Elbet bir gün buluşacağız

Dünya kahraman bir robotla vedalaştı. Güle güle Opportunity, gezegenlerarası romantizmimiz son bulmayacak.

Dünyada bir şeyler oluyor ve biz genellikle kayıtsız kalabiliyoruz. Ama bazı şeyler var ki, bir şiir gibi, bir film gibi yarattıkları tokat etkisiyle bizi duygu deryasında sürükleyebilecek bütün unsurlara sahipler. Bugün öğrendiklerim de öyle bir etkiye sahip. Hikaye dünyada bile geçmiyor, uzayın uzak noktasındaki kızıl gezegenden gelen haber içime öküz oturmuş gibi hissettiriyor.

Kardeşim “Abi Mars robotunu duydun mu?” diye yanıma gelince hiçbir şey anlamadım. Az sonra öğreneceklerimi tahmin edemezdim zaten. Sonra “Opportunity ölmüş” dedi. Allahım insan buna nasıl kayıtsız kalabilir ki?

“Opportunity ölmüş”. Bu sözler bile beni dağıtmaya yeterken açıp okumaya başlıyorum. İlk gönderildiği yılları hayal meyal hatırladığım fedakar robottan habersiz geçen onca seneme yanıyorum.

Oppy’nin 2004’te başlayan hikayesi aslında NASA tarafından sadece 90 gün için tasarlanmıştı. Mars’a ulaşacak, bize bulabildiklerini ve toplayabildiklerini iletecek, sonra görevini tamamlamış olacak ve hepimiz gururlanacaktık. Ama Opportunity zamana direndi, kızıl gezegende 15 yılı devirdi, 45 kilometre yol aldı, görev adamı tanımını baştan yazdı. Binlerce fotoğraf yollayıp Mars’ın da bir zamanlar suya sahip bir gezegen olduğunu ispat ederek koca yürekli bir keşif robotu olarak insanlık için çalıştı.

Yıllar sonunda kara gün geldiğinde Opportunity çaresizdi, Haziran 2018’de başlayan dev kum fırtınasından sonra Opportunity’den haber alınamaz oldu. NASA’nın yolladığı mesajlara cevap vermiyor, umutlar tükeniyordu. O günden beri uğruna Spotify’da “wake up” şarkılarından oluşan listeler yapılan, binlerin, belki milyonların uyanmasını beklediği cefakar robotun görevine, 13 Şubat günü NASA tarafından resmen son verildi. Bir devir kapandı.

opportunity-elveda-7

Ama Opportunity giderken de izini bıraktı, yolladığı son mesajda “Bataryam bitiyor ve etraf kararıyor.” diyerek yüzlerce filmin, dizinin, şarkının yapamadığı etkiyi yaptı, beni koltuğun bir kenarına mıhladı.

Ah o kum fırtınası, o zalim kum fırtınası… Bizden insanlığa ders niteliğinde bir robotu aldın. Güle güle güzel robot. Senden sonra “insanlık ölmemiş” lafını “robotluk ölmemiş” olarak değiştiriyorum. Sen ki sana verilen görevle yetinmeyen, uzayın kasvetinden etkilenmeden selfie çekip bize yollayacak kadar kalender, bataryan erkenden bitmesin diye telsizini kapatarak gezecek kadar da işine vakıftın.

Hemşehrin WALL·E’nin de yaşam sevinci belki gözlerine yansımazdı ama kalbi senin gibi tertemizdi Oppy. Dayanamıyorum, aklıma WALL·E’nin Eva’nın elini ilk kez tutmak için gösterdiği masum çaba, ona kendini beğendirmek için yaptıkları geliyor. Sanki Opportunity’nin Eva’sı da bizdik ve o, 90 günde bitmesine gönlünün el vermediği macerasını insanlar onu daha çok sevsinler diye 15 yıla taşımış gibi hissediyorum, yıkılıyorum…

İnsanlık bir gün Mars’a gider de orayı gezegeni bellerse, Oppy’yi hatırlayalım. Daha dünya kendi yağında bile kavrulamazken cengaver bir robot Mars’ta yıllarını geçirmiş, o diyarların ilk fotoğraflarını bize o göndermiş, “Buralarda su var” demişti de biz başta inanmamıştık diyelim. Gözlerimiz Mars’tan gelecek her yeni fotoğrafta seni arayacak, belki arkada bir yerlerde kameraya gülümsüyorsundur diye.

Bu gezegenlerarası romantizme yüreğim daha fazla dayanmayacak, tüm dünya gibi ben de Oppy’nin ardından Billie Holiday’den I’ll Be Seeing You’yu açıyorum ve uzaklara bakıyorum, oralarda bir yerlerde olduğuna inanarak güzel robot Oppy’yi uzayın derinliklerine uğurluyorum. #ThanksOppy