Yapay zekanın ürettiği avatarlarımızla “yeni bir dünyaya”: İntihal suçlamaları ve yersiz görsellerin ihtimalinden korktuk

Cyberpunk’a doğru yol alan hayatımızda, günlerimizi avatar halimizle geçirmeye bir adım daha yaklaşmışken yapay zeka resim jeneratörleri bütün Instagram akışımızı kaplar oldu. İnternetin hızından mı, yoksa bu amansız küreselleşmeden mi bilinmez ama birkaç gün içinde bu trend tüm dünyayı ele geçirdi. Evet, ufak(!) bir para karşılığında oldukça havalı avatarlara sahip olduğunuz, o sanki 10 tane illüstratör emrinize amade olmuş da sizi çiziyormuş gibi yapan yapay zeka/AI görsel uygulamasından bahsediyoruz.

Bilmeyenler için ufacık bir özetleyelim. Bu rüzgar gibi gelip hâlâ fırtınasıyla etkisini devam ettiren Lensa isimli görsel edit’leme uygulamasına fotoğraflarınızı yüklüyorsunuz ve Lensa da -kendi açıklamasıyla- size “sihirli avatar”larınızı sunuyor. Fakat bunu yaparken de sanatçıların eserlerinden beslenerek oluşturduğu öğrenim desenleri sanatçıların eserleriyle bu görsellerde karşılaşmalarına sebep oluyor. Yani evet, haberdar olmadıkları bir kullanım söz konusu. Öte yandan, diğer benzerlerine nazaran sınırları olmayan, herkes tarafından erişilebilir bu yapay zeka arayüzü rahatsız edici görsellerin oluşma potansiyelini de gözler önüne seriyor. ‘‘E, eğleniyoruz işte, neden bozuyorsun’’ dediğinizi duyabiliyoruz. Fakat felaket tellalı gibi değil, komplocu gibi hiç değil ama birtakım tartışmalara doğru yolculuğa çıkıp işin aslını öğrenelim dedik.

Yapay zekalar 2022’de çıkan Stable Diffusion isimli, metinden görsele aktarımla çalışan bir teknolojiden yola çıkarak bu görselleri oluşturuyor. Bu oluşumun ise başka sanat eserlerinden ‘‘çalıp çırparak’’, bir nevi kolaj halinde bu görselleri ürettiği öne sürülüyor. Yapay zekalar kendi kendine üretmeyi daha öğrenemedikleri için bir yerlerden kesip kopyalayarak çeşitli varyasyonlar ortaya çıkarıyorlar. Kocaman bir veri denizi olan internetten yedirilen görselleri güzelce tarifine katıp bize konserve hazır yemeklerden bir sofra kuruyor gibi düşünebiliriz.

Lensa’da da kullanılan bu Stable Diffusion arayüzü internette bulunan görsellerin verilerine ulaşmak üzerine eğitilmiş. The Verge’deki bir yazıya göre şu zamana kadar bu güç, hata yapma riskine pek de sahip olamamış iki büyük şirketin elindeydi: OpenAI, DALL-E’yi Google ise Imagen’i çıkarttı. Bu uygulamalar ise bu büyük şirketlerin sorumluluğunu taşıdıkları için yapay zekanın tehlikeli yönlerini saklamak için ellerinden geleni yaptılar. DALL-E isimli yapay görsel jeneratörü uygulamasına ulaşmak için uzun bir sıra beklemek gerekirken Imagen’e kamusal ulaşım ise tamamen kapalı. Fakat sınırlar buralarda bitmiyor… DALL-E’nin filtresi gerçekçi suratlar, çıplaklık ve şiddet üzerine güçlü sınırlar çizerek bunların üretilen yeni görsellerde bulunmasını engelliyor. Fakat 2022 Ağustos ayında oyuna giren yeni oyuncu Stable Diffusion açık kaynak ve filtresiz yapısıyla herkes tarafından ulaşılabilir. Hatta bu arayüzü kullanarak oluşturulan Lensa gibi uygulamalar kullanımı kolaylaştırarak daha da yaygınlaşmasına sebep oluyor.

Bu durum pek de kötü bir şey değil tabii ki. Bu açıklık AI severleri aşırı sevindirse de sanatçıları da bir o kadar endişelendiriyor. Yapay zeka teknolojisini oldukça erişilebilir kılması bir yana, üretim süreci ve üretim yapısı o kadar hızlı ve -kimilerine göre- adil değil ki sanatçılar emeklerinin ileride boşa sayılmasından, sanatlarının çalınmasından korkarken, pek çok kişi de (özellikle ünlüler) bir gün yüzlerini rahatsız olacakları bir görüntünün üzerinde bulmaktan korkuyorlar. Çünkü Stable Diffusion’ı indiren bir kişiyi üreteceği görsellerde engelleyecek kimse ve bir şey yok. E ne yani, sanatçılar, Photoshop kullananlar bunu yıllardır yapıyor diyecek olursanız, burada sizi bunu düşünmekten durduracak tek şey zaman. Ve tabii zamanın gösterecekleri… Çünkü birkaç tıkla elinizde çok büyük etkisi olacak bir görsele ve başkalarına zarar verme gücüne sahip olabilirsiniz.

Öte yandan sanatçıların “Aa şu görsel bana biraz fazla tanıdık geldi” diye yakarışları duyuluyor medyada. Bir grup Avustralyalı sanatçı the Guardian’a verdikleri röportajda kendi sanatlarını görsellerden tanıyıverdiklerini ve bununla alakalı önlemler alınmasını istediklerini belirttiler. Sydney’de yaşayan sanatçı Kim Leutwyler uygulamanın belirli tarzları taklit ettiğini savunuyor. ”Buna yeni ve orijinal bir çalışma diyorlar ama bazı sanatçıların tarzları fırça darbeleri, renkler ve kompozisyonlarla tamamen kopyalanıyor.”

Hatta Leutwyler kendisini haveibeentrained.com isimli uygulamada aratmış ve kendi işlerinin 5.8 milyar görselin içindeki popüler AI sanat modellemelerinde bulunduğunu öğrenmiş. Buna karşılık olarak şirketin sözcüleri ise yapay zekanın nasıl öğrendiği hakkında birtakım açıklamalarda bulundu. Yapay zekanın öğrenme yolunun insanın öğrenişine “biraz benzer” olduğunu savunarak AI’da bulunan nöral ağların görseller ve görsellerin metin açıklamaları arasındaki belirli diziler ve bağlantıları tespit edip hatırladığını belirtti. Bu öğrenim süreci bittikten sonra iş, yapay zekanın orijinal görsellere bağlı kalmayarak ne öğrendiğini yansıttığını öne sürdü. Yani aynı insanların sanatı daha önceden üretilen eserler üzerinden çalışarak öğrenmesi gibi, yapay zekalar da bir süre eğitildikten sonra birtakım yetiler elde ederek bu yetilerle yeniden görseller üretiyorlar. Sanatçılar için resimlerinin kullanılmasına dair bir red söz konusu olmadığından ötürü, bir nevi rıza durumu devreye giriyor. Rıza meselesi ise bambaşka bir durum. Dediğimiz gibi, küresel dijital illüstratörler safından büyük bir taarruz darbesi yaklaşmakta. Yıllardır Instagram’da sanatını sergileyen Yuko Shimizu bu konu hakkında birkaç paylaşımda bulundu.

“The Lensa App’in ‘Magic Avatar’ jeneratörünü kullanmayın.

Rıza almadan sanatçıların eserlerini kopyalayarak kullanan Stable Diffusion arayüzünü kullanıyor”

Postun geri kalanına da Twitter’da bir seri paylaşan Meg Rae’nin dizisini paylaştı.

Öte yandan, “neredeyse insan” sayılacak ya da sayılmak için belirli adımlar atan bu yapay zekalar, işte aynı insanlar gibi bakıyor, dinliyor ve öğreniyor diyecek olursak, sanatın ilhamının sınırları neden kapılarını yapay zekaya kapatsın ki? Fakat çalıntı işler üreten bir sanatçı olsaydı o kişi elbet bulunur ve bazı sanat camialarından belki de aforoz edilirdi. Peki burada karşımızdaki muhatap kim olacaktı acaba? Kendini avatara dönüştüren bireyler değil tabii ki, bu teknolojiyi üreten kişiler olacak muhatabımız. Bu nedenle, kendimizi farklı diyarlarda görebileceğimiz masum bir uygulamayı felaket tellallığı yapmak istememekle birlikte sorumluluğun kullanıcılarla birlikte arayüzleri ve uygulamaları üretenlerde olduğunu unutmamak gerek.