
Masters of Sex’e ağıt yaktık (İlk sezon bitti de)
Yazı: Merve Boz
İtiraf ediyoruz. Sizlerin de delicesine izlediğini bildiğimiz bir diziyi, aylardır geceleri yataklarımıza serilip gizli gizli izledik üstüne de tek kelam etmedik. Yetmedi “birinci sezonu bitirdik” demeye kalmadan yine bir akşam, buluşmalarımızı kestiğimiz Dizimag’in kapatılmış, site sahibinin telif hakları meselesi nedeniyle yaka paça götürülmüş olduğunu öğrendik. Peki vazgeçtik mi bu sevdadan? Tabii ki hayır. Konu “kadınlar – orgazm – ilişkiler” üçgeniyse gerisi teferruattır dedik ve başka sitelerden yine sinsi gibi izlemeye devam ettik.
Gerekli araştırmalarını yapanlar bilirler; “başarılı” jinekolog Dr. Masters ile asistanı Virgina Johnson’ın insan cinselliğine dair kabul edilmiş kalıpları kırmaya yönelik yaptıkları çalışmayı konu alan dizi, aslen Thomas Maier’in tanıklıklardan yola çıkarak 2009’da yayımladığı kitaptan esinleniyor.
Freud’un vajinal orgazm olamayan kadınları ham kayısı gibi tanımlamasının karşısında esas olanın klitoris olduğunu onun da ötesinde göğüs ucundan bile orgazma ulaşabilen kadınların varlığını kanıtlayan bu çalışmayla, 1960’lı yıllarda tıp dünyasının içini 50 yıl sonra bile geçmeyecek bir ürperti kaplıyor.
Üstelik, hikayeye hayatları boyunca hiç orgazm olmamış seks işçileri, eşcinsel olmasına rağmen kariyer adına evlilik yapan bir rektör, tanımadıkları insanlarla anonim seks deneylerine büyük bir hevesle katılmak isteyen evli kişiler de eklenince bu nadide diziyi izleyerek sevap işlemeye karar verdik biz de.
Yazımızın bu ilk bölümüne kadar takındığımız usturuplu gazetecilik anlayışını bir kenara bırakalım artık: Çünkü Virginia Johnson olmasaydı o nato kafa nato mermer bünyesiyle bir adım atamayacak Masters’a -kariyerini riske atıp radikal bir çalışmaya soyunmuş olsa da- bir tükürük de dadanizm kadınlarından geliyor. (Bundan sonrasını diziyi izleyenler anlayabilir ancak, söyleyelim.)
Ben kendi adıma, madem “Virginia da Virginia diye tutturuyorsun o zaman niye o bir tebessümü bile çok gördüğün kadının hunharca çaba sarfetmesine göz yumuyorsun be adam!” diyorum. Vakti zamanında çokça takip ettiğimiz “Kim lan bu hayatımın erkeği” adlı blogun sahibi sevgili kadın bize adam hık bık yapıyor “ay şekerim olmaz”, “yok balparem başım ağrıyor”, “oh nilüfer çiçeğim rahat bırak beni” diyip duruyorsa basın gaza gidin nasihatında bulunmuştu. Bu nasihat de o gün bugündür, aşktan ihtirastan kurumuş kalplerimizin bir köşesinde durur.
Bu yüzden benim ikinci sezonda görmek istediğim tek şey herhalde, yeni çocuk pıtlatmış olmasına bakmadan Mrs. Masters’ın, bir zamanların en hit Türkçe şarkısı eşliğinde basıp gitmesi. Geç bile kaldı!
Not 1: No, Nein, Hayır drama yapmıyorum.
Not 2: Bazı durumlarda basıp gitmelerin dozunu ayarlayın tabi, hayat zor, sevdiceğinizin gerçekten bir derdi olabilir.
Not 3: Dozu ayarlamakta zorluk çekiyorsanız sosyal medya hesaplarımızla, dadanizm@gmail.com adresi ne güne duruyor??