sıkıntı saç-makyaj kısmında.

Yahu bu gözler The Iron Lady’deki 42 yıllık değişimi her sahnede aşama aşama görmüşken “Aman dokuz yıl için yakışıklı çocuğun yüzünü bozmayalım şimdi” fikrini kabul etmek mümkün değil, kusura bakmayın!

Yönetmen koltuğunda ise David Michôd var. Filmografisinde henüz çok fazla film yok; benim en aşina olduğum, Brad Pitt’in başrolde oynadığı War Machine. O yüzden The King, yönetmenimizin rüştünü ispatlaması için önemli bir proje.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir durum daha var: Filmin yapımcısı Netflix.

Bildiğiniz üzere Netflix geçen yıl “Roma” ile Oscar’a ilk kez film dallarında aday gösterilmiş, en iyi film ödülünü alamasa da üç heykelcikle evine dönmüştü.

Bu durumdan dolayı açıkçası bu kadar ses getiren ve merak edilen bir filmin bu sonbaharda, Oscar maratonu başlamışken çıkması bana hiç şaşkınlık vermiyor. Neticede Netflix’in kendince kanıtlaması gereken şeyler var. Diğer tüm şirketler, yönetmenler, oyuncular ve sinemacılar gibi…

Bakalım bu sefer istedikleri Akademi fethini gerçekleştirebilecekler mi?

Bütün aklımızdaki soruların cevabını ise bu sonbaharda alacağız.

Bu sürede üyeliklerinizi yenilemeyi ve Oscar maratonuna hazırlanmayı unutmayın…

Sonuçta;

ACADEMY IS COMING!

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et