Bugün kaç beğeni aldın?

Belki de artık tarihe karışacak bir soru bu…

Siz de fotoğraf veya video paylaştıktan hemen bir saniye sonra, bildirimlerinizi yenilemeye; kaç beğeni ve yorum aldığınızı kontrol etmeye başlıyor musunuz? İtiraf edin. Yapıyorsunuz. Kim yapmıyor ki?

Kabul edelim: Çok beğeni almanın beynimiz için çikolata yemekle eşdeğer olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Psychological Science’ta yayınlanan bir makaleden alıntı yapıyoruz. Konuyu dağıtmak isteyenler buradan devam edebilir.

Artık insanları aldıkları beğeniye göre değerlendirdiğimiz bir devirde yaşıyor olmamız bizim suçumuz değil. Bizi bu hale getiren utansın. Yani Instagram. Tam olarak bunu yapmasa da Instagram artık rakamlara bağımlı yaşamamızı istemiyor. Nasıl mı?

Paylaşımlarınızın kaç beğeni aldığını artık Instagram hesabınızda göremeyeceksiniz. Bu sayede gönül rahatlığıyla hayatınıza devam edeceksiniz. Ya da… Artık Instagram’da sadece takipçi sayınızı takıntı haline getireceksiniz.

Bu hafta Kanada’da yapılacak olan test sürüşünün ardından son karar açıklanacak.

Ufak bir bilgilendirme: Geçtiğimiz Mart ayında, Twitter da takipçilerinin daha fazla tweet atması için, retweet sayılarını gizlemeye başlamıştı.

Beğeni odaklı iş birlikleri bu durumda nereye gidecek? Artık olması gerektiği gibi nicelik değil, nitelik mi ön planda olacak?

İnsanları K ve M olarak sınıflandırdığımız bir reklam çağının tam ortasındayız. İçeriğin ne olduğuna bakmadan kaç beğeni aldığına odaklanıyoruz. Ne kadar çok beğeni, o kadar çok para!

Parayı veren artık beğeniyi değil, içeriği görecek. Ya da görecek mi?

Toplum tarafından ne kadar beğenildiğimizi bilmememek bizi kimlik bunalımına sürükleyecek mi? ‘Beğenilerle yaşıyorum’ diyenler için belki. Ama Instagram bu fikri hayata geçirirse, bir süre sonra hepimizin beğenisiz yaşamaya ‘yeniden’ alışacağı günler yakındır.