
Like’ladık: Mert Dolapçıoğlu
Hislerimize tercüman olan bir çizer Mert Dolapçıoğlu. Hatta bazen, bizim bile bilmediğimiz düşüncelerimizi alıp yüzümüze vurabiliyor. Hem de son derece şirin gibi gözüken ama bir o kadar da sert sözler söyleyen karakterleri üzerinden.
Instagram’daki paylaşımlarıyla hayatımızın orta yerine düşen Mert Dolapçıoğlu, şimdilerde bir de sergiyle karşımızda. Pastel Adam adlı bu sergisini, 18 Ocak’a kadar Akaretler’deki La Visione Art Gallery’de görmek mümkün. Instagram hesabına sıkça dadanmayı alışkanlık haline getirdiğimiz Mert’le dijital çağın dinamiklerini oluşturan sosyal medyaya ve popülerliğe dair konuştuk.
En son neye “Bunu ben de yaparım” dedin?
Genelde deneyebileceğim şeylere ben de bunu yaparım diyorum sonra deniyorum ve yapıp yapamayacağımı görüyorum. Uzaktan çok kolay ya bu diye heveslendiğim şeylerin genelde o kadar da kolay olmadığını farkediyorum.
Instagram’ına dadanamadan duramadığın bir isim?
Arkadaşlarım dışında dadandığım kimse yok.
En son kimi takip ettin?
@davidsrigley
Peki neyin ekran görüntüsünü aldın?
Çubuk Animasyon’dan Güven Bilge’ye animasyon için video atıcaktım ama gönderemedim. Onun ekranını görüntüsünü alıp “Al bak atamıyorum, napıcam?” demiştim. O da “Başka yerden at” demişti. Böyle maceralar…
Son dönemde abartıldığını düşündüğün bir popüler kültür konusu/kişisi?
Bilmiyorum bu çok zor bir soru. Her şey her şekilde abartılmaya müsait gibi geliyor.
Popüler kültüre ne kadar varsın?
Beni değiştirmeye başladığı andan itibaren yokum.
Sahne arkasına girmek için her şeyi yapabileceğin bir konser?
Daft Punk veya Stromae.
Bir postu paylaştıktan kaç saniye sonra ne kadar beğeni aldığına bakarsın?
Hemen hemen beş dakika içinde bakarım. Sosyal medya hastalıklı bir yer. Sanki o beğeniler benim ihtiyacım olan şeylermiş gibi hissettirmeye başlıyor. Ya da az beğeni gelince “Noldu ya kötü mü acaba?” diye düşünmeye itiyor. İşte bu noktada beni özgürleştiren bir yer olmaktan çıkıp beni hapis ediyor. Daha dikkatli olmaya çalışıyorum. İnsanlar her şeyden çok çabuk sıkılıyorlar. Çizdiklerim çok fazla pop oldu bir dönem, artık yavaş yavaş bu azalıyor. Daha rahat paylaşımlar yapabileceğim, kendimi daha rahat ifade edebilmem için de alan açılmış oluyor aslında… Çok fazla düşünmemek lazım sanırım. Neyse bu soruyu asla sonlandıramam böyle giderse o yüzden aşağıdaki soruya geçiyorum.
Hayatından çıkaramadığın bir klişe?
Müziksiz yürümeyi hiç ama hiç sevmiyorum…
Bize bir sır verebilir misin?
Çok duygusal biriyimdir… Aramızda kalsın.
Takibe takip mi edersin yoksa en güzel kombinler için sayfana mı beklersin?
Takibe takip etmem. Kombinlerle de işim olmaz. Ama beklerim kim gelirse başımın üstünde yeri vardır. Gelin yani… Gelmeyip n’apıcaksınız?