
Mary Shelley’den mektubunuz var!
Yazı: N. N. Özer
Düşünen ve yazan kadın neslinin anası sayılacak isimlerin başında gelir bizce Mary Shelley. Sadece Frankenstein gibi bir karakteri ortaya koyması bile, zamanında, benim diyen erkişinin yapamadığı bir hamledir. Takdire şayandır.
Asıl ilgimizi çeken 100 küsür yıl sonra yazmış olduğu 13 adet mektubun bulunmuş olması. İnsan şaşırmadan edemiyor. Sen kalk, “kadın başına” o zamana kadar yazılmamış bir hikaye yaz, senden sonra gelen bilmem kaç neslin yüzbinlerce kişinin hayatını etkile ama o gün kuaföre gittiğini arkadaşına yazmadan edeme. Ve de o kadar süre sonra yazdığın mektuplar ortalara saçılsın. Hayatını senin hayatını araştırmaya vakfetmiş birsürü araştırmacı fesüpanallah diyerek bir de bunları incelemeye girişsin.
Mektup deyince aklimiza direkt olarak hayatımızın birsüresince dadanmış olduğumuz Alison Moyet gelir ve de pek sevgili şarkısı “Love Letters”. Dinlerken o saf salak gençlik yıllarımızda bize yazılan en güzel aşk mektubunu da hatırlamadan edemedik. I love you, I love you, I, love you…