
Günde kaç kıyafet değiştiriyorsunuz?
Rita Ora için cevap dört. Eğer pijamalarını da sayarsak beş.
Blake Lively için bu sayı beşe kadar çıkıyor. Onun pijamalarını saymadık.
Jennifer Lopez’se iki günde on kıyafet değişikliği yapabiliyor.
Ben mi? Sorduğunuza sevindim. İki. (Evde kıyafet deneme sürecinden bahsetmiyorum.) Evden çıkarken gün içinde giyilen kıyafet ve eve gelir gelmez bir saniyede giyilen pijamalar. Hafta sonu ise bu sayı bir buçukta kalıyor. Nasıl mı oluyor? Yarı pijama, yarı sokak kıyafeti.
Günün bu anlamsız saatinde neden böyle konuyu merak ettiğimi merak ediyorsanız, mantıklı hiçbir sebebi yok. Sadece bir günde birden fazla kıyafet giymenin getireceği stresten uzak olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadığımı ekleyeyim. Biraz da kendimi kandırdığımı…
Stil oyunumu güncellemem gerekir de günde iki kıyafete çıkmam gerekirse, yapacağım en büyük stil değişikliğinin spor ayakkabılardan topukluya geçmek olacağını söyleyebilirim. Bir kıyafetin ortalama dört parçadan oluştuğunu düşünürsek %25’lik bir değişim söz konusu. Sınıfta kaldım.
Kıyafet ile olan ilişkinin yaşla köreldiği bir dönemdeyim. Eskiden hafta sonları topuklu ayakkabılarım olmadan sokağa çıkmazken, şimdiyse spor ayakkabılarımı bulamadığımda gözümden gelen bir damla yaşı zor saklıyorum. Tabii bu stil değişikliğinin orta yerinde bir adet bebek ve eşofman aşığı bir eş olduğunu da vurgulamalıyım.
O halde neden hala gördüğüm her etkileyici tasarımın üzerine atlamak ve boş zamanlarımın %80’ini alışveriş sitelerinde geçirmek istiyorum? Eksi alışkanlıkları değiştirmek zor… Herkesin minimalizme vurgu yaptığı bir dönemde maksimalist gibi yaşamaya çalışmak delilik!
O zaman bizi geride tutan dünyevi alışkanlıklarımızdan kurtulmamız lazım değil mi? Evet! (Hayalimde haleluya diye bağırıyorsunuz.) Demesi kolay, yapması zor bir konu daha… Peki, dünyevi alışkanlıklarımızdan kurtulurken neden cool ve şık olamıyoruz? Cümlenin içinde geçen zıt kavramların altını çizin lütfen.
Gelecekte küçücük evlerden birinde, maddi yükümlülüklerden olabildiğince uzak yaşamak isterken eski kıyafetlerimden kurtulup gerektiğinde aynı kıyafeti iki gün üst üste giyecek kadar ileri gitmeye razıyım. Delilik! Dediğinizi duyar gibiyim.
Şizofrenik ve sarkastik kişiliğimin sizi daha fazla meşgul etmesine gönlüm razı gelmiyor. Kendimden çok bahsettim. Biraz da sizden konuşalım. Üzerinizdeki kazak ne kadar güzel. Markası ne? İndirimde mi? Kaç beden?
Peki ayakkabılar? Rahat mı? Bu arada akşam dışarı çıkmayı planlıyorum, sizce üstümdekiler uygun mu yoksa değişmeli miyim?
Not: Geri alamayacağınız bu üç / dört / beş dakikanın sorumlusu tamamen W Dergisi. Kendi içimde gereksiz bir yolculuğa çıkmama sebep olan haberin kaynağı için tıklayın.